Seyirci maça niye gider !? Gol görmek ve iyi oynanacak futboldan zevk alıp heyecan yaşamak için. Futbolda asıl gerçek budur. Mutlak kazanmaya şartlanmış olmak taraf olma adına mutlak olsa da, futbolun oyun olma gerçeğine terstir. Çünkü sahada iki takım vardır ve iki kale ile oynanır! Ancak son zamanlarda unutulan bu gerçek işi fanatizmle karıştırınca, sonuca mandallanmış bir profil yapısı türedi ve işin içine farklı anlamsızlıklar girdi. Futbol adeta ikinci plana itildi!
Dün gece Trabzon adına, özellikle yeni statlarında bir şölen vardı . Futbol ve gol şöleni. Yenen de, yenilen de mutlu idi.! Kimse nedenlerini tartışamayacağı negatif yorumsuz bir 90 dakika izledi. Gidip gelen, gollerle sonucu değişen karşılaşmadan galip ayrılan Beşiktaş da olsa, tebrik gören iki takım olmalıdır.. Hatalar ve eleştirilmesi gereken tarafları kenara koyup asıl gerçeğin insanımıza verdiği kaliteli gollerle süslenen yanı konuşulmalıdır. Tebrikler Beşiktaş.. Tebrikler Trabzonspor. Ve tabii Şenol Güneş ile Ersun Yanal tebrikler. Ayrıca büyük bir sabır ile Beşiktaş'ı bu güne getiren emekçilere tebrikler! Sabırla Trabzonspor'a gönül veren seyircisine ve bu başarıya döndüren yönetime bravo.!
Cenk'in gol vuruşundaki teknik, Adriano'nun ortası. Okay'ın müthiş şutu, Talisca'nın milimetrik frikiği, Aboubakar'ın kalite gol resitali ve geldiği günden bu yana ülkemizdeki tüm futbol oynayanlara örnek olacak Atiba'nın final golü ötesindeki örnek futbolculuğu. Belki üç gol yedi diye konuşulmayan Fabri'nin önemli anlardaki kurtarışları maçın akılda kalan gerçekleridir. Bu güzelliklere hasret kalmıştık!
İstesem satırlarıma hamaset katarak yazımı sürdürebilirim! Hayır yapmayacağım. Çünkü bu tavır bizi hep frenliyor. Çabuk gevşeyip, hani halk dilinde "havalara" girip daha sonraki görevlerimizde bekleneni ihmal ediyoruz .! Çünkü Beşiktaş Perşembe günü Olimpik Lyon ile zorlu bir karşılaşma oynayacak! Onlar dün gece sahalarında farklı yenildiler.! Buna kanmayalım!. Belli ki Beşiktaş'a kilitlenmiş kafalarında kazanmaya şartlanmışlık var. Beşiktaş topu iyi kullanan bir kadroya sahip olsa da, oyunu hızlandırıp sert ve agresif bir rakip bulacak karşısında! Örneğin dün gece ben oyun 2-1 iken Necip ile orta alanda bir set oluşturup rakibi engelleyen ve karşı atakla oyunu sürdüren Beşiktaş'ı beklerken bir anda 3-2 yenik duruma düşmelerinin uyarısının iyi okunmasını isterim! Daha sonra gelişen mücadelede kritik topları kesen Necip savunma zenginliği sağlayınca Atiba'nın golü de düşünen çıkışlarını rakip anlayamadı. Usta gol bu nedenle geldi!
Savunmada Tosiç zaman zaman gereksiz ve geç çıkardığı topları kazanırken çok başarılı ama kullanırken hatalı işler yapınca, gol ile bitmesinin sorumlusu oluyor. Daha basit oynamalı.. Quaresma sakatlık adına en küçük bir sıkıntı hissederse oynatılmamalıdır.. Bunları baş öğretmen biliyor. Ben sadece aklıma takıldı diye yineliyorum!. Daha fazla yazmak konuşmak yersiz ama tek gerçek şu; Avrupa futbolu daha agresif ve çabuk oynuyor onu hatırlatmak zorundayım!
Uzun aradan sonra yeniden futbol ile buluşmak ve gollerle süslenen heyecanın kazananı izleyen bizler olduk. O halde "Hoş geldin futbol!" demek yanlış olmaz sanırım!