Gollerin mesajı!
Özellikle golcülükten öte, insani ve saha içindeki centilmen yapısını adeta ezberlettiğim yıldızlar oldu .
İzmir'in Damlacıksporundan Ege'nin en popüler takımı İzmirspor'a transfer olunca kimse farkına varmadı onun Başkan Sami Bozoklu'nun İzmirspor'da yarattığı önemli farklılık sadece başarı değil, onu yakalayan gollerin sahibi ve dönemin standardını aşan futbolcu güzeli ve Efe ruhlu golcü Metin Oktay'dı.
Bu başarı dikkat çekse de, yine bir yerlerde olmanın yolu üç büyüklerde oynamaktan geçiyordu .Bu nedenle İstanbul'a gelen ve çocukluk hevesi olan Beşiktaş'ta olmak istese de, kulübün o zamanki sorumluları çok anlamsız bir değerlendirme ile onu "Omuzları dar" olduğu için transfer etmemişlerdi! Galatasaray bu fırsatı kaçırmadı ve bu dar omuzlu genci kadrosuna kattı. "Hala futbolcuya okka olarak bakanlara duyurulur!"
Metin Oktay kısa sürede Galatasaray'da gollerini sıralarken 1961 yılında İtalyanın Palermo kulübüne transfer oldu. 13 Ağustos günü Sporting Lizbon ile yapılan ilk karşılaşmada attığı iki gol ile skoru belirledi ama İtalya ona duygusal ve romantik olduğu için cazip gelmedi. Aklı sürekli yaşadığı eski takımında idi. 3 Nisan 1961'de bizzat heyecan ve gözlerim dolu dolu izlediğim tarihe geçen karşılaşmada; ilk yarı Palermo ve ikinci yarı Galatasaray forması ile oynayan Metin Oktay döneceğinin sinyalini verdi. Gecenin yıldızı Galatasaray'ın 2-1 kazandığı maçta attığı gollerle yıldızlaşan Recep Adanır olurken; İnönü Stadı "Metin !Metin!" diye inledi. Hala aklımdan gitmeyen bir sevgi ve sahiplenme haykırışıydı bu .
Metin yıllarca sevdiği eşi Oya Sarı ile birbirlerine yakışsalar da; İzmirspor'a geri dönüş dayatmasına karşı durarak ve eşinden ayrılarak sevgisine örnek bir duruş sergiledi. Rahmetli Baba Gündüz çok uğraşsa da Oya Sarı'yı ikna edemedi. "Günümüz futbolcularına duyurulur!" Daha sonraki günlerde asker iken ulusal karşılaşmada Hollanda'yı Amsterdam'da attığı iki gol ile 2-1 yenerken; birliğine 6 gün geç döndüğü için 45 gün hapis yattı. O yıl Kadri Aytaç, 57 bin 500 liraya tarihi bir transfer bedeli ile birinci lige çıkan Karagümrük'e transfer olmuş ve kırmızı siyahlı takım ile Galatasaray şampiyonluk mücadelesi vermişti. Bu yılın ve hala hafızalarımızda kalan nostaljisi Toptaşı ceza evinden tahliye edilen ve antrenmansız maça çıkan Metin Oktay'ın fizik gücü yetersiz de olsa attığı üç goldü. O kadar ilginçti ki; yorulup midesi bulandığında gol atıyor çıkıp kenarda dinleniyor, golünü atıyor yine dinlenerek oyuna dönüyordu. Onun attığı gollerle maçı Galatasaray 3-2 kazanarak Karagümrük'ün yenilmezliğini elinden almıştı.
Metin Oktay saha içinde ve dışında çok centilmendi. O günün gençleri için, futbol alanlarında ve dışarıda alnına düşen perçemleri ve kendine has yürüyüşü ile adeta idoldü. Türkiye Kupası final maçında Fenerbahçe'ye attığı "Ağları yırtan gol" ile de unutulmaz anılardan bir başka örnek yaşatan Oktay, daha sonra yaşamını beyaz perdeye taşıdı. Ajda Pekkan, Ayfer Feray ve Ayten Gökçer ile çevirdiği film ile de topluma mal oldu. Dönemin sosyal olaylarına sahip çıkan yapısı ile herkesin gönlünde derin yer etti..
Sahadan bir kez Rahmetli Yılmaz Şen ile girdiği tartışma sonucu atılan ve 33 gün ceza alan Oktay, futbola veda ederken kral ve şampiyon olan Galatasaray'ın kaptanı olarak bıraktı .
Çok merhametli, inançlı ve yardımseverdi. Bir Fenerbahçe maçı öncesi doktorlar oynama imkanı yok deseler de kampta olmadığı halde, benim de yöneticim olan rahmetli Üzeyir Koşar ağabeyin özel tedavisi ile maça çıktı! O gün Fenerbahçe'yi 5-0 yenen Galatasaray'ın dört gölünü Metin Oktay attı! Gece sabaha kadar dizine bağlanan koyundan "kuyruk kapağı" alınan bir parça ve yüksek motivasyon ile maça çıkan Metin Oktay futbol dünyası, tıp adamları ve rakibi şaşırtmıştı..
Sağ, sol vole, sert şutları, uzun pasları ve altın kafa vuruşları ile harika goller attı .Duran toplarda penaltı ve frikiklerdeki sert vuruşları kaleciler için karşılanamaz özellikte idi. Güçlü ayakları ve beli ile top saklar ve nizami olmayan şarjlarda dahi yıkılmazdı. O dönem Metin Oktay'ı durdurmak için en az iki futbolcu adam markajı yapar ve üç kişi ile de yakın markaja alındığı maçlara şahit oldum! Durdurmak için çok tekme atanlar olduğu da gerçekti ama o hiçbir zaman dönüp bakmaz ve acıları ile oyuna devam ederdi .
Futbolumuza teknik adam ve idari menajer olarak kısa bir süreçte verdiği hizmet ve bazı dostlarının onu kırmaları da aklımda. Üzgün ve kırgındı son gördüğümde. İki gün önce Milliyet spor servisinde görmüştüm. Bana güzel ve onur verici şeyler söylemişti .Zaten kibardı ve yakınlığı benim için ayrı bir şanstı! Birçok müsait genci yetiştirirken, o jenerasyona onu örnek gösterirdim. Özellikle golcülükten öte, insani ve saha içindeki centilmen yapısını adeta ezberlettiğim yıldızlar oldu ..
Yıllarca önce kalp spazmı nedeniyle doktorlar futbolu yasakladılar ancak o dinlemedi ve sahalara, seyircisine döndü! Sahalardan ayrılana dek sadece futbolun kralı değil; hala yeri doldurulmamış KRAL olarak kalbimizde yaşıyor ve yaşayacak. Ruhu şad olsun! Metin Ağabeyin terbiye ve tavsiyelerinden çıkmayan bir teknik adam ve kişi olarak onu bir kez daha saygıyla anıyorum. Ne mutlu bana ki, onunla birlikte futbolu paylaşmışım!