Spor yazarlarından Galatasaray - Gaziantep FK maçı değeerlendirmesi

Halil Özer: "Çelik Çomak"

İlk yarıda ilk dakikadan itibaren kurulan baskıda rakibin direnmesi mümkün değildi. Sağda BAY, solda Berkan’ın geliştirdiği ataklar golün sinyalini vermişti zaten. Bir de ortadan Mertens’in göbek dalışları arkadan Sara’nın desteği beklenen golün çabucak gelmesini sağladı. Özellikle Yunus’un attığı golün tadına diyecek yoktu. Ama burada takıldığım bir konu var. İlk golde BAY topu koluyla düzeltiyor ve önüne alıyor. Neden VAR müdahale etmiyor? Hani çarpma filan da değil. Resmen kontrol var. Aslında çarpma bile olsa bu golün iptali gerekiyor. Bence VAR bakmadı bile. Belki de bir iki saniye o kadar. Neyse bunu hakem hocalarına bırakalım. Ama benim gördüğüm bu...

Maçın 2. yarısında çok rahattı Galatasaray. Gaza bassa skor bundan daha farklı olurdu. Doğrusunu da yaptı. Ama Gaziantepspor’da Furkan’ın attığı golün efsane olduğunu da söyleyelim. (Milliyet)

Osman Şenher: "Fabrika ayarlarına döndü"

Galatasaray, Rizespor maçından sonra Gaziantep karşısında da zorlanmadan, iyi mücadele ederek galip geldi. İlk yarı bütün takım pres yaptı, gol pozisyonlarına girdi, erken iki de gol buldu. Daha sonra oyunu rölantiye aldı. Belli ki akıllar hafta sonu oynanacak derbi maçındaydı. Aman sakatlık olmasın, kart görülmesin düşüncesinde sarı-kırmızılılar farkı artırmayı pek düşünmedi hatta tempoyu düşürdü. Batshuayi ise dün bir gol attı, bir gol de attırdı. Ne var ki Icardi ve Osimhen’in olduğu yerde zor forma şansı bulur.Gabriel Sara yine iyiydi. Sakatlanma ve kart korkusundan dolayı ikili mücadelelere fazla girmemesine rağmen tekniğiyle, attığı paslarla ‘ben çok iyi futbolcuyum’ mesajı veriyor. Barış Alper de Rizespor maçında olduğu gibi çok gayretliydi. Golünü attı, bir de attırdı.Sonuçta bütün Galatasaraylı futbolcular ve taraftarlar sadece Fenerbahçe maçını düşünüyorlar. Bunun için de Gaziantep karşılaşmasında daha iyi bir futbol çıkmadı. (Milliyet)

Uğur Meleke: "Galatasaray-Rize maçının tekrarını mı yayınladınız?"

Dün devre arasında stüdyoya indiğimde şöyle takıldım mesai arkadaşlarıma: “Arkadaşlar ne yaptınız, Galatasaray-Rize maçının tekrarını mı veriyorsunuz? 4 gün arayla aynı müsabakayı ikinci kez izliyoruz adeta.” Sahiden de Galatasaray’ın 4 gün önceki rakibi Rize ile, dünkü misafiri Gaziantep arasındaki benzerlikler çoktu. Maç önü röportajında Selçuk İnan, 4 gün önce İlhan Palut’un anlattıklarının aynısını söyledi adeta: “Bugün beşli savunmayla Galatasaray’ın santradaki rüzgarını kırmayı umut ediyoruz. Eğer o rüzgarı kırabilirsek, bizim de maçın ilerleyen dakikaları için farklı planlarımız var.” İki hoca da beşli defans, dokuzlu savunma bloğuyla başladı. İki takım da ilk 10 dakikada gol yedi. İki maçta da tam 26’da skor 2-0 oldu. Ve Galatasaray her iki maçın da fişini 26’da çekti. (Hürriyet)

Levent Tüzemen: "Göz alıcı Galatasaray"

Yönetimi yerden yere vurulan, hocası Okan Buruk'a saldırı yapılan, sosyal medyada oluşturulan paralı hesaplarla yıpratılan G.Saray, kazanmaya devam ediyor. Okan Buruk ve öğrencileri ilk 5 maçta 5 galibiyet aldı. Ve cumartesi günü oynanacak derbiye de puan farkıyla lider olarak gidecekler. G.Saray'ın galibiyetinden çok oyuncuların coşkusu, isteği, yardımlaşması ve rakibe yine önde yaptıkları baskı göz alıcıydı. Özellikle ikili oyunlar, ezbere yapılan pas alışverişleri, rakipten çabuk top kapmak ve hızlı hücuma çıkmak alkışı hak etti. Pas bağlantılarının etkili ismi Mertens sadece servis yapmadı, arkadaşlarını sürekli hücuma hazırladı. Mertens etkili oynarken arkadaşlarını da oyunun içinde tuttu. Osimhen, İcardi, Jakobs ve Sallai'li bir G.Saray daha etkin, daha güçlü ve daha fazla pozisyon üreten bir takım olacaktır. Üst üste alınan Rize ve G.Antep galibiyetleri ile gelen puanlar da G.Saraylı oyuncuların öz güvenli bir şekilde Kadıköy'e gitmelerine neden oldu. (Sabah)

Bülent Timurlenk: "Dave Gahan ve Mertens"

Mertens'in toplu- topsuz oyundaki zeka fışkıran ve aşkla dolu mücadelesini, meşin yuvarlakla olan zarafetini, top rakipteyken yaptığı akıl dolu presi izlerken geçen bahar gittiğim konser geldi aklıma. Andy Fletcher iki yıl önce hayata veda ettiğinde kendime bir söz vermiş, Dave Gahan ve Martin Gore ile vedalaşmak üzere Depeche Mode konserine gidecektim. Budapeşte'de sahneye çıkıp bitmek bilmeyen enerjileri karşısında saygıyla eğildiğimde karşımda 44 yıllık bir grubun efsane iki üyesi vardı. Ne iş yaparsan yap aşkla yap, disiplinle yap... Anadolu takımlarının haline bakınca bu ligin bırakın 18'i, 16 takıma düşmesi artık bir mecburiyet. Bu sezonu da derbiler ve geçen sezon sahnede olmayan Beşiktaş'ın performansı belirleyecek. Depeche Mode şarkılarıyla bitireyim: Derbi öncesi 5 maçta 5 galibiyet "Precious"… Derbi öncesi Florya'da 4 gün "Enjoy The Silence"… Karaborsa bilet soruşturmasından, sırt reklamına, mini bar saçmalığından, dışarıya servis edilen resmi evraklara ve elbette kötü zemine kadar, Galatasaray yönetimi için ise: "Wrong"… (Sabah)

Serkan Akcan: "Kafa karıştırıcı"

Berkan Kutlu’nun sol bekten getirdiği toplar, isabetli pasları ve hücumda aldığı inisiyatifler izleyenler açısından dikkat çekici, Okan Buruk açısından kafa karıştırıcıydı. Malum; Kadıköy deplasmanlarının kahramanı olmak gibi bir unvan edinmişken cumartesi günü Fenerbahçe derbisinde ana plana dahil olabilir mi? sorusu Buruk’un kafasında uçuşmaya başlamıştır. Barış Alper son 5 maçta 4 gol atarak kariyer sezonlarından birine daha başladığını anlatmaya çalışıyor. Güçlü fiziği, pozisyon ayırt etmeksizin sahanın her bölgesini benimseyen mentalitesi onu farklı kılıyordu, tüm bunlara artık skoru da rahatlıkla eklemeyi kafasına koymuş görünüyor. Bu sezon ligde oynadığı son 4 maçın tamamında tabelaya adını yazdırdı, dün gece de rakibe kapıyı açtıran golü attı, Batshuayi’yi güzel bir asist yaptı. Gaziantep FK, eylül başında transfer ettiği futbolcularını oynatamadı. Bunu göz ardı etmemek gerek ama Selçuk İnan’ın 5-4-1 ile savunmasını fazla derine çekmesi maçı tek taraflı hale getirdi. (Fanatik)

Tunç Kayacı: "Derbi öncesi kazasız!"

Derbi öncesi son sınavında Galatasaray, dün gece Ramspark’ta Gaziantepspor karşısında adeta kükredi. Statü gereği iki takımda da önemli isimler oynatılamazken sahaya çıkan Galatasaraylı oyuncuların olmayanları hiç aratmadığını gördük. SarıKırmızılı ekip maça öyle baskılı ve hızlı başladı ki konuk ekibin savunma yapmaktan başka çaresi yoktu. Ancak Selçuk İnan’ın öğrencileri bu baskıya fazla dayanmaları mümkün değil görünmüyordu. Nitekim önce Barış Alper sonrasında da Yunus’un attığı iki golle 2-0’ı yakalayan Galatasaray ilk yarıyı rölantiye almadan bitirdi ve farkı çoğaltmak istedi. Özellikle dün gece şunu gördük ki eğer siz takım oyununu manteliteli futbolcularınıza kabul ettirirseniz sahaya hangi 11 ile çıkarsanız çıkın sorun olmaz. Dün gece bu gerçeğin yansımalarını gördük. Ancak ilk yarıdaki yazdıklarımı tekzip eden bir ikinci yarı izledik. Skorun rahatlığı değil rehaveti vardı Galatasaraylı oyuncularda adeta rakibi yüreklendirmek için davetiye çıkardılar ama rakibin öyle bir niyeti yoktu bence. Oysa üstüne gelmeye çalışan bir rakip karşısında kökü oyuna Okan Buruk niye bu kadar tahammül etti anlamak mümkün değil. 70’ten sonra yapılan hamleler ve gelen 3. golle maça dönen Sarı Kırmızılılar zayıf rakibi karşısında derbi öncesi kazasız bir 90 dakika oynadı...

Gecenin güzelliği...

Hafta sonu Fenerbahçe karşısında mutlaka farklı bir 11 farklı bir taktik izleyeceğiz… Bu maçın Galatasaray adına önemli artısı zorlu derbi öncesi yıpranmadan rahat bir galibiyet almasıydı... Gecenin bir başka güzelliği Muslera’nın önde olduğunu gören Furkan’ın yarı sahadan attığı nefis gol ve Galatasaray taraftarının da rakibin golünü alkışlamasıydı…