Futbolun semazenleri!
Geçtiğimiz sezon TFF ve kurullarını amansızca eleştiren, haklarının gasp edildiğini savunan kıymetli(!) delegeler, bizlere komik bir futbol tiyatrosu izletti ve avuçlarımız patlayıncaya kadar kendilerini alkışlamamızı sağladı. Oy kullanan tüm delegelerin ellerine sağlık!
Ankara'daki TFF seçimlerinde ortaya koyulan tablo, son günlerin popüler kelimesi olan "futbol ailesini" oldukça memnun etmiş görünüyor. Mevcut antidemokratik sistemi eleştirmek, basın mensupları için bence vicdani bir borçtur!
Geçtiğimiz sezon TFF ve kurullarını amansızca eleştiren, haklarının gasp edildiğini savunan kıymetli(!) delegeler, bizlere komik bir futbol tiyatrosu izletti ve avuçlarımız patlayıncaya kadar kendilerini alkışlamamızı sağladı. Oy kullanan tüm delegelerin ellerine sağlık!
Seçme ve seçilme hakkı olmayan "üst düzey" futbol adamları (kendilerini öyle tanımlayanlar oldukça fazla) ülke futbolunun direksiyonunu yeniden Demirören'e teslim ederek, görevlerini layıkıyla yerine getirdi. Bu seçimin kazananları ve kaybedenleri var elbette.
Aylar öncesinde katıldığı televizyon programında oldukça rahat bir tavır sergileyen ve yeniden başkan olacağı konusunda şüphesi olmayan Demirören, tüm kulüplerle görüşerek başkanlığını sağlama almıştır. Bir insan, aylar öncesinden böylesine rahat açıklamalar yapabiliyorsa, birilerinin(!) desteğini arkasında hissediyor demektir. Nitekim ortaya çıkan tablo da bunu net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Antidemokratik bir seçim ve evlere şenlik statüdeki 60 imza maddesi, neyin ne olduğunu çok iyi anlatıyor. Türkiye'de sistem konusundaki ciddi sıkıntıların olduğu, bu seçimde de kabak gibi ortaya çıkmıştır. Kişilerin gelip geçiciliğini kimse tartışmaz ama bu sistem enine boyuna tartışılmalı ve demokratik bir görünüme büründürülmelidir. Bu statüyü önceden değiştirmeyenler de suçludur!
Seçimin kazananları ve kaybedenleri...
Yıldırım Demirören'in listesinde kamuoyunun da tanıdığı, bildiği isimler var. Listede bulunan ancak futbolla alakası olmayan bazı kişiler, gücün, iktidarın yanında yer almış ve sistemin içine entegre edilmiştir. Yeniden başkanlığa seçilen Demirören, adil olmayan bir seçimle 4 yıl daha koltukta oturacak. Mevcut tabloda seçimin kazananları; Demirören ve listesinde yer alan kişilerdir.
Kaybedenlerin başında ise İbrahim Hacıosmanoğlu geliyor. Demirören'i desteklemesi bordo-mavili camiayı karıştırdı. Hacıosmanoğlu, güven kaybetti. Hacıosmanoğlu'nun dışında, Demirören'e bir dönem hesap soracaklarını açıklayan ancak soru bile soramayan ve Demirören'in verdiği hizmetten memnun olan Fikret Orman da kaybedenler kulübünde rezervasyonunu yaptıranlardan biri oldu. Ayrıca, geçen sezon haksızlığa uğradıkları gerekçesiyle ağlayan(!) yöneticiler de kendileriyle çelişti ve kaybetti!
Haluk Ulusoy'un seçimi mahkemeye taşıyacağını açıklaması yeni bir süreç başlatır mı bilinmez. Lakin, bu seçim futbola yine kaybettirmiştir. Demirören'in bayrağı ileri taşıyabileceği kapasitede olduğuna inanan delegeler, sakın ha sakın, gelecek sezon kendilerine haksızlık edildiğini dile getirmesin, ağlamasınlar. Vallahi mendil veren olmaz!
Hangi kağıda neden ve niçin imza attığını bilmeyen, ikili oynayan, camiasını değil çıkarlarını düşünen ve ülke futbolunu zerre kadar umursamayan kişiler önümüzdeki yıllarda yaşanabilecek sıkıntıların müsebbibi olmuştur. Geçmiş olsun!
Futbol ailesi(!) hak ettiği gibi yönetiliyor. Ayrıca hakem camiasndan bir tek kişiyi bile oy kullanırken görememek de ayrı bir skandaldır. Vicdan ve cüzdan arasındaki tercih, bu seçimin bence kilit cümlesidir. Alın size özerk federasyon!
Not : Mevlevi dervişlerin dönerek yaptıkları ayine, yani semaya inanılmaz saygı duyarım. Amacım semazenleri incitmek değildir. Bu makalenin başlığında yer alan semazen ifadesi; futbol adamlarının da iyiliğe doğru dönmeleri gerektiğini hatırlatmak amacıyla kullanılmıştır.