"Gövdesi kocaman, kolları kısacık bir canavar gibi!" | Spor yazarlarından Beşiktaş değerlendirmesi
Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'n 7. hafta kapanış maçında evinde Kocaelispor'u 3-1 mağlup etti. Spor yazarları, siyah-beyazlı takımın performansını ve karşılaşmayı değerlendirdi.
Attila Gökçe: "Önce boşa, sonra geriye!"
Beşiktaş yenilenen savunması, orta alanda Ndidi Orkun buluşması, forvette Cerny, Rafa Silva, El Bilal Toure ve santrfor Tammy Abraham’ın bütünleşmesi ile Sergen Yalçın’ın dokunuşunu sergileyen bir oyun gösterdi, peş peşe attığı iki golle tribünlerde coşkunun meşalesini yaktı…
Bütün bunlar 10 dakika içinde yaşandı ve bitti…
Hayret… Rafa Silva, Tammy Abraham, Cerny ve El Bilal Toure sanki vitesi boşa almış, skorun rahatlığında ıslık çalıp inişin keyfini çıkarmaya (!) başladı sonrasında… Dakikalar ilerledikçe vitesi boştan geriye çekip savunma gösterisine (!) giriştiler. Buna karşılık Kocaelispor sahanın her yerinde baskılı ve çabuk bir oyuna geçiyor, açıkçası ev sahibinin keyfini kaçırıyordu. İlk yirmi dakikada hızlı oyunun ve süper pasların gösterisini yapan Beşiktaş, sonrasında Kocaelispor’un oyununu kabullendi. İki kaleli, karşılıklı ataklara dayalı bir mücadeleyi izlemeye başladık.
Rafa Silva ve Cerny’nin golleriyle keyif yaşatan Kartal, eski göz ağrısı Tayfun Bingöl ile Petkoviç’in geçişten kazandıkları toplarla tedirgin oldu. İki kişinin atağını 4 savunmacı ile kontrol edemeyen Beşiktaş, bu haliyle konuğunu rahatlattı. Daha etkili hücum oyununu ortaya koydular. Beşiktaş’ta zaman zaman şaşılacak ölçüde top kayıplarına da tanık olduk. Çoğu oyuncu aşırı güven duygusuyla topu sürüp bir-iki rakibini de çalımladıktan sonra meşin yuvarlağı üçüncüye kaptırıyordu. Paslaşmayı da arızaya uğrattılar. Topa yön vermekte, sert ve hızlı hamleler yapmakta üst üste hataları tekrarladılar. Oyunun başında hücum gösterisi yapan Beşiktaş sürenin çoğunu savunmaya çekilerek harcadı.
Tayfur Bingöl’ün 50’de farkı bire indirmesi Kocaelispor’un motivasyonunu da enerjisini de yükseltti. 90+3’te Jota’nın attığı gol, Beşiktaş’ın neredeyse unuttuğu “skor” hamlesine iyi bir örnek oldu.
Umarım ki Sergen Hoca, derbide Galatasaray’a karşı oyunu daha bütüncül bir mücadele olarak oynatmaya çalışacak ve sarsıcı hamleler yapacaktır. Farklı oyuncular kullanma şansı çok sınırlı. O halde farklı bir oyun için öncelikle topa sahip olarak cesaretle rakibin üstüne gitmek en önemli çare olarak görülüyor. Sergen Yalçın’ın sürprizleri de listeye eklenmeli! (Milliyet)
Attila Gökçe: "Önce boşa, sonra geriye!"
Beşiktaş yenilenen savunması, orta alanda Ndidi Orkun buluşması, forvette Cerny, Rafa Silva, El Bilal Toure ve santrfor Tammy Abraham’ın bütünleşmesi ile Sergen Yalçın’ın dokunuşunu sergileyen bir oyun gösterdi, peş peşe attığı iki golle tribünlerde coşkunun meşalesini yaktı…
Bütün bunlar 10 dakika içinde yaşandı ve bitti…
Hayret… Rafa Silva, Tammy Abraham, Cerny ve El Bilal Toure sanki vitesi boşa almış, skorun rahatlığında ıslık çalıp inişin keyfini çıkarmaya (!) başladı sonrasında… Dakikalar ilerledikçe vitesi boştan geriye çekip savunma gösterisine (!) giriştiler. Buna karşılık Kocaelispor sahanın her yerinde baskılı ve çabuk bir oyuna geçiyor, açıkçası ev sahibinin keyfini kaçırıyordu. İlk yirmi dakikada hızlı oyunun ve süper pasların gösterisini yapan Beşiktaş, sonrasında Kocaelispor’un oyununu kabullendi. İki kaleli, karşılıklı ataklara dayalı bir mücadeleyi izlemeye başladık.
Rafa Silva ve Cerny’nin golleriyle keyif yaşatan Kartal, eski göz ağrısı Tayfun Bingöl ile Petkoviç’in geçişten kazandıkları toplarla tedirgin oldu. İki kişinin atağını 4 savunmacı ile kontrol edemeyen Beşiktaş, bu haliyle konuğunu rahatlattı. Daha etkili hücum oyununu ortaya koydular. Beşiktaş’ta zaman zaman şaşılacak ölçüde top kayıplarına da tanık olduk. Çoğu oyuncu aşırı güven duygusuyla topu sürüp bir-iki rakibini de çalımladıktan sonra meşin yuvarlağı üçüncüye kaptırıyordu. Paslaşmayı da arızaya uğrattılar. Topa yön vermekte, sert ve hızlı hamleler yapmakta üst üste hataları tekrarladılar. Oyunun başında hücum gösterisi yapan Beşiktaş sürenin çoğunu savunmaya çekilerek harcadı.
Tayfur Bingöl’ün 50’de farkı bire indirmesi Kocaelispor’un motivasyonunu da enerjisini de yükseltti. 90+3’te Jota’nın attığı gol, Beşiktaş’ın neredeyse unuttuğu “skor” hamlesine iyi bir örnek oldu.
Umarım ki Sergen Hoca, derbide Galatasaray’a karşı oyunu daha bütüncül bir mücadele olarak oynatmaya çalışacak ve sarsıcı hamleler yapacaktır. Farklı oyuncular kullanma şansı çok sınırlı. O halde farklı bir oyun için öncelikle topa sahip olarak cesaretle rakibin üstüne gitmek en önemli çare olarak görülüyor. Sergen Yalçın’ın sürprizleri de listeye eklenmeli! (Milliyet)
Cem Dizdar: "Bir ihtimal!"
Sonuca bakarak değerlendirme yapacaklar için şahane bir ilk yarı. İlk 10 dakikada maç 2-0. Devamında 39. dakikaya kadar pozisyon açısından pek bir şey yok ama oyunun hakimi Beşiktaş. Ev sahibi daha az topla oynayıp daha çok gol beklentisindeydi. Kısaca, Beşiktaş topa sahip olamadıysa da devre boyu maça her daim hakimdi. Peki bu ne anlatır? Öncelikle “oyun” değil “marifet”. Sonra Beşiktaş’ın yaptıklarından çok Kocaeli’nin yapamadıklarıyla anlatmaya gayret daha doğru olur.
İkinci yarı başlangıcı için eskiler şöyle der; “Kocaeli tek kale başladı!” Başladılar ve 50. dakikada golü de buldular. İş karışacaktı ki karıştı! Beşiktaş’ın tedirginlik seviyesi gitgide yükselirken oyuna kendini kaptıran oyuncular maçtan kopmaya başlamıştı ki, Kocaeli takımı yavaş yavaş düşmeye başladı. 70’e ulaşıldığında ise hala önde olan Beşiktaş topu yeniden ele almıştı. 80’e varana kadar karşılıklı bir iki girişim olmadı değil. Evet “gol beklentisi” yüksekti Beşiktaş’ın ama sahadaki faaliyet bunu doğrular nitelikte değildi.
Fırsatı yakaladı
Nihayet maçı son dakikadaki ilginç golle kazandı Beşiktaş ve deplasmanda oynayacağı Galatasaray maçı öncesi buraların deyimiyle “moral kazandı.” Zor oldu ama oldu. Esasen kazandığı ise sadece zamandı. Yine de bu akşam oynanacak Galatasaray - Liverpool maçının sonucuna bağlı olarak ligin de gidişatını değiştirme fırsatını yakaladı Beşiktaş. Bu oyunla henüz yetersiz görünseler de her kazanım gelecek için olumlu bir ihtimaldir. Ama sadece bir ihtimal!. (Fanatik)
Serkan Akcan: "Alan meselesi!"
Beşiktaş, ilk 10 dakikada bire bir baskılar sonucu rakip sahaya yerleşti, oyunun inisiyatifini eline aldı ve Rafa sayesinde çok erken 2-0’a getirdi maçı. Beşiktaş’ın Sergen hoca döneminde iç sahada oynadığı futbol oldukça coşkulu buna itirazım yok. Ne var ki, Beşiktaş’ın genel fotoğrafı çok uzun bir oyun boyuna işaret ediyor. Çok geniş bir alanda oynamak Beşiktaş’ın en büyük handikapı, çünkü açık alanda yakalanmaktan korkuyor Sergen Yalçın. O yüzden Sergen hoca ideal stoperlerini aramaya devam ediyor, bir türlü uygun tandemi bulamıyor. Çünkü her maç savunma arkasında sorun yaşıyor. O yüzden çok erken skoru bulduktan sonra takımı geriye çekti, Kocaelispor’u önde karşılamak yerine hayli derinde bekledi. Djalo ve Ndidi’nin kazandığı topları çok çabuk şekilde Rafa, Abraham ve Toure ile buluşturdu. Bu geçişlerden rahat pozisyon üretti Beşiktaş. Sanki Dolmabahçe’nin ev sahibi Kocaelispor gibiydi, topa sahip oldu, önde oynadı. Beşiktaş’ta El Bilal Toure yeni Larin rolünü üstlenecek gibi görünüyor. Sergen hoca, bir santrfor olan Toure’yi sol forvette kullanarak Abraham’ı ceza sahası içinde rahatlatıyor. Bu Toure’nin de isteyeceği bir durum. Geçen sezonun büyük bölümünü futbol oynamadan geçiren Toure için bu yeni rol Sergen hocanın ürettiği bir çözüm. İİkinci yarıda Abraham sakatlandıktan sonra Toure santrfora geçti, daha da rahatladı.
Tatmin edici değil
Sergen hocanın döneminde Beşiktaş, Başakşehir’e karşı oynadığı oyunun üzerine gider diye bekleyenler yanılmış görünüyor. Dün gece Kocaelispor’a karşı ideal denecek kadrosuyla sahaya çıkıp, kendi vasatının bile altında kalan Beşiktaş’ın futbolu tatmin edici seviyede değil. (Fanatik)
Uğur Meleke: "Gövdesi kocaman, kolları kısacık bir canavar gibi!"
Dün İnönü’deki 90 dakikayı izlemeyen birine Beşiktaş’ın performansını tarif etmek öyle zor ki! Siyah beyazlılar topu üçüncü bölgeye süratli taşıdıklarında çok renkli, çok kaliteli, çok eğlenceliler. Orkun-Cerny-Rafa-Bilal-Abraham bazen öyle güzel notalara basıyor, öyle uyumlu çalıyorlar ki, kendinizi bir Schubert senfonisi dinlerken bulabiliyorsunuz! Ancak uzun süreler topu rakiplerine bırakarak, sadece geçiş kovalayarak bazen öyle sıradanlaşıyorlar ki... Beşiktaş adeta gövdesi kocaman, kolları kısacık bir canavar gibi. Maçın bazı anlarında Barcelona hücumu gibi keyifliler. Bazı anlardaysa Real Oviedo seviyesine gerileyebiliyorlar.
Dün ilk 15 dakikada Beşiktaş iki gol attı, Bilal Toure bir net fırsattan faydalanamadı, Ndidi’nin bir topu çizgiden çıktı. Pekala çeyrek saatin sonunda 4-0’ı bulabilirdi Beşiktaş... Rafa Silva’nın takımdaşlığı, hiçbir pozisyonda bencillik etmemesi, Abraham’ı-Bilal’i oyuna katması müthiş. Orkun zaman zaman dikine olağanüstü paslar atıyor, Cerny’nin bir driplingi pozisyon bulmaya yetebiliyordu. Ancak sadece 15 dakika sürdü bu.
Siyah beyazlılar dün uzunca bir süre, neredeyse 70-75 dakika topu büyük ölçüde Kocaelispor’a bıraktı. Selçuk İnan’ın takımı oyunu uzun süreler üçüncü bölgede oynadı ancak puan kopartmak için öndeki kaliteleri yetmedi. Kocaelispor İnönü’de %58 topla oynadı ama üretim kısıtlıydı ön tarafta. Elbette Selçuk Hoca daha iyi bilir ama Jo gibi kaliteli bir isim son 20’de değil de, başlangıçtan itibaren sahada olsa daha mı fazla gol şansları olurdu acaba? (Hürriyet)
Ali Gültiken "Altın değerinde"
Beşiktaş camiasının çok uzun zamandır özlediği bir oyun başlangıcı oldu… Agresif, rakip kaleye giden, pozisyon bulan, goller üreten bir Beşiktaş izledik… Ama yalnızca 10 dakika sürdü. Sonrasını nereye koyacağız onu da bilemiyoruz… Rakip, iki gol yedikten sonra oyundan düşmüş, kolu kanadı kırılmış yani üstüne gitsen farkı çok daha artırabileceğin bir oyun süreci var, fakat bunu elinin tersiyle itip, rakibini oyuna ortak etmek Beşiktaş'ı oyunun son dakikasına kadar zorladı. 'Kendim ettim, kendim buldum' diye bir söz var ya, bu da bu maçın 15 dakikadan sonraki bölümüne çok yakışıyor… Bir de Kocaelispor'a bir gol şansı verdikten sonra oyunun son dakikasına kadar zorlu bir süreç yaşandı. Beşiktaş'ın neden bu oyunu seçtiğini anlamak da zor. Elindeki her türlü avantajı rakibinin kullanmasına müsaade ederek, topu kullanmak yerine yalnızca arkasından koşan bir oyun, doğal olarak Beşiktaş'ı zorladı. Biraz daha öne doğru çıkarak oynasa 3. golü zaten Jota'dan çok daha önce de bulabilirdi. Bunun bir oyun tercihi olduğunu düşünmek Beşiktaşlıları daha çok mutlu edecektir.
Galatasaray derbisi öncesinde bu 3 puan, oyun ne olursa olsun altın değerinde. Zirve yarışı için oyunlar farklı hale gelebilir ama her zaman aslolan üç puandır. (Sabah)
Levent Tüzemen: "Akıllı oynadı"
Sergen Yalçın, Beşiktaş'ı resmen yeniden düzenliyor. Futbolda "Kadro istikrarı" çok önemlidir. Sergen Hoca oyuncuların birlikte oynama alışkanlığını kazanması için kadro istikrarına önem veriyor. Beşiktaş'ın savunma hattı hariç hücum oyuncuları ile orta alan oyuncuları belirlenmiş. Beşiktaş ilk uyumu Bilal, Abraham, Silva ve Cerny'den oluşan hücum hattıyla yakalamış. Bu dörtlü hem hücuma hızlı çıkıyorlar hem de pas uyumu konusunda birbirleriyle ortak hareket ediyorlar. Beşiktaş'ın temposunda inişler ve çıkışlar var. Bu yüzden Sergen Hoca oyuncularına, "Topu rakibe verin. Biz kazandığımız toplarla hücuma çabuk çıkalım ve golü atalım" demiş. Beşiktaş bu anlayışı özellikle ilk yarıda başarıyla uyguladı. Sergen Hoca'nın dokunuşu sayesinde kendine gelen Rafa Silva kendi becerisiyle yarattığı pozisyonu golle bitirdi. Kocaelispor kalecisi Jovanovic'in hatasıyla oluşan atağı da Cerny gol yaptı.
Kocaeli takımı topa hakim olmasına rağmen pozisyon üretmekte zorlandı. İlk isabetli vuruşta Tayfur Bingöl golü attı. Beşiktaş'ın fizik gücü konusunda eksikliği var. Bu yüzden sürekli rakibi karşılayıp hızlı ataklarla Kocaeli kalesini tehdit ettiler. İkinci yarı Beşiktaş kendi kalesine fazla yaslanınca Kocaeli pozisyonlar üretti. Ama Beşiktaş savunması hata yapmadı. Beşiktaş akıllı oynadı, golleri bulduktan sonra coşkusunu kaybetmedi, enerjisini gücüne göre kullandı ve kaliteli ayakları sayesinde galibiyet serisi yakaladı. (Sabah)
Fatih Doğan: "Sergen doğru tercih yaptı"
Beşiktaş'ta Sergen Yalçın, Kayseri galibiyetinin etkisiyle de olabilir evinde radikal ve bir o kadar da doğru kararla sahaya çıktı. Aylardır oturmayan, aksayan tandemi değiştirdi. Uduokhai ve Paulista ikilisini kenara alıp, Djalo-Emirhan ikilisini sahaya sürdü. Emirhan uzun aradan sonra sol stoperde yani yerinde oynadı. Hem bu karar hem de 11 tercihi en iyi tercih duygusunu verdi. Sonuçtan bağımsız net söyleyeyim; Uduokhai ve Paulista'ya verilen sabrın ve şansın yarısı bu ikiliye verilse, daha iyi performansı sergilerler. Cerny ve Rafa Silva ile gelen erken goller hem kalite hem de tecrübe ürünüydü. Ancak ilk yarının sonları ve ikinci devre Beşiktaş anlamsız bir şekilde iyice yavaşladı, hem de rakibi rahatsız etmeyi bıraktı. Tayfur'un attığı gol hem tribünleri gerdi hem de kırılgan hissi veren takım görüntüsünü depreştirdi… Beşiktaş ilk 20 dakika ve son 5 dakikadaki 25 dakikalık tempolu oyununu maçın tamamına yaymalı. O zaman rakiplerine hem korku verir hem de hata yaptırır. Beşiktaş'ın coşkusunu daha çok birlikte yaşama alışkanlığına ihtiyacı var. Kocaelispor şehir takımı… Her açıdan güçlü ve en önemlisi futbol kültürü olan bir il.. Maçta taraftarlar karşılıklı atışıp, cilveleşseler de(!) eskiler birbirini ve tribün kültürünü de iyi hatırlar. Yenilere de dün tanıttılar. Bu yüzden Süper Lig'e döndüğünden bu yana galibiyeti olmayan Kocaeli, asansör takım olursa futbolsever olarak üzülürüm. Petkovic gibi iyi, Agyei gibi potansiyelli genç oyuncuları var. Ancak tecrübeleri yok! (Sabah)