Galatasaray'da 2. 'J’Accuse' vakası
Son dakika Galatasaray haberi... Galatasaray'da 2. 'J’Accuse' vakası yaşandı. Peki 'J’Accuse' ne demek? En son Adnan Polat yönetimine denmişti. İşte detaylar...
Galatasaray için 2011 yılındaki genel kurul çok önemlidir. Adnan Polat yönetiminin ibra edilmediği ve yetkilerinin sonlandığı toplantıya damga vuran konuşma daha sonra Ünal Aysal döneminde yöneticilik yapan Mehmet Karlı’dan gelmişti.
Hâlâ sık sık sosyal medyada karşımıza çıkan bu konuşmada Karlı, yönetim masasına dönüp “Burada belli bir kültür var. Emile Zola okumuş insanlar. Yanımızda bir kişi olmasa bile J’Accuse diyip ayağa kalkacak insanların topluluğudur burası. Ve ben de sizi itham ediyorum. İtham ettiğim için sizleri ibra etmeyeceğim. Çözüm belli istifa” ifadelerini kullanmış, sonrasında gelen ibrasızlıkla Adnan Polat yönetimi istifa etmişti.
Bu olaydan 8 yıl sonra Galatasaray’da ikinci defa ibrasızlık yaşandı. 2019’daki olağan genel kurulu toplantısında Mustafa Cengiz ve yönetimi ibra edilmedi. Ayrıca 2019’daki ibrasızlıkta yönetim kurulu dışında denetim kurulu da ibra edilmedi.
Polat gibi yapmadı
Tüzüğe göre Adnan Polat gibi istifa etmesi gereken Mustafa Cengiz yönetimi, istifa etmek yerine konuyu mahkemeye taşıdı. Aradan 1 yıldan fazla bir süre geçti Cengiz yönetimi hâlâ görevde. Galatasaray’da cumartesi günü gerçekleşen divan kurulunda 2011’de Mehmet Karlı’nın yaptığı konuşmaya benzer bir konuşma Gürkan Eliçin’den geldi. Eliçin’in konuşması son 3 günde Galatasaray üyeleri arasında en popüler konuşma.
Galatasaray divan üyesi, Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nin, Sportif A.Ş’ye borcunun 29 ayda yüzde 500’e arttığını hatırlatarak başladığı konuşmasına mahkeme tutanaklarıyla sunum yaparak devam etti.
Geçen yılki ibrasızlıkla ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi istinaf kararlarını üyelere gösteren Gürkan Eliçin, “İbrasızlıktan sonra, denetim kurulu üyeleri, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bir dava açmışlar. Bu davada net olarak olağan genel kurulun 6’ncı maddesinde denetim kurulunun aklanmaması yani ibra edilmemesi kararının icrasını durdurun. Aynı zamanda tüzüğümüzün 59. maddesinde ibra olmayaların aday olamama hükmünün icrasını durdurun. Ve yine tüzüğün 87/22. maddesinde 30 gün içerisinde seçim kararı alınması hükmünü ihtiyati tedbiren durdurun diye talepte bulunmuşlar. Ve 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 3 Nisan 2019’da tedbiren bu söylediğim hükümlerin icrasını durdurmuş. Bir yönetim kurulu üyemiz de 17. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açmış. Burada da yine aynı şekilde aynı maddelere atıf yapmış.
Bu yönde karar verilmesini istemişse de mahkeme bu dosyayı biraz evvel ki bahsettiğim mahkemenin kararını da göz önüne alarak 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’yle birleştirmiş. 26. Asliye Hukuk da 12 Nisan’da, 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği ihtiyati tedbir kararının devamına karar vermiş. Bu karara itiraz edilmiş. Edilince de konu istinafa gitmiş. İstinaf da ara kararların kaldırılma talebini reddine karar vermiş. Daha sonra denetim kurulu üyeleri yeni dilekçeler sunmuşlar bu dilekçeler sonucunda 26 Ağustos’ta tedbir talebinin kabulüne, ibra edilmeme kararının icrasının tedbiren durdurulmasına mahkeme karar vermiş. Buna itiraz edilmiş. Bu itiraz da 25 Eylül’de reddedilmiş. O zaman da tekrar istinaf söz konusu olmuş. İstinafa gelindiğinde 26 Ağustos’ta asliye hukuk mahkemesinin verdiği ibra edilmemenin icrasını durdurmak taleplerine konulan tedbiri kaldırma kararı vermiş. Ve bu karar artık kesin bir karar. Yeni ihtiyati tedbir istemlerinin de reddine kesin olarak oy çokluğuyla 18 Aralık 2019’da karar vermiş" dedi.
"Yasalardan üstün müsünüz?"
Gürkan Eliçin konuşmasına şöyle devam etti:
“18 Aralık’ta alınan bu kararın ardından denetim kurulunun bir ay içerisinde denetim kurulunun seçilmesi gerekir. Ancak görülen o ki yönetim kurulu bu konuda bir irade göstermedi. Göstermediğine göre bu karar alındığından itibaren denetim kurulu hukuksal olarak yoktur. Varlıkları yoktur, dolayısıyla icraatları olamaz. Türk Milleti adına karar veren İstanbul Bölge Adliye 4. Hukuk Dairesi’nin kesin kararıdır. Üzerine yorum yapma hakkımız yoktur. Bu kadar net bir durum varken hâlâ sorun yoktur gibi davranmayı anlamlandıramıyorum. Sormak istiyorum. Sayın yönetim kurulu, sayın denetim kurulu, sayın disiplin kurulu sizler acaba kendilerinizi Türkiye Cumhuriyeti yasalarının ve bu yasaları uygulayan, Türk Milleti adına karar alan bağımsız mahkemelerinin üzerinde mi görüyorsunuz? Eğer böyle görmüyorsanız seçim yapmalıydınız, yapmadınız. Denetim kurulu hukuken yokken varmış gibi rapor yazıyor. Bu noktada aydın sorumluluğunu göstermemiz gerekiyor. Emile Zola’nın yaptığı gibi J’Accuse demek gerekiyor. Suçluyorum. Yönetim kurulunu, denetim kurulunu, disiplin kurulunu suçluyorum. Mahkeme kararını uygulamadılar. Bunun affedilecek yanı yoktur. Bu tek başına zaten ibrasızlık nedenidir”
Yasal uyarı: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.