"Gece rahat uyuyamıyorum"
Fenerbahçe'nin genç ve başarılı file bekçisi Altay Bayındır, TRT Spor'a açıklamalarda bulundu. Altay, A Milli Takıma seçilememesi hakkında ne düşünüyor, kariyeri hakkında profesyonel destek alıyor mu, Beşiktaş karşılaşması sonrası yapılan yorumlara ne dedi? İşte tüm detaylar...
'Denizlispor maçı öncesinde hepimizde birikmişlik vardı'
Süper Lig'in 11. haftasında oynanan Denizlispor maçı hakkında konuşan genç kaleci, "O maç öncesinde biraz birikmişlik vardı. Penaltıyı kurtardıktan sonra da enerji patlaması yaşadım. Denizlispor maçında aldığımız üç puan bizim için çok önemliydi. Farklı bir sonuçta çok farklı rüzgarlar esebilirdi. Biz de bunun bilincinde sahaya çıktık. Hatta Denizlispor maçından önce bu maçın önemini anlatmak için Gökhan Gönül ağabey tüm futbolcuları toplayıp bizlerle bir toplantı gerçekleştirdi. Bizim için önem derecesi bu kadar yüksek bir maça penaltı kurtarışı ve performansımla katkı sağladığım için de apayrı bir mutluluk yaşıyorum fakat önemli olan bu performansı sürekli hale getirmek… Bunu başarmak için de iyi veya kötü geçen bir maçın ardından ertesi antrenmanda yine yüksek konsantrasyon ile çok çalışmak ve bir sonraki maça da aynı şekilde hazırlanmak. Bu da başarıyı getirecektir" şeklinde konuştu.
'Denizlispor'un paylaşımı doğru değildi'
Ege ekibinin karşılaşma öncesinde 2006 yılında oynanan maça gönderme yaptığı paylaşımı değerlendiren Altay Bayındır "Denizlispor’un maç öncesinde yaptığı paylaşım doğru değildi. Daha maçlar oynanmadan ortamı bu tarz şeylerle kızıştırmanın hiçbir mantığı yok. Dolayısıyla biz de ekstra motive olduk ve 3 puanı alarak bu maçı da geride bıraktık" dedi. (FENERBAHÇE, 'DENİZLİ BUNU DA HATIRLA' DEDİ)
Beşiktaş maçıyla alakalı konuşan genç file bekçisi, "Bireysel olarak konsantrasyon eksikliği yaşadığımı düşünmüyorum. Maçın henüz başında yediğimiz gol enerjimizi sürdürülebilir hale çıkarmamızı zorlaştırdı. Golü yedikten sonra önümüze bakıp devam ettik ama yediğimiz ikinci gol konsantrasyon eksikliğinden yediğimiz için gol, çok boş bir kafa vuruşuyla, müsait bir pozisyonda golü yedik. O gol bizi takım olarak düşürdü. Oyuna ortak olma şansımız vardı fakat o maç maalesef böyle bitti. O haftadan ders aldık ve artık yere daha sağlam basıyoruz. Kaybedilen maçların aldından ders almak ve geleceğe daha emin adımlarla bakmak çok önemli. Biz Fenerbahçe’yiz kötü giden bir maçın ardından da iyi sonuç alınan bir maçın ardından da bir sonraki haftaya başımız dik ve en iyi şekilde hazırlanmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
'Beni eleştirenlere asla kızmıyorum'
Kendi performansıyla ilgili gelen soruya yanıt veren Bayındır "Çok fazla sosyal medyaya bakmıyorum. Sosyal medya hesaplarım var ama aktif kullanmıyorum. Çok içli dışlı olduğum bir mecra değil. Yapılan eleştirilere kızmıyorum. 7’den 70’e herkesin elinde telefon var. Dolayısıyla herkes istediği yorumu istediği şekilde düşünerek veya düşünemeyerek yapabiliyor. Bu yüzden bir hafta kaybediyoruz ve o maçın ardından çıkan yorumlar, ertesi hafta iyi oynayıp ve kazandığımız hafta çıkan yorumlar ikisi de farklı dünyalar… Buradan aslında durumu anlayabilmek gerekiyor. Dolayısıyla iyi geçen de olsa kötü geçen de olsa bir maçın ardından konsantrasyonumuzu bozmadan, yorumlara eleştirilere bakmadan gelecek haftaya hazırlanmalıyız. Her haftaya ayrı ayrı bakmak gerekiyor. Her hafta yeni bir maç yeni bir senaryo…" dedi.
'Kalecilerin lider vasıflı olması gerekiyor'
Kalecilerin lider vasıflı oyuncular olması gerektiği şeklinde yorum yapan Altay Bayındır, "Bu sene tecrübeli ve benden yaşça büyük defans oyuncularıyla oynuyorum. Hepsiyle saha içindeki iletişimimin iyi olduğunu düşünüyorum. Genç bir oyuncuyum ve genç olmanın avantajı da var dezavantajı da var. Fakat ben daha çok saha içindeyken avantajlarını görüyorum. Kaleciler en geriden oyunu çok iyi gördüğü için takımı yönlendiren isimler olması gerekiyor. Kaleciler aynı zamanda lider vasıflı da olması gerekiyor. Bunun için illa kaptan olmana gerek yok. Ben Ankaragücü’nde çok genç yaşta kaptanlık yaptım. Orada da burada olduğu gibi benden yaşça çok büyük isimler vardı. Sahaya çıktığımızda herkesin yaşı da başı da ırkı da birdir" şeklinde konuştu.
VAR sistemi hakkında da konuşan Bayındır'ın sözleri şu şekilde:
"Evet artık futbolda Video Yardımcı Hakem uygulaması var ve direkt olarak gollere de bu durum etki ediyor. Özellikle yenilen gollerden sonra eğer ofsayt bayrağı kalkıyorsa bu durum bizlerde bir kızgınlık yaratıyor. Çünkü ben ofsaytı önceden görüyorum ama kurallar gereği hakemler son ana kadar pozisyonu oynatmayı ve bayrağı bekletmesi gerekiyor. Vermeme ihtimallerine karşılık, ofsayt olduğunu görüyorsun ama oyun devam ediyor. O yüzden ofsayt olduğunu bile bile konsantrasyonunu bozmadan devam etmeye çalışıyorsun. Sonra bayrak kalktığında ve ofsayt verildiğinde duygusal bir karmaşıklığa hepimizde yol açıyor."
“Yıllar öncesinden profesyonel destek almaya başladım'
Birebir pozisyonlardaki başarısı hakkında konuşan Altay Bayındır, "Milosevic ile bire bir kalmıştık. Oyuncunun pozisyonu gol atmaya müsaitti. Fakat bu tarz bire bir pozisyonlarda ayakta kalmak gerekiyor. Ayakta kaldığın zaman bire birde rakip oyuncuların hem açısı kapanıyor hem de kaleyi iyi göremiyorlar ve vuruş yaparken zorlanıyorlar. Bu yüzden bire birlerde yaptığımı kurtarışları buna bağlıyorum. Söylediğim gibi bire bir kalıyorsan; ayakta kalmak bu işin sırrı… Fenerbahçe’ye gelmeden önce bu günleri düşünerek yıllar öncesinde profesyonel destek almaya başladım. Yaşayacaklarını ön görerek yaptığım çalışmalar bugün özelinde benim daha rahat bir şekilde hareket etmemi sağlıyor. Yıllar öncesinden bu günlere gelebileceğimi düşünerek ve hayal ederek gerekli çalışmalarımı ve hazırlıklarımı yaptım. Bu yüzden de başıma gelen her şeyi çok rahatlıkla yönetebiliyorum. Bundan sonra da Fenerbahçemizde yaşayabileceğimiz şeyler doğrultusunda profesyonel destek alıp geleceğimi de hazırlayarak kariyerime devam etmek istiyorum" yorumunu yaptı.
Fenerbahçe'nin çok zor bir camia olduğunu söyleyen Altay Bayındır, "Türkiye’de futbol oynamak ve genç yaşta kaleye geçmek çok kolay işler değil. Sadece fizik gücü değil mental olarak da çok güçlü kalmalısın. Hatta mental gücün fizik gücünden çok daha fazla olmalı ki uzun senelerce bu seviyelerde psikolojik olarak kalabilelim. Hem fiziken hem de mentalite olarak kendimi en iyi seviyede geliştirmeye devam edeceğim. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hiçbir maça ‘kahraman olmak’ düşüncesiyle çıkmıyorum. Kahramanlık yapmak üç puanı getirmiyor. Kahraman olacağım diye bir işe girişmek çok kötü sonuçlar doğurabilir. İşimi en iyi şekilde yapmak için maçlara hazırlanıyorum. Penaltı olduğunda ve kurtardığında, takıma ekstra katkı sağladığında, farkındalık yaratıyorsun. Herkes seni fark ettiriyor. Bu da his olarak insana kendisini çok iyi hissettiriyor. Fenerbahçe bir maçı eğer benim kurtarışlarımla kazanıyorsa; çok gururlanıyorum.
'Şampiyonluğa performansımla katkı sağlarsam gurur duyarım'
Şampiyonluğu getirecek olan sadece kaleciler değildir. Şampiyon olmak istiyorsak; tüm takım olarak maksimum performansla oynamak zorundayız. Evet, kalecilerin performansı şampiyonluk yolunda etkili olabiliyor. Bizlerin ne yaptığı bu sebeple kilit rol olabiliyor. Fenerbahçemizin çıkarları doğrultusunda elimden ne geliyorsa yapmaya devam edeceğim. Geçen sene de bu şekilde düşünüyordum. Tabii ki şampiyonluğa da ekstra katkı sağlarsam; ne mutlu bana…" dedi.
'Üst düzey bir kaleci olmak istiyorsan; kaleci antrenörlerini dinlemen gerek'
A Milli Takım'da oynamak istediğini vurgulayan başarılı file bekçisi, "Her kaleci antrenörünün kendine has tarzları var. Fenerbahçe’de ilk Alper Boğuşlu ile çalıştım. Ardından Knoop geldi. Şimdi de Kraft ile çalışıyoruz. Üç kaleci antrenönünün de kendine has tarzları var. Antrenman stilleri de birbirinden farklı. Aslında bu kaleci değişimleri benim için iyi bir tecrübe oldu çünkü hepsinden değişik değişik kazanımlar elde ettim. Dezavantaj gibi gözükürken; ben bunu avantaja çevirdim ve kendimi geliştirdim. Kaleci antrenörlerinden aldığın her şey sana ‘Kendin olma’ fırsatı tanıyor. Kendini de tanıyorsun. Özelliklerini de biliyorsun. Kaleci antrenörlerimizin bana söylediği her şeyi antrenmanlardan sonra da düşünüyorum. Maçlar içinde de uygulamaya çalışıyorum. Eğer üst düzey bir kaleci olmak istiyorsan; kaleci antrenörlerinin söylediklerini çok iyi dinlemen gerekiyor. Antrenörlerin gösterdiği uygulamalı çalışmalar da gelişimi çok etkiliyor.
"Ben Fenerbahçe Spor Kulübü’nün mevcut durumda oynayan birinci kalecisiyim. Bu yüzden her zaman A Milli Takım için hazır vaziyetteyim. Milli takımda karar veren hocalarımız var. Onlar ne düşünüyor ve kafalarındaki plan ne bu önemli. Bizim de bu planda yer alabilmemiz için o plana uygun yeteneklerde olmammız gerkeiyor diye düşünüyorum. A Milli takım için her zaman hazırım. O forma bana ne zaman gelirse de ben elimden geleni yapmaya hazırım. Kaleci sakatlığından dolayı son iki A milli takım kampına gittim. Ne oursa olsun orası A Milli Takım’dır doğru veya yanlış bütün kararlar ve düşünceler bir kenara. Ben her türlü alınan karardan sonra da pozitif düşünmeye çalışıyorum. Ben çalışmaya devam edeceğim. Çalışmaya devam edeceğim. Öyle ya da böyle ben bu seviyede olduğum sürece; A Milli Takım forması elbet bir gün dönüp dolaşıp bana gelecek. Buna inanıyorum" yorumunda bulundu.
'Derbilerde kazanınca 3 puandan fazlasını vermiyorlar'
Kaybedince uyuyamadığını söyleyen Altay "Ben kaybettiğimiz her maçtan sonra çok üzülüyorum. Gece rahat uyuyamıyorum. Mutlu olamıyorsun. Çevrendeki insanlara yansıtıyorsun. Fenerbahçe’yi çok fazla benimsediğim için kötü bir sonuçta ve durumda bu senin hayatını tamamen etkiliyor. Derbi mağlubiyeti veya başka bir maç. Ben hiçbir takımı birbirinden ayırmıyorum. Tabii ki derbi havası farklı oluyor ama Beşiktaş maçı da maç, Denizlispor maçı da maç. Derbilerde kazanınca 3 puandan fazlasını vermiyorlar" dedi.
'Sunay Akın'ın kitaplarını okuyorum'
Öte yandan kitap okumayı sevdiğini vurgulayan genç file bekçisi, "FIFA oynuyorum. Oytun ile tesiste oynuyoruz. Evde de ev arkadaşlımla zaman zaman oynadığım oluyor. FIFA’da bana verilen reytinglerle ilgili bir şey söylemek istemiyorum. Henüz FIFA 2021 oynamadım. FIFA 2020 oynuyorum. Çok fazla bir ilgim yok sadece. Nostaljik arabaları çok seviyorum. Eskiye dair her şey hoşuma gidiyor. Eskilerin değeri de görüntüsü de bir başka güzel oluyor. Nostaljik arabalara olan ilgim ve alakam da baya var. Sunay Akın hocamın kitaplarını okuyorum. Evimde de küçük bir kütüphanem var. Kitap okumak insana çok şey katar. Sunay Hocamla da görüşüyoruz ve konuşuyoruz. Şu anda ‘Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır’ kitabını okuyorum. Kişisel gelişime yönelik kitapları okuyorum. İlgimi çeken romanlar olursa onları da okuyorum. Okumayı seviyorum" şeklinde konuştu.
'Fenerbahçe anlatılmaz, yaşanır'
Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu mu, yoksa A Milli Takım ile Dünya Kupası şampiyonluğu mu?
Zor sorular hazırlamışsınız… Şaka bir yana her ikisini de yaşamak isterim.
Bursaspor Vakıfköy Altyapı Tesisleri?
Çok fazla anı…
Fenerbahçe Samandıra Can Bartu Tesisleri?
Çok farklı bir dünya…
Ankaragücü?
Geçiş dönemi, çocukluk ve hayaller
Fenerbahçe?
Anlatılmaz, yaşanır…