“Galatasaray aslında üç santrfor oynadı"
Ünlü spor yorumcusu Mehmet Demirkol, Spor Toto Süper Lig'de Fenerbahçe ve Beşiktaş ile birlikte şampiyonluk yarışı veren Galatasaray'ın Sivasspor'a karşı aslında üç santrforla oynadığını ve kazanmayı hak ettiğini söyledi. Demirkol, Falcao, Feghouli ve Babel ile ilgili neler söyledi? İşte Demirkol'un Galatasaray ile ilgili değerlendirmeleri...
“Galatasaray’ın kazanması daha hakkaniyetli olurdu”
Galatasaray’ın, Sivasspor’a karşı oynayabileceği en iyi futbolu sergilediğini belirten Demirkol, sarı-kırmızılıların maçı kazanmayı daha çok hak ettiğini söyledi. Demirkol, şöyle konuştu:
“Ankaragücü maçından altı-yedi oyuncu farklıydı Sivas maçında. Hoca bunu sadece rotasyon olarak açıkladı, ama bence onun dışında da bir şey var. Rakibe göre de bu kadro daha uygundu. Sivas, ligde istediği zaman iyi top yapan, baskıdan da iyi çıkabilen bir takım. Bunu engellemek için ‘Fiziksel mücadeleye gireceğim’ demedi hoca, doğrusu da odur. Çünkü Etebo’yla oynadığı zaman, maçların özellikle 40. dakikasından sonra arkada nasıl açıklar verdiği çok aşikar. Bu da Sivas için cennet gibi bir şey olurdu. Bunun yerine daha topla oynayabilen bir ekip vardı sahada. Ama Galatasaray, sahada baskıyı hiç bırakmadı. Üst düzeyde yaptı. Bence, Sivasspor’a karşı oynanan en iyi oyunlardan biri bu. Galatasaray’ın da oynadığı en iyi oyunlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda, Galatasaray’ın kazanması daha hakkaniyetli olurdu.”
“Feghouli doğru şut çekiyor”
Sarı-kırmızılıların Cezayirli oyncusu Sofiane Feghouli’nin, takımın en iyi şut çeken ismi olduğunu belirten Demirkol, “Feghouli’nin sakat olmadığı tüm maçlarda ilk 11 oynaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, Galatasaray’da bilinçli şut çeken bir numaralı adam. Topu kaleye vurayım değil, neresi boş oraya vurayım diyen bir oyuncu. Sivas kalecisinin kurtardığı en değerli şut, Feghouli’nin çektiğiydi. Çünkü Feghouli doğru şut çekti, kalecinin de güzel bir kurtarışı vardı.” dedi.
“Galatasaray üç santrforla oynadı”
Teknik direktör Fatih Terim’in, Sivasspor maçında sahada üç forvetli bir taktiğe geçiş yaptığını açıklayan Mehmet Demirkol, “Galatasaray aslında üç forvet oynadı. Ne yaptı Fatih hoca? Onyekuru ile Babel’i çizgiye atmadı, içeri soktu. Yani, üçünü akan oyunda ceza sahası üzerinde gördük hep. Bekleri ve orta saha oyuncularını çizgilere çıkardı. Altılı bir hat kurdu esasında. Üç santrfor oynadı yani" dedi.
“Falcao tedirginliği kafasından atmış”
Falcao’nun performansına da değinen Demirkol, “Ankaragücü maçında, Falcao’nun dönüp vuramadığı bir top vardı, Onyekuru’nun pasında. Baldırı da tam sargılı, dedim acaba iyi hissetmiyor mu kendisini? Falcao’nun en iyi yaptığı şey o normalde. Döner, uzak direğe vurur çünkü. Çok kötü vurmuştu. Ama bu hafta attığı golden sonra, o durumun sakatlıktan ötürü değil, tedirginlikten ötürü olduğunu gördük. Bu güzel bir gelişme Galatasaray açısından. O tedirginliği kafasından yavaş yavaş atması Galatasaray için güzel.” diye konuştu.
“Fajr bazen Deschamps gibi oynuyor”
Kırmızı-beyazlı ekibin çok kaliteli futbolcuları olduğunu, fakat dengesiz performanslar sergilediklerini ifade eden Demirkol şunları söyledi:
“Sivasspor’un şöyle bir problemi var; Max Gradel’in, mükemmel ile rezalet arasında gidip gelen bir performansı var. Maç içinde değişiyor. Zaten Max Gradel’in neden çok daha yüksek bir seviyede oyuncu olamadığını da görüyoruz. Faysal Fajr için de benzer şeyler söyleyebiliriz. Bazen diyorsun ki Deschamps gibi oynuyor Fajr, ama bazen öyle acayip şeyler yapıyor ki… Mesela, kaç pozisyonda ileriye atılacak topu kendisine alıp geriye doğru verdi. Faysal Fajr çok değerli, yetenekli bir oyuncu. Gradel’i anlayabiliyorum ama Fajr’ı anlamıyorum, hoca daha iyi kullanabilir. Çünkü Hakan Arslan, Gradel vesaire bunlar hakikaten iyi oyuncular.”
“Sivasspor’un dengesini Avrupa Ligi bozdu”
UEFA Avrupa Ligi’nin, Sivasspor’u ligde yukarı sıralara oynayacak bir takım olmasını engellediğini düşünen Demirkol, konuşmasını şöyle bitirdi: “Burada biraz Avrupa Ligi denge bozdu. Avrupa Ligi olmasaydı Sivas bu işin içinde olurdu. Yukarılara çıkardı. Bu çok kötü bir şey bizim açımızdan. Çünkü şöyle yapıyorlar; ‘Bu çok bozuyor bizi, biz bu işe girmesek mi acaba?’ diyorlar. 20 sene evvel, büyük başkanlardan birinden duydum ben bunu. ‘Bu UEFA Kupası’nın hiç yararı yok, boşu boşuna gidiyoruz, bir de masraf oluyor’ diyerek, ertesi sene de bilerek katılmadıklarına eminim. Bir taraftan da haklılar. Bu kadroların, bu bütçelerin kaldırabileceği işler değil bunlar. Dünya futbol düzeni çaktırmadan geri kalanları dışarı atıyor.”