Galibiyeti hak ettik mi?
“Biz bitti demeden bitmez” çok güzel bir cümle. Fakat; bu durumun her maçta geçerli olacağını kim söyledi?
“Biz bitti demeden bitmez” çok güzel bir cümle. Fakat; bu durumun her maçta geçerli olacağını kim söyledi? Her maçın konsantrasyonu farklıdır. Hırvatistan karşısında istediğimiz oyunu oynayamadık. Rakip, bizden daha istekli ve en önemlisi akılcı oynadı. Neticede de tek golle kazandılar.
Teknik ve fizik olarak Hırvatistan daha etkin göründü. İlk yarıda ortaya koyulan futbol vasattı. İkinci yarı ise dağınık ve sapır sapır dökülen bir takım gördük sahada. Futbolun bazı gerçekleri var. İyi savunma ve ofansif etkinlik becerisi de bu gerçeklerden yalnızca ikisi. Hırvatistan maçında haklı bir mağlubiyet aldık. Üzülerek söylüyorum ama durum bu kadar net.
Fatih Terim’in sahaya çıkardığı kadroya baktığımızda özellikle sol kanatta ciddi problemlerle karşılaştık. Futboldan uzak kalan Caner ve Arda’nın kanadı çok verimsizdi. Mehmet Topal’ı asıl oynaması gereken yerde kullanamıyoruz. Beklenti içinde olduğumuz Arda, Oğuzhan, Hakan Çalhanoğlu, Selçuk İnan gibi yıldızlar çok kötüydü. Takım savunmasında da hiç iyi sinyaller vermedik.
Hırvatistan’da da belli başlı problemler var. Cacic, bu sorunların hepsini halledemedi. Ama; halletme konusunda yol aldığı dünkü maçta çok belliydi. Modric, Rakitic, Srna gibi oyuncular aktifti. 35’lik Srna’nın, Caner ve Arda’nın kanadını ne hale getirdiğine hep birlikte tanık olduk.
Emre Mor 11’de olmalı mıydı?
Yetenekli oyuncular bizleri her zaman heyecanlandırır. Emre Mor da onlardan biri. Burak Yılmaz’ın yerine Cenk Tosun’un 11’de olması değil, Emre Mor’un bir başkasının yerine sahaya çıkması beni daha çok şaşırtırdı. Mor’dan beklentilerimizi çok yüksek tutmamız bu çocuğu yitirmemize neden olabilir. Çok deneyimli bir oyuncu değil. Bu tip maçları tek başına kazandırmasını beklememiz Emre’ye de haksızlık olur. Fakat ; biraz daha fazla süre almalı.
Topa nasıl kafa vurulur?
Milli formaya büyük saygı ve hayranlık duyan biri olarak Ay-Yıldızlı forma üstünden “kulüpçülük” yapanlara her zaman karşı olduğumu yineliyorum. Sadece tek bir oyuncunun “cımbızla” seçilmesi ve kendisini bu şekilde eleştirmek art niyetliliktir. Bana karşı olası önyargılarınızı yok ettiğime inandıktan sonra malum pozisyonu değerlendirebiliriz.
Ozan Tufan, kötü oynayan bir takımın parçasıydı. Kötü oynayanlar içinde ayakta kalanların önünde geliyordu. Pozisyona Ozan girdiği için değil, pozisyon oluştuğu için değerlendirelim. Futbolcularımızın çoğu topa kafa vurmayı bilmiyor. Hava topuna, sırf kafa vurmuş olmak için çıkmamak gerek. Vuruş bozukluğu var. Ayrıca Ozan kardeşimizin neden gözleri topa vururken kapalı?
Futbolcularımızın her anlamda eğitilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu Ozan da olabilir, bir başkası da. Örnek olarak; Hakan Şükür kafa topuna çıkmayı bir zamanlar bilmezdi. Burak Yılmaz bir dönemler topa nasıl kafa vurulur bilmezdi. Usta öğreticiler, anlattı ve öğrendiler. Bu jenerasyonun da iyi eğitilmesi gerek.
İspanya’yı yenebilir miyiz?
Hırvatistan maçında aldığımız yenilgide mühendislik hatalarının payının büyük olduğunu düşünüyorum. Kurgumuz Hırvatistan’ı bilerek tasarlanmış gibi değildi. Açıkçası; Hırvatistan’ın çok iyi analiz edildiğine olan inancım zayıf. İspanya ise Hırvatistan’dan daha iyi bir takım. Ama; futbolda her şey mümkün. Gruptan çıkma adına umutlarımızı canlı tutmamız gerek.
Motivasyona elbette ihtiyacımız var. Lâkin sadece motivasyonla (gazla) işler rayına girmeyebilir. İspanya maçı 2 kat daha önemli hale geldi. Gruba yenilgiyle başlamak çok kötü oldu. Bu olumsuz havayı dağıtmak ve gerçekten de “biz bitti demeden bitmez” diyebilmek gerek.
Bana ulaşabilirsiniz