Gustavo: "Sahaya çıkmak için sabırsızlanıyorum"

Brezilya’da başlayan ardından Almanya’da Hoffenheim, Bayern Münih ve Wolfsburg’da şekillenen ve Fenerbahçe’den önce Marsilya’ya uzanan bir hikaye. Hoffenheim forması giyerken, teknik direktör Ragnick, Brezilyalı Luiz Gustavo’nun Bundesliga’nın en iyi 6 numarası olduğunu ve Gustavo’nun korkusuz kimliğiyle kendisine Bruce Willis’i hatırlattığını söylemişti. Elde ettiklerini hak etmek için sahadaki mücadelesiyle herkesin saygısını kazanan Gustavo, korkusuz ve savaşçı bir kimliğe sahip. Kariyerinin büyük kısmını Alman felsefesiyle geçiren Brezilyalı orta saha, kişiliğini ise tamam ailesine borçlu. 

Geri adım atmayan kişiliğiyle ilgili konuşan Luiz Gustavo, “Olduğum gibi biriyim, zorluklardan asla kaçmam. İşimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Savaşçı  kimliğim ailemden geliyor. Kendimi hatırladığım günden bu yana bağımsız ve kendi ayakları üzerinde duran bir birey olmak istedim. Ailemden ayrıldıktan ve annemi kaybettik sonra olgunlaştığımı söyleyebilirim. Her zaman iki seçeneğim olduğunu biliyordum. Ya pes edeceğim ya da içinde bulunduğum durumu göğüsleyeceğim” dedi.

Formasını giydiği her takımda taraftarların büyük ilgisiyle karşılaşan Luiz Gustavo bu konuyla dair yaptığı açıklamalarda, “Taraftarların ilgisi alabileceğiniz bir şey değil, sahadaki mücadeleniz ile bunu hak edersiniz. Hayat felsefem, hak etmediğim bir şeye sahip olmamaktır. Elde ettiğim şeyi hak etmek için çalışıyorum. O sebeple de sahada elimden gelinin en iyisini gösteriyorum. Bu benim için çok önemli. Kulübün ve taraftarların bana olan inancının karşılığını vermek için sahada mücadele eden biriyim” şeklinde konuştu.

Hayaline devam etmesindeki en büyük motivasyona dair konuşan Brezilyalı futbolcu, “Zor veya ilk defa karşılaştığım durumlar karşısında öncelikle büyük resme bakarım ve beni ilgilendiren önceliklerin farkına varırım. Mutlu olmak için de motivasyonumu her daim üst seviyede tutarım” dedi.Gençlik idolleriyle ilgili düşüncelerini paylaşan Gustavo, “Sanırım Bebeto ilk idolümdü. Futbola ilk başladığımda oldukça kısaydım. Romario gibi diyebilirim. Profesyonel olduktan sonra ise Ronaldo diyebilirim. Yaşadığı sakatlıklara rağmen her zaman üst seviyede oynamak için geri döndü. Bu mücadelesini ve felsefesine hep saygı duydum. Futbola ilk başladığımda forvettim. Yaşım ilerledikçe geride oynadım. Kısayken daha hızlıydım, o sebeple ileride oynuyordum. Orta sahanın kendim için daha uygun olduğunu fark ettim ve pozisyonumda kalmak için sahaya en iyisini göstermek için çıktım” dedi.

Fenerbahçe’ye dair konuşan Gustavo, “Bu kulübün büyüklüğünün farkındayım.
Fenerbahçe’de Gerson ile başlayan Alex ve Roberto Carlos gibi dünyaca ünlü isimlerin olduğu bir Brezilyalı geleneği var. Bunun bir parçası olmaktan dolayı mutluyum. Luiz Gustavo olarak Fenerbahçe’nin hedefleri doğrultusunda sahada mücadele edeceğim. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kariyerim boyunca oynadığım takımlarda formayı hak etmek için hem antrenmanlarda hem de maçlarda elimden gelenin fazlasını gösterdim. Fenerbahçe için de sahada geri adım atmadan, sarı-lacivertli renklerin başarısı için mücadele edeceğim.Takımda lider karakterde pek çok oyuncu var. Genç isimler var.

Hepimiz Fenerbahçe’nin hedefleri adına güzel bir karma oluşturuyoruz. Bu çok güzel, özel bir şey. Önümüzdeki dönemde çıkacağımız maçlarda karşılaşacağımız iyi kötü her şeyde sahip olduğumuz takım ruhu ve lider konumundaki isimlerin önemi daha da ortaya çıkacak. Deniz Türüç, Ozan Tufan, Vedat Muriqi’yi milli takımda takip ediyorum, çok başarılılar, onlar adına çok mutluyum.Taraftarlarımızın transfer sürecinde beni ne kadar beklediğini, desteklediğini biliyorum. Onlar bizim en büyük gücümüz ve taraftarımızla buluşmak için sabırsızlanıyorum. Önümüzde Alanya maçı var ve iyi başladığımız sezona aynı şekilde devam etmek istiyoruz. Bursa maçında ufak bir sakatlık yaşadım ama şu anda kendimi iyi hissediyorum” dedi.