Go Oyunu Nedir ve Nasıl Oynanır? Go Oyununun Felsefesi ve Tarihçesi
Asya kıtasında binlerce yıldır oynanan Go oyunu, günümüz dünyasının en karmaşık ve en stratejik oyunları arasında sayılmaktadır. Peki, Go oyunu nasıl oynanır?
GO NASIL OYNANIR?
Go çok eski bir oyundur. Çin kökenli olmasıyla birlikte bütün Doğu Asya'da tanınır ve oynanır. Oyunda siyah ve beyaz renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah başlar. Siyah taşın kim olacağını karar vermek içinse; öncelikle beyaz oyuncu eline birkaç tane taş alır sayısını bilmeden. Siyah oyuncu ise, beyaz oyuncunun elinde bulunan taşların sayısının tek mi yoksa çift mi olduğunu tahmin etmeye çalışır.
Eğer doğru tahmin ederse, siyah oyuncu siyah oyuncu olarak kalır. Eğer bulamazsa beyaz oyuncu, siyah oyuncu olur. Ve siyah oyuncu oyuna başlar. Sırası gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar esir alınmadığı müddetçe oyun sonuna kadar hareket etmezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur.
BİNLERCE OLASILIK BARINDIRIYOR
Go, kuralları çok basit olmakla birlikte oldukça karmaşık bir oyundur. Go oyununda satrançtaki gibi taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz çok fazla yer vardır. Satranç oyununda ilk yarım hamle için 20 olasılık, ikinci yarım hamle için 20, tam hamle (bir beyaz bir siyah) için 400 olasılık vardır. Go oyununda ise ilk taş (siyah) için 361 olasılık, ikinci taş (beyaz) için 360 olasılık, toplam 129.960 olasılık vardır. Hamle çeşitliliği o kadar çoktur ki bir go oyuncusunun ustalaşma evresi ömrünün sonuna kadar sürebilir.
MEDİTASYONU TETİKLEMİŞTİR
Go'da hesaplı hareket etmek (strateji) önemli olsa da, oyunun tek önemli noktası değildir. Go, insanı düşündüren yönüyle meditasyona ilham verebilir, hatta insanın iç dünyasına bir ayna tutarcasına kendi kişiliğini ve dahası karşısındaki rakibin kişiliğini daha yakından tanımasına yol açar. Go birçok atasözünün çıkış noktası olmuştur, çünkü go hayatın gerçeklerini minyatür halde yansıtmaktadır.
GO'nun TARİHÇESİ
Go bugün dünya üzerinde oynanan en eski oyundur. Çin efsaneleri kökenini kral Yao'ya dayandırmaktadır. Bu efsanelere göre Yao oğluna astronomiyi öğretmeye çalışmaktadır ancak bir türlü oğlu yıldız sistemlerini anlayamamıştır. Bunun için bir tahta üzerine taşları dizerek açıklamaya çalışır ve go oyunu Çin'de bu şekilde wéiqí ismiyle (okunuşu -> veyçi) doğar. Gonun kökenine ait kesin bulgular ise bundan 2500 yıl öncesine, Çinli kralların birbirleri ile savaştıkları yıla dayanır.
HANEDANLIKTAN HALKA
Han Hanedanlığı zamanında go gözle görülür bir şekilde halk arasında yayılmaya başlamıştı. Ayrıca elit kesim tarafından da kabul gören bir hobiydi. Bu devirde go ile alakalı düşülen ilk kayıt MS 127 yılını göstermektedir.
Çin tarihinde ayrı bir öneme sahip olan Tang Hanedanlığı zamanında ise go ilk altın çağını yaşamaktaydı. Bu hanedanlık döneminde go oyunu saraya kadar girmiştir. Bu hanedanlık zamanında Çin kültürü en yüksek seviyeye ulaşmıştı ayrıca gelişmiş bir bürokrasi sistemi de kurulmuştur.
Bu bürokratik sistem çok sayıda eğitimli bürokatı içinde barındırıyordu ve bu durum yeni bir elit kesimin doğmasına yol açtı. Bunlar da dönemin diğer elit kesimleri gibi go ile yakından ilgilenmekteydiler. Oyuna olan ilgi ileriki hanedanlıklar zamanında da devam etti. Song kralı Huizong ve Ming başbakanı Zhang Juzheng gonun ateşli tutkunlarıydı. Krallık rejiminin 1911'de yıkılması ile (Çin'in diğer bütün toplumsal değerleri gibi) go oyunu da toplum içindeki önemini kaybetti. Ancak Kültür Devrimi'nden sonra tekrar toplumun gözünde hakettiği değeri kazanmaya başladı.
GO OYUNUNUN FELSEFESİ
Gonun felsefi yönünü ve kültürel değerini açıklayan çeşitli efsaneler vardır. Bu efsanelerden birine göre eski zamanlarda yaşamış bir Çin kralı oğluna disiplini, konsantrasyonu ve ruhsal dengeyi öğretmek için bu oyunu icat etmiştir. Kralın oğlu büyüyünce büyük bir go oyuncusu olmakla kalmayıp aynı zamanda dengeli bir kişiliğe sahip bir kral olmuştur.
Diğer bir efsaneye göre eski Çin generalleri savaş alanını zihinlerinde daha iyi canlandırabilmek için yanlarında bir adet tahta ve çok sayıda taş götürüyorlardı ve oyunun kökeni de bu yönteme dayanıyordu. Bu efsanelerde gonun iki temel özelliğine vurgu yapılmaktadır; kendini, kişiliğini geliştirmek ve iki olgunun çarpışmasını resmetmek... Go hakkındaki efsaneler çoğu kez, Taoizm'den kaynaklanan ve go oyununun da temel güçleri olan Yin ve Yang'a da değinirler.
DENGELİ OLMANIN KAZANDIĞI OYUN
Go sadece mantıkla kavranabilecek bir oyun değildir. Onun karmaşık ve derin yapısını anlamak için kuvvetli iç güdüler ve çok fazla tecrübe gereklidir. Bu noktada go Budizm'in "mantığa dayanan bir aydınlanma sadece aldatıcı bir aydınlanmadır" felsefesiyle de uyuşmaktadır.
Go oyununda aşırı cesaret ile korkaklık, güvenlik ile risk, saldırı ile savunma arasında (aslında temeli Uzak Doğu dinlerine dayanan) mükemmel bir denge vardır. Go ile diğer batılı oyunlar arasındaki en belirgin fark (satrançdaki mat olgusu gibi) tamamen kazanma veya rakibi tamamen yok etme diye bir durumun olmamasıdır. Kazanan oyuncunun diğer oyuncudan farkı, tahta üzerindeki alanların büyük miktarına egemen olmasıdır. Kaybeden oyuncu tamamen yok olmuş değildir, sadece diğer oyuncudan daha az alan kontrol etmektedir.
TÜRKİYE'DE GO OYUNUNUN DURUMU
Batı'nın go ile tanışması nispeten yeni olmuştur. Klasik anlamdaki Batı'nın bu tanışma süreci yüzyıllarla ifade edilmektedir. Türkiye ise süre bağlamında emekleme dönemini yaşıyor denilebilir. Buna rağmen özellikle son yıllarda büyük bir ivme kazanan oyuncular Türkiye Go Oyuncuları Derneği (TGOD) etrafında örgütlenmektedirler.