Güneş'in bulutu!
Yazımın başlığı yanlış algılanmamalıdır. Kimse hakkında ve olaylara bakış tavrımda "ALGI" planı yatmaz. Samimiyet ve kendi görüşümün dışa vurumudur sadece..
Yazımın başlığı yanlış algılanmamalıdır. Kimse hakkında ve olaylara bakış tavrımda "ALGI" planı yatmaz. Samimiyet ve kendi görüşümün dışa vurumudur sadece..
Şenol Güneş'li Beşiktaş bana göre şu ana kadar ligimizin en iyi futbolunu oynayan takımıdır.. Ama her şey iyi giderken tekere çomak sokan ve onlara da şans tanıyan ölümcül darbeler de dikkat çekicidir.
Öncelikle sadece deplasmanda oynayan ve bir iki beklenmeyen karşılaşma dışında tek gerçek Beşiktaş'ın mutlu sona ve özlediği hedefe ulaşacağı görüntüsüdür .Şenol Güneş bir Türk teknik adam olarak karşıtlarının önünde başarılıdır .Bunun ana nedeni bazı onaylamadığımız çıkışlar ve göze batan hatalar olsa da ÖĞRETMEN kimliği duruma hakim olmasına ve sıkıntının giderilmesine neden olmaktadır .
Geçen ve önceki sezon yanlışlarını da yorumlayan ve uyarıcı ön görülerle verdiğim görsel ve yazılı mesajlar dikkate alınmamış ve ne yazık ki son noktasına kadar haklı çıkmışımdır. "Keşke olmasaydım" Oysa ben de teknik adam olarak saha dışında bırakılsam da maçları kulübeden izleyen bir dikkat ve ruh taşıyarak yorumlarımı yaparım. Tek eksiğim, ikili ilişkilerin içinde gelişen gerçekleri bilmemektir ve önemlidir.
Tolga kardeşimiz Trabzonspor'dan alındığında takımın önemli bir eksiğini gideren ve kaleye ilaç olacak kendisinin de ona sahip çıkan Beşiktaş'ta unutulmazların arasına gireceğini düşünmüştüm. Aslında işe de iyi başlamıştı .Bu nedenle kendisine onore olsun diye kaptanlık da verilmişti .Zaman içinde Tolga kan kaybetti. Sakin görüntüsüne karşın içinde fırtınalar koptuğu çok belliydi .Kişisel yaşamı ve üzüntülerinin hepimizin yaşam gerçeği olduğunu adeta unuttu! Oynadığı zor mevkide kaptanlığın ötesinde takımını yönetme cabbarlığını göremedik!
Cenk ise nedense büyük umut olarak onu zorlamadı! Sonra geçen sezon kale genç Günay'a kaldı. Ama gelecek için iyi ışıklar yakt ..
Bu yıl geçen sezon olduğu gibi sürpriz hatalarla ki Beşiktaş artık bunu yapmayacak kapasitede iken Avrupa kupasından çok ucuz elendi.. S. Lizbon bana göre kaybedilmiş bir ikramiye idi! Yıkımı büyük olur korkusu vardı herkeste .Galatasaray karşılaşması önünde spor dünyası Denizli faktörünü zirveye çıkartıp kamu oyunda ulik bir istitatistik ile Beşiktaş'a sadece kalan yüzde % beraberliği verirken galibiyet tanımadı! Hatta yılların kalecisi Şenol Güneş ışığını kapatan bir yorumla Beşiktaş'ı nerede ise teknik adamlığındaki sezon başı gafı sonucu ile kalecisiz bıraktı!
Ancak Pazartesi gecesi Olimpiyat stadında 25 bin seyirci beklenmeyen bir futbol güzelliğine şahit olurken şaşkınlıkla Muslera ile Beşiktaş arasında geçen bir oyun izledi. Özelikle ilk yarı en az beş net golü kurtaran Muslera karşısında Galatasaray tarihinin en mahkum doksan dakikasını yaşadı. Her şeyi ile harika olan Beşiktaş olabilecek en büyük darbeyi alakasız bir pozisyon yaratan Günay ile yaşadı ve 1-0 yenik duruma düştü .İşte bu futbol adına çok adaletsiz görüntü idi. Sadece iki dakika sürdü. Bu uyarıcı kırılma anını Gomez ve arkadan G. Töre attıkları gollerle aşarlarken, Beşiktaş rakibinden yıllarca alamadığı derbiyi çok üstün ve tertemiz aldı .
Hani yıllarca önce S. Hamdi Tüzün ile birlikte antrenör olarak kulübede olduğum süreçte uzun yıllar beklenen galibiyet gibiydi! O sezon da böyle bir benzer durumu aşmak bize nasip olmuştu! Yıllar sonra Şenol Güneş'le yinelenen bu durum Beşiktaş adına oynanan futbolun karşılığı olmayan kısır sonuç olsa da, çok özeldi!
Avrupa kupasında beklenmeyen biçimde guruptan elen, üç gün sonra gel ve uzun yıllar kazanılmayan derbiyi kazan!
Bu taçlanacak başarı olurken, Beşiktaş'ın sanki "boş kale oynasa da kazanırdı!" denilecek oyunu uzun süre unutulmayacaktır .Sadece Sayın Denizli'nin maç sonu hakemin "lime lime" kendilerini budadığı açıklaması geçersizdi.. Şenol Güneş de yılların kale tecrübelisi olarak neredeyse kaleci sorununu çözmeyip kalecisiz Beşiktaş'la kendine Gölge olacak sıkıntı ile dikkat çekti. Usta hoca Beşiktaş'taki bu kara bulutun Güneşine zarar vermesine izin vermemeli ve yeni bir transferle bunu halletmelidir .
Bir başka hatırlatmam ise şudur. Artık ligin özellikle isteyenlerin(!) değil; gerçeklerin şampiyonluk yarışı olarak Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında devam edeceğidir.