"Galatasaray'da bir daha asla yöneticilik yapmam"
Galatasaray'ın eski yöneticilerinden Levent Nazifoğlu, sarı-kırmızılıların gündemini değerlendirdi. Seçim, şampiyonluk ve mali tablo hakkında konuşan Nazifoğlu, "Galatasaraylıyım ama bir daha asla Galatasaray'da yöneticilik yapmam" diyor. İşte detaylar...
"Galatasaray yöneticileri, gerçekleri aileye anlatmalı"
-Türk futbolu ve Galatasaray'da nasıl bir fotoğraf var? Birçok yöneticinin, 'Bizim borcumuz var ama rakiplerin de var' diyerek durumu meşrulaştırdığını düşünüyorum. Sizin fikriniz nedir?
Seyirci baskısı olmadığı zaman büyük kulüplerle diğer kulüpler arasındaki fark kapandı. Seyirci olmayınca hakemler de etkilenmiyor. Sürpriz maçlar oluyor. Gerçek şu anda ortaya çıktı. Pandemi, Galatasaray'ın işini bayağı zorlaştırdı. Bir taraftan, "Kulüpler battı. Borcumuz çok" diyoruz. Diğer taraftan da "Galatasaray'da transfer bitmez" diyoruz. Bu laflar 2000 yılının lafları. Seyircide beklenti oluşturmamak gerek. Seyircilere bunu anlatmak gerek. Sonuçta para yok. Transfer ayı bitti. Gazetelerde Galatasaray'ın devre arasında alacağı oyuncular yazılıyor.
Yöneticilerin, "Durumumuz bu. Transfer yapma durumumuz yok" diyebilmeli. Yöneticilerin, "Çok borcumuz var. Kontratları devam eden, futbolcularla genç oyuncuları harmanlayıp 3 sene sonra şampiyonluklara koşan bir takım yaratacağız sözü verilmeli." Ben Taraftarların bu avansı yöneticilere vereceğine inanıyorum. Ajax modeli gibi düşünmek gerek. Galatasaray'ın yayın gelirleri ortada. Sponsorluklar da aynı şekilde. Aileye durum açılmalı.
"Florya'da huzur yok çünkü başarıya endeksli bir Florya var"
-Florya'da huzur var mı sizce?
Florya'da huzur olmaz. Çünkü başarıya endeksli bir Florya var. 1996'da hoca ile beraber çalışmıştık. Fatih Terim ile 2,5-3 sene birlikte çalıştık. O dönem hoca bir Hagi'yi istedi. O takım kötü bir takımdı. Ama Fatih hoca o takımla müthiş başarılar yakaladı. Fatih Terim'in misyonunda devamlı şampiyon olmak var. Hocayı aslında rahatlatmak gerekiyor. Başka bir misyon üstlenmeli. Mesela yapılandırmayı yapmalı. Fatih Terim'e baskı yapılıyor. O da şampiyon olmam lazım fikrinden yola çıkıyor. Tam tersi. Yöneticiler, o yapılandırma için hocanın önünü açmalı. Taraftarlar da anlamalı, destek vermeli. Sıkıntını ailene açacaksın. Bu kadar basit.
"Fatih Terim, Feghouli ve Belhanda'dan şu aşamada yararlanmak durumunda"
-Feghouli ve Belhanda ile ilgili fikrinizi merak ediyorum. Fatih Terim'in bu oyuncularla ilgili planı ne?
Divan'da bir konuşma yaptım. Bayağı problem olmuştu. Futbolculara öyle garanti paralar verildi ki... Bu adamları satamıyoruz. Bir de bonservis parası beklentisi var taraftarlarda. Belhanda ve Feghouli'nin aldığı para ortada. 4 milyon Euro'ya yakın bir para kazanıyorlar. Avrupa'da kulüpler en fazla 1.5 milyon Euro veriyor bu oyunculara. Öyle olunca futbolcular da ayrılmıyor. Bu futbolcuların kontratları var. Dolayısıyla yararlanmak zorundasın. Fatih Terim, onları kullanmak durumunda. Hoca da daha aç oyuncuları oynatmak ister. Ama şu andaki durum böyle.
"Galatasaray'da hayatta yöneticilik yapmam"
-Galatasaray'da er ya da geç bir seçim olacak. Burası doğru. Ancak; erken seçim isteyenler de var camiada. Ne dersiniz bu konuyla ilgili?
Seçim isteyenler var. Peki! "Mustafa Başkan sen git. Biz göreve gelip 6 ayda şunları yapacağız" diyen birileri var mı? Yok. "Sen git, biz gelelim" diyorlar. Öyle veya böyle olaylara vakıf bir yönetim kurulu var. Şu anda seçim olsa göreve gelecek kişiler 6 ayda kulübe vakıf olamaz. Şimdi bir başkanın karşısına erken seçim söylemiyle birilerinin çıkması da moda oldu. Oradaki insanları da aşağılamamak lazım. Ben mesela Galatasaraylıyım ama Galatasaray'da hayatta yöneticilik yapmam bir daha. Yönetim sadece eleştiriliyor. Öyle bir ortam var. Oradaki yöneticiler para almıyorlar. Çoluk çocuklarını ihmal ediyorlar, zamanlarını kulüp için veriyorlar. Başkan ve yöneticileri ibrasızlıkla yollamaya çalışıyoruz. Egolar bir kenara bırakılmalı. Bir barışın sağlanması lazım.
"Disiplin Kurulu, yönetimin kılıcı olmamalı"
-Disiplin Kurulu'na sevk edilenlerin sayısının arttığı konuşuluyor. Ortada bir denge var mı sizce?
Disiplin Kurulu'nun, yönetim kurulunun kılıcı gibi hareket etmemesi lazım. Dursun Özbek döneminde bu başladı... Birisi bir şey söyledi, hadi disipline verelim... Elbette sevk edilmeyi hak edenler vardır. Ama biraz daha uygar olmak gerekiyor. Hem yönetim kurulunu bu kadar sıkmamak gerekiyor. Hem de yöneticileri eleştirenleri hemen disipline vermemek gerekiyor. Bir denge olmalı.