Ümit Karan'dan yıllar sonra gelen itiraf: Galatasaray'dan Hagi yüzünden ayrıldım
Galatasaray'ın unutulmaz oyuncularından Ümit Karan, Fenerbahçe ve Beşiktaş derbilerinden Avrupa maçlarına, Fatih Terim'den Mircea Lusecu'ya, Arda Turan'dan Bafetimbi Gomis'e kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
"DOĞUŞTAN FUTBOLCUYDUM"
-Almanya'da sizi futbola kim yönlendirdi?
Bizim ailede futbolcu çoktu. Dayılarım ve rahmetli babam futbolcuydu. Bir bakıma futbolculuk genlerimde vardı. 6 yaşındayken Berlin’de sokakta top oynarken Alman antrenör beni görmüş ve beğenmiş. Kolumdan tuttuğu gibi Minerva 93 takımına götürdü. Bir sene sonra Hertha Zehlendorf’un altyapısına seçildim. O dönemlerde ırkçılıktan dolayı Almanya’da alt yapılarda çok fazla Türk oyuncu oynamıyordu. 1995 yılında Berlin Türkiyemspor’a transfer oldum.
"DAZLAKLARLA ÇOK KAVGAMIZ OLDU"
-Ben de tam onu soracaktım. Irkçı saldırılara maruz kaldınız mı diye. Özellikle de Türkiyemspor’da oynarken?
Maalesef… Alman vatandaşı olmamıza rağmen bize yabancı gözüyle bakıyorlardı. Takımlarda Türk futbolcuları pek fazla ön plana çıkartmazlardı. Önce Alman futbolcular tercih ediliyordu. Zamanında sokakta Dazlaklarla da çok kavga ettik.O nedenle büyük problemler yaşadık. Almanya’da her türlü yabancıydık. Gerçi Türkiye’ye gelince de gurbetçi dediler. Burada da yabancı sayıldık. (Gülerek)
-İdolünüz veya örnek aldığınız biri var mı?
Almanların ünlü golcüsü Klaus Fischer ve Hollandalı Marco Van Basten’i beğenirdim.
"İLHAN CAVCAV ISRAR ETTİ, GENÇLERBİRLİĞİ’NE GİTTİM"
-Türkiyemspor’dan Gençlerbirliği’ne nasıl geldiniz?
Almanya’da Milliyet Gazetesi’nin temsilcisi gazeteci Münir Bağrıaçık vardı. Rahmetli İlhan Cavcav başkan ile arası çok iyiydi. Bir gün İlhan Cavcav’a telefon açtı ve beni anlattı. O dönem Almanya’daki bazı kulüplerde beni istiyordu. Ancak İlhan Cavcav ‘Bu çocuğu illa bana yolla’ diye ısrar edince Gençlerbirliği’ne gittim.
‘BUNLAR GURBETÇİ, ONLARDA PARA ÇOK’
-Türkiye’deki ilk günlerinizde zorluk çektiniz mi?
Evet çok zorluk çektim. Paramız yoktu. Türkçe’yi de tam konuşamıyordum. İki kültür arasında bocaladım. Kimseyi tanımıyordum. Ailen yanında yok. Kolay değildi tabii bunlar. Futbolcu olarak da kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyordu. Gurbetten Audi, Mercedes veya BMW ile geldiğiniz zaman insanlar size,’Aaa bunlar zengin... Almanya’da arabalar ucuz’ diyorlardı. Ama öyle bir şey yoktu. Biz buraya kimsenin ekmeğini çalmaya gelmedik.
"HAYALLERİM GERÇEK OLDU"
-Galatasaray ile yollarınız nasıl kesişti?
Gençlerbirliği’nde kendimi gösterdikten sonra Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin dikkatini çekmiştim. Ama benim tek bir hayalim vardı. O da Galatasaray’da oynamak. Mehmet Cansun ile mukavelem bitmeden 1 yıl önce sözlü anlaşma yapmıştım. Transferim sırasında bazı sıkıntılar yaşandı ama güzel sonuçlandı.
"GALATASARAY’A GOL ATINCA NE YAPACAĞIMI ŞAŞIRDIM"
-Gençlerbirliği’nde forma giyerken Galatasaray’a gol atmıştınız. O anda neler hissettiniz?
Açıkçası ne yapacağımı şaşırmıştım. Sevinsem mi mutsuz mu olsam diye. Şoktaydım yani. Farklı duygular içindeydim. Hayallerimin takımı Galatasaray’a gol attığıma inanamamıştım.
"BEN BU TAKIMA AYAK UYDURAMAM"
-Galatasaray’da uyum sorunu yaşadınız mı?
İlk hafta çok bocalamıştım. Hatta menajerime, ’Bunlar nasıl top oynuyorlar böyle. Onların temposuna ben ayak uyduramam.’ dedim. Beni Gençlerbirliği’ne geri götürmesini rica ettim. Ama çok şükür ilerleyen günlerde takıma adapte oldum.
"LUCESCU İŞİNİN ERBABI İDİ"
-Galatasaray’a ilk geldiğinizde Mircea Lucescu vardı ve o sezon şampiyonluk yaşadınız. Lucescu’nun en belirgin özelliği neydi?
Öncelikle rakibi iyi analiz ederdi. Elindeki oyuncunun kalitesine göre sistem kurardı.
"FUTBOL BİR ŞOV, GOLLERİM DE ESTETİK OLMALIYDI"
-Golleriniz genelde jeneriklik diye tabir edilen türdendi. Bunun için özel bir çabanız var mıydı?
Çocukluğumdan beri o tarz goller atmayı seviyorum. Hep böyle goller atmak istemiştim. Hatta hocalarım, ’Yapma öyle, toplara normal vur’ derlerdi. Ben de hep tam tersini yapardım. Tabii bunun için özel çalışmak lazım. Bazen de anlık gelişiyordu . Aklıma geldikçe farklı vuruşlar yapıyordum. Çünkü futbolun görsel bir şov olduğunu düşünen biriyim.
"RÜŞTÜ ABİNİN BELALISIYDIM"
- Neredeyse her Fenerbahçe maçlarında golünüz vardı.
Evet, Fenerbahçe maçlarını boş geçmezdim. (Gülerek). En çok Rüştü (Reçber) abiye şansım tutuyordu. Daha Gençlerbirliği’nde oynarken Rüştü abiyi yakalıyordum. (Gülüyor)
-Rüştü Reçber’in size tepkisi nasıldı?
‘Yine mi sen’ diyordu bana. (Gülerek). Rüştü abi Beşiktaş’a gittiğinde de gol attım. Ona karşı oynadığım her maçta golüm vardı yani.
"FENERBAHÇE DERBİLERİNDE HEYECAN YAPAN ÇOKTU"
-Sizin döneminizde Galatasaray, Fenerbahçe derbilerinde iyi oynasa da çoğu kez üstünlük sağlayamıyordu. Bunun sebebi neydi?
Takımda çok stres ve heyecan yapan oyuncular vardı. Ben biraz soğukkanlı futbolcular arasındaydım. Mesela Arda Turan ve Hasan Şaş gibi oyuncular gergin oluyorlardı. Bir ara Fenerbahçe’ye karşı hiç şansımız tutmuyordu. Ne kadar iyi oynasak bile kazanamıyorduk. Enteresan bir durumdu.
"ÖZHAN BAŞKAN’I DİNLEDİM, FENERBAHÇE’YE GİTMEDİM"
-Bir dönem Fenerbahçe'den teklif almıştınız. Neden kabul etmediniz?
Rahmetli Özhan Canaydın başkandı. Takımdan ayrılacağımı kulübe bildirdim. Sonrasında başkan Canaydın beni aradı. ’Bonservisin bende. Galatasaray’dan ayrılırsan Ümit Karan olursun ama Galatasaraylı Ümit Karan olamazsın. Gitme.’ dedi. Ben de onu dinledim. Fenerbahçe’ye gitmedim.
"HAGİ’NİN YÜZÜNDEN GALATASARAY’DAN AYRILDIM"
-Olumlu ve olumsuz anlamda etkilendiğiniz teknik direktörler kimlerdi?
Hagi beni çok etkiledi. Çünkü onun döneminde Ankaraspor’a kiralık olarak gitmek zorunda kaldım.
-Hagi ile neden yıldızınız barışmadı?
Uzun hikaye…Onlar başka olaylar. Karışık işler. Zamanında olanları anlattım. Bir daha o konulara girmeye gerek yok.
"GERETS’İN OYUN TARZI TAM BANA GÖREYDİ"
-Peki olumlu anlamda sizi etkileyen hoca var mıydı?
Eric Gerets, ofansif futbol oynatıyordu. Tam benim sevdiğim tarzdı. Önde oynayan bir takımdık. Lucescu da bana çok katkı sağladı. İlk geldiğim zaman çok yardım etti. Ama benim en iyi dönemim Gerets dönemiydi.
-Alman teknik adam Karl Heinz Feldkamp ile aranız nasıldı?
Feldkamp, Alman eski okulundan gelme bir düşünce yapısına sahipti. Onunla da şampiyon olduk ama 6 hafta Cevat (Güler) hoca ile devam etmiştik.
"FATİH TERİM, BİZİ İYİ GAZLARDI"
-Fatih Terim için de bir iki cümle söyler misiniz?
Fatih Hoca’nın en büyük özelliği motivasyon tabii. Konuşmaları, oyuncularla ilgilenmesi, onları gazlaması…Futbolculuk ruhundan iyi anlardı. Kendisini onların yerine koyabiliyordu.
Ama futbolcu kötüyse ve onu oynatmadığı zaman sıkıntı olurdu. (Gülüyor)
"BİR KAYINPEDERİM BİR DE FATİH HOCA!"
-Ondan çekiniyor muydunuz?
Hem de çok…Biz ona karşı çok saygılıydık. Ben hep şunu söylerim; bir kayınpederimle telefonda konuştuğum zaman ayağa kalkarım bir de Fatih Hoca ile konuştuğumda. Alışkanlık olmuş.(Gülüyor)
"LİNCOLN İLE EKÜRİ GİBİYDİK"
-Saha içinde en iyi anlaştığınız oyuncu kimdi?
Ümit Davala, Hasan Şaş, Volkan Arslan’la iyi anlaşırdım. Sonra Lincoln geldi. Onunla eküri gibiydik. Sasa İlic’le de anlaşıyordum.
"LUGANO RAHAT DURMAZDI"
-Zorlandığınız defans oyuncusu var mıydı?
Fenerbahçeli Lugano, bana karşı sert oynardı. Onunla çok didişirdik. Gizli gizli aşil tendonlarıma basardı. Ben de ona karşılık verirdim. Ama saha dışında çok iyi arkadaş olduk. Saha içinde ise tam bir panzer gibiydi.
"FATİH TERİM’İN GİDİŞ ŞEKLİ HOŞ OLMADI"
-Şimdi de güncel konulardan bahsedelim. Fatih Terim'in gidişi sizin için sürpriz oldu mu?
Futbolda ayrılıklar olabiliyor. Fakat Fatih Hoca’nın gidiş şekli pek hoş olmadı. Belki devre arasına kadar veya sezon sonuna kadar beklenebilirdi. Ancak takım kötüydü. Birkaç yanlış transfer de yapıldı. Sonuçta sportif başarı önemli. Futbolda kötü gidişatta mutlaka birinin kafası kopuyor. Bu kez Fatih Hoca’ya olan oldu. Bu yanlış mı doğru mu tartışılır tabii. Fakat başarı olmayınca bu gibi hadiseler yaşanabiliyor.
"ARTIK SAHA KENARINDA DURMAMALI"
-Hıncal Uluç, 'Fatih Terim Bodrum'a yerleşip torun baksın.' dedi. Siz bu yorum için ne diyorsunuz?
Ben diyorum ki Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş…Bunların artık Türk futbolunu yönetmesi gerekiyor. Yani bu insanların Türkiye Futbol Federasyonu’nun başına geçmeleri lazım. Futbolu, futboldan gelen insanlar yönetmeli. Şu anda bir tek bizim Hamit Altıntop kaldı federasyonda. Bence artık Fatih Terim’in saha kenarında olmamalı. Kendisi de bunu istemez. Zaten Türkiye’de Galatasaray’dan başka bir takımda çalışacağını düşünmüyorum. Ama dediğim gibi Federasyon başkanlığı gibi bir pozisyonda yer alabilir.
-Fatih Terim’in Galatasaray başkanlığını düşündüğü iddia ediliyor.
Sanmıyorum…Ancak ona dışarıdan bunun için baskı gelebilir.
"BAŞKANLIK YAPSIN AMA HOCALARIN İŞİNE KARIŞMASIN"
-Peki siz ona başkan olmasını tavsiye eder miydiniz?
Başkanlık yapsın ama teknik direktörün işine karışmasın. (Gülüyor)
‘GALATASARAY BU KADAR GOL YİYEMEZ TORRENT’
-Domenec Torrent hakkında ilk izlenimleriniz nedir?
Kendisini tanımıyordum. Daha önce Guairdola’nın yanında çalışmış. Şu anda tanıma aşamasındayız. Ama şunu gördük ki son üç lig maçında 9 gol yemişsin. Bir de hazırlık maçında 6 gol yiyorsun. Böyle devam ederse büyük sıkıntı olabilir. Biri Torrent’e bunu anlatmalı. Galatasaray’ın bu kadar gol yememesi lazım.
"BİZDE DE 'İSMAİL KARTAL' VARDI!"
-Siz olsanız Fatih Terim'in yerine kimi göreve getirirdiniz?
Galatasaray’da yetişmiş birçok oyuncu var. Fenerbahçe, niye İsmail Kartal’ı getirdi? En kötü Türkiye ligini tanıyan birini göreve getirdiler. Torrent’in yanındaki yabancı antrenörler de Türkiye’yi tanımıyor. Rakipleri, oyuncuları analiz etmeleri lazım. Bu da zaman isteyen bir iş.
‘GALATASARAY KÜME DÜŞMEZ’ DEMEK SIKINTI YARATABİLİR
-Galatasaray'ın küme düşme korkusu yaşar mı? Son zamanlarda bu yönde yorumlar yapılıyor.
Galatasaray küme düşmez diyorsun. Evet. Galatasaray forması düşmez diyoruz ama şöyle bir sıkıntı olacak. Alt tarafta oynamak futbolcunun üzerinde büyük baskı ve stres yaratır. Burada çok iyi iletişim halinde olmak lazım. Çünkü genç ve tecrübesiz bir takımsın. Bu sefer futbolcular saha içinde sorumluluktan kaçabilirler. Alt tarafta oynamak çok zor. Üst taraf kolay. O sene şampiyon olmasan bile ikinci olursun. Seneye tekrar denersin. Ama alt taraf öyle değil. Orada artık can pazarı var. Daha hayati maçlar oynanacak. Oranın şakası yok. Ciddi olmak lazım. Galatasaray’daki oyuncu,’Ben düşmem’ demeyecek. Fatih Terim olsaydı takımın üzerindeki bu yükü alırdı. O işi çok iyi yapardı.
"ARDA, ESKİ ARDA DEĞİL"
-Arda Turan’daki düşüşü neye bağlıyorsunuz?
Arda Turan, artık kaç yaşında oldu? 35-36 yaşında galiba. Bu sene ağır bir sakatlık geçirdi. Bir de sürekli gündemde. Tabii mental açıdan da yoruldu. Arda’nın en büyük özelliği takım içinde birliği sağlamak. Kaptan olmak sadece sahaya kaptanlık pazubandı ile çıkmak değil ki. Arda, saha dışında da kaptanlık yapıyordu. Ama sahadaki performansı iyi değil. Bence bundan kendisi de memnun değil. Bazen hayatta böyle düşüşler yaşanıyor.
"36 YAŞINDAKİ GOMİS’E BU PARALAR ÇOK"
-Galatasaray’ın eski bir golcüsü olarak Bafetimbi Gomis'in tekrar transfer edilmesi doğru mu?
Yönetimin transferde doğru bir politika izlediğini düşünmüyorum. 36 yaşındaki Gomis’i almışlar. Bu paralara daha genç ve daha iyi oyuncular da var. Tamam. Gomis, sahada yüreğini ortaya koyan karakterli bir oyuncu. İyi bir golcü. Fakat bu yaştaki bir futbolcu için yüksek rakam bunlar.
"GALATASARAY'DA DEĞERLİ FUTBOLCU GÖREMİYORUM"
-Galatasaray’da beğendiğiniz yabancı oyuncu var mı?
Marcao, ligin ilk yarısında iyi oynadı. Son dönemde ise formdan düştü. Şu anda Galatasaray’da satılacak değerli bir oyuncunun olduğunu düşünmüyorum.
"ŞU ANDA DAHA ÇOK GOL ATARDIM"
-Şimdi Süper Lig’de oynasaydınız piyasa değeriniz ne olurdu? Kaç gol atardınız?
Bonservisim 30-35 milyon olurdu. (Gülerek). Kaç gol atardım bilemiyorum. Hep atıyordum zaten. Ama şimdi daha çok gol atardım.
"MİLLİ FORMA İÇİN HAKKIMI YEDİLER"
-A Milli Takım'da yeteri kadar forma giydiğinize inanıyor musunuz?
Hayır...Orada çok hakkım yendi. Bunun sebebini anlatmam uzun sürer.
-Size göre Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi 3 golcüsü kim?
Metin Oktay, Tanju Çolak ve Fatih Tekke. Bir de kendimi sayarım. (Gülerek). İlhan Mansız da iyi golcüydü. Fakat Fatih Tekke, çok özel bir oyuncuydu.
"BAZEN ÇIKIP OYNAYASIM GELİYOR"
-Geriye dönüp baktığınızda en çok neyi özlüyorsunuz?
Kalenin önünde o topu ağlarla buluşturduğunuz an tarif edilemez bir mutluluk. Şimdi de oyuncularım gol attığında benzer duyguları yaşıyorum. Ama kendim atınca daha çok mutlu oluyordum. Bazen ben de mi sahaya çıksam diyorum. Tabii buna fiziğim izin vermez. (Gülerek)
"NERDE HAGİLER, ALEXLER; NERDE ŞİMDİKİ YABANCILAR"
-TFF başkanı olsanız ilk icraatınız ne olurdu?
Yabancı transferlerine şart koyardım. Kısıtlama değil de kaliteli yabancıların gelmesini sağlardım. Milli Takımlarda oynama zorunluluğu getirirdim. Bizim zamanımızda kimler vardı? Hagi, Popescu, Alex, Roberto Carlos, Ortega, Anelka, Drogba, Sneijder…İşte böyle oyunculara kapıları açmalıyız. Ama şu anda Türkiye’deki yabancı transferlerin yarısı kötü. Günümüzde bir tane iyi oynayan yabancı söyler misiniz? Çok zor… Trabzonspor’da Nwakaeme ve birkaç oyuncu var. Onların dışında yok. Bunun önüne geçmemiz lazım. Sıradan yabancıları getirmemeliyiz.
"SURVİVOR İÇİN SADECE FİZİK GÜÇ YETMEZ"
-Survivor'a katılmak size neler kattı?
Farklı bir tecrübe oldu. Orada açlıkla ve yoklukla mücadele etmek inanılmazdı. Sadece fiziksel değil mental açıdan da hazır olmanız gereken bir yarışma. ‘Vücudum iyi, ben çok iyi sporcuyum.’ diyemiyorsun. Kafa yapınız da önemli. Survivor’ın hayatıma renk kattığını düşünüyorum.
-Pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı?
Var ama onlar bende kalsın.
"FENERBAHÇE’YE ATTIĞIM HER GOLÜ HATIRLIYORUM"
-Unutamadığınız maç veya golleri sorsam peki?
Barcelona’ya Nou Camp’ta attığım gol. Liverpool maçım var. Fenerbahçe’ye attığım her golü hatırlıyorum. Sanırım toplamda Fenerbahçe’ye 13 gol var..
"HOCALIK İÇİN SABIRLIYIM"
-Gelecek ile ilgili planlarınız ve beklentilerinizi anlatır mısınız?
Amerika’da çalıştım. Orada eğitim aldım. İki sene de Makedonya’da çalıştım. Daha sonra Menemenspor ve İskenderunspor’da görev yaptım. Şu an teklif bekliyorum. Bu konuda sabırlıyım. İyi bir takımda çalışmak istiyorum. Sportif Direktörlük de yapabilirim. Almancanın yanında İngilizcem de var. Kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum.
"KUNTZ’UN GELİŞ SEBEBİ BELLİ"
-Almanca dediğiniz için aklıma A Milli Takım’ın başındaki Stefan Kuntz hakkındaki düşüncelerinizi de sormak geldi.
Bence Kuntz’u göreve getirerek Avrupa’da özellikle de Almanya’da yetişen gurbetçi oyuncuları Milli Takım’a kazandırmak istediler. Şu anda takımın yüzde 60 gurbetçi.
"GURBETÇİLER, MİLLİ TAKIM’DA MUTSUZDU"
-Zaten Abdullah Avcı’nın Milli Takım’da olduğu dönemden bu yana gurbetçiler ağırlıktaydı.
Evet ama gurbetçi oyuncuların ‘Bizimle yeteri kadar ilgilenmiyorlar. Dışardan geldiğimiz için yüzümüze bakmıyorlar.’ gibi serzenişte bulunduklarını duyuyordum. Bana göre Kuntz ile bunun önüne geçmeye çalışıyorlar.
-Hakan Çalhanoğlu’nun kendi kulübünde iyi oynamasına rağmen Milli Takım’da aynı performansı göstermemesini neye bağlıyorsunuz?
Bahsettiğim konudan dolayı işte…Mutsuz geliyorlar buraya. Bir şekilde Milli Takım’da mutlu olamıyorlar. Çünkü içerde kendilerine yabancı gibi davranan oyuncular var.
"YILDIRAY BAŞTÜRK EFSANEYDİ, HAKAN ÇALHANOĞLU İLE KIYASLANAMAZ"
-Yıldıray Baştürk de gurbetçiydi. Fakat A Milli Takım’da da klasını konuşturmuştu.
Yıldıray Baştürk ile Hakan Çalhanoğlu’nu kıyaslayamazsınız. Yıldıray, büyük futbolcuydu. Hakan da çok üst düzey futbolcu ama Yıldıray Baştürk bir efsane. O zaman bile Alman Bundesliga’yı sallıyordu. Kolay değil o dönemler bir Türk olarak zirveye çıkmak. Yıldıray, gerçek bir 10 numaraydı.
KİMLİK KARTI
Adı soyadı: Ümit Karan
Doğum yeri: Berlin, Almanya
Doğum tarihi: 1 Ekim 1976 (45 yaşında)
Mevkii : Santrafor
Forma numarası : 99
Altyapı kariyeri: Minerva 93, Hertha Zehlendorf
Profesyonel kariyeri: 1995-1996 Türkiyemspor Berlin (50 maç-22 gol), 1996-2001 Gençlerbirliği (137 maç-49 gol), 2001-2009 Galatasaray (170 maç-71 gol), 2005 (Ankaraspor-Kiralık, 11 maç-5 gol), 2009-2011 Eskişehirspor (41 maç-11 gol), 2020 Vefa. (Toplam : 409 maç-158 gol)
Milli takım kariyeri: 10 kez A Milli (3 gol)
Teknik direktörlük kariyeri: 2017 Malatyaspor USA, 2018-2019 Shkupi, 2020 KF Skupi SK, 2021 Menemenspor, 2021 İskenderunspor.
Başarıları
Gençlerbirliği: 2000-2001 sezonu Türkiye Kupası şampiyonluğu.
Galatasaray: 2001-2002, 2005-2006, 2007-2008 sezonlarında Süper Lig şampiyonlukları, 2008'de Türkiye Süper Kupası.