Guti'den flaş açıklamalar: 'Futbolun dili ortaktır ama...'
Guti Hernandez ilk röportajını Milliyet'e verdi, Avusturya kampından Beşiktaşlı taraftarlara sıcak mesajlar gönderdi.
İnönü Stadı’nın tarihi günlerinden biriydi. Temmuz sıcağına rağmen 20 bine yakın Beşiktaş taraftarı sanki bir ayindeymiş gibi kendinden geçmiş durumdaydı...
Porto’da oynadığı dönemde İnönü Stadı’na yolu düşen Arjantinli golcü Lisandro Lopez’in de dediği gibi sanki içlerindeki şeytanı çıkarıyorlardı. Yapılan tezahüratlar Taksim’den bile duyuluyordu. Yer, gök ‘Guti’ diye inliyordu. Ve o an geldi... Kendisini iki sene Beşiktaşlı yapacak imzayı atacak olan Guti Hernandez, İnönü Stadı’nın çimlerindeydi.
Sanki bir imza töreni değil, dünya çapında bir pop yıldızının konseriymiş gibi bir hava vardı. Guti, böyle bir taraftar karşısında nasıl tepki vereceği konusunda şaşkınlık girdabına yakalanmıştı. Onu, çevresindeki kulüp yetkilileri bu girdaptan çıkarmıştı. Ve taraftarın ne istediği tercüme edilmişti. İşte o an gelmişti. Guti hayatında ilk kez çektireceği üçlünün hazırlığı içerisine girdiğinde, İnönü Stadı’ndaki gürültü, kulakları sağır edecek türdendi.
Gözleri güldü
O desibele meydan okuyan gürültü, yerini derin ve ulvi bir sessizliğe bırakmıştı. 1-2-3 diyen Guti’nin işaret parmağı, dudaklarının üzerindeydi ve o tarihi fotoğraf. Evet arama motorlarına Guti diye yazıldığında karşımıza çıkan ve görür görmez bir sessizlik denizinde her Beşiktaşlı taraftarı nefessiz bırakan o tarihi an...
“Hiç unutamıyorum o anı” diyor Guti... Avusturya kampında ilk röportajını MİLLİYET’e veren İspanyol hocaya, “Vodafone Park’a çıkacağın ilk gün taraftardan aynı isteğin gelmesini ister misin?” diye sorarak bu keyifli röportaja başladık. Soruyu duyar duymaz gözlerinin içi gülmeye başladı. O gülücük tüm yüzüne yayıldı. Bir çocuk gibi mutluluğunu göstermek istiyordu lakin Guti artık eski Guti değil! O artık İlhan Mansız ile birlikte Beşiktaş’ın yardımcı antrenörü. Sorumuza verdiği cevap, içindeki çocuğa göre daha vakur ve mütevazıydı. Sanki bu isteğini belli etmemek istercesine “Yeniden Beşiktaş’ta ve İstanbul’da olmak benim için çok büyük bir mutluluk. Vodafone Park’ın çimlerine basacağım günü sabırsızlıkla ve özlemle bekliyorum. Taraftarımızla aramda büyük bir sevgi bağı var. Onlarla yeniden bir araya gelmek çok güzel olacak” dedi.
‘En güzel yerde’
Bu kadar sevildiği bir yerde unutamadığı bir anısı olup olmadığını sorduğumda ise şaşırtıcı bir şekilde hiç düşünmeden “Vladikavkaz maçında attığım bir golden sonraki sevincimde, formamda hem Türk bayrağını hem de Beşiktaş amblemini öptüğüm bir fotoğraf var. O fotoğrafı çerçeveletip evimin en güzel yerine astım. Çünkü o anı hiç unutamıyorum” ifadelerini kullandı.
Doğru... O fotoğraf da onunla özdeşleşmiş güzel bir sevinç fotoğrafıydı. Madem fotoğrafları hakkında konuşuyoruz, Beşiktaş’tan ayrıldığı günden beri sosyal medya hesabındaki Beşiktaş formalı fotoğrafının hiç değişmediğini hatırlattım. Derin ama bir o kadar da vefa havası veren bir nefes alarak, “Real Madrid ve Beşiktaş’ta futbol oynadım. İkisi de benim evim gibiydi. Bir minnet göstergesi olarak Beşiktaş formalı fotoğrafım sosyal medya hesabımda devamlı durdu. Kendimi Beşiktaş’ta hep çok iyi hissettim. O nedenle fotoğraf hep orada kaldı” dedi.
‘Türkçe öğrenmem lazım’
“Futbolun dili ortaktır ancak ben Türkçe öğrenmek istiyorum. Sadece Şenol Güneş’le değil, oyuncularla da iyi anlaşabilmek için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Şenol Güneş’ten öğreneceğim çok şey var. Bir gün ben de büyük takımlarda teknik direktör olmak istiyorum.”
Taraftarın da dediği gibi ‘Guti Hazretlerini’ bu duygusal ortamdan çıkarır, biraz işlerden güçlerden bahsetmesini istedim. Sahi... Daha gelmeden, ‘Guti, Şenol Hoca ile nasıl anlaşacak’ eleştirileri gelmişti. Ben kendisine bu durumu “futbolun dili birdir” diyerek sordum. O da “Evet futbolun dili ortaktır ama ben Türkçe öğrenmek istiyorum. Sadece Şenol Güneş ile anlaşabilmek için değil, oyuncularla da anlaşabilmek için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum. Futbolun dili birdir. Futbolun dili bu alanda diğer dillerin üzerindedir. Şenol Güneş futbolu çok iyi bilen birisi. Ben de iyi bildiğime inanıyorum. Şimdiden Şenol Güneş ile çok iyi anlaşıyoruz” açıklamasını yaptı. Kim bilir belki gün gelir Guti ile Türkçe röportaj yaparız.
Konu Şenol Güneş’e geldiğinde ise çiçeği burnundaki teknik adama, futbol oynadığı dönemde çalıştığı hocalarla kıyaslarsa Şenol Güneş’in nasıl bir yerde olacağını sordum. Cevabı çok anlamlıydı:
“Çalıştığım hocaları bir sıralamaya sokmak istemiyorum. Çünkü her birinden farklı şeyler öğrendim. O tür sıralamalara pek inanan birisi değilim. Bugün ise Şenol Güneş ile çalışıyorum ve benim için çok güzel bir şey. Çünkü Türkiye’de çok prestijli bir hoca. Hem Beşiktaş’ta hem de milli takımda yaptıkları ve başarıları ortada. Bunu da herkes biliyor zaten. Şenol Güneş dünyada her takımı çalıştırabilecek kapasitede bir teknik direktör. Ondan öğrenebildiğim kadar çok şey öğrenmek istiyorum.”
Şenol Güneş’in sadece bir teknik direktör değil, antrenörler için bir okul olduğunu dile getirdiğimde ise Guti, “Antrenörlük kariyerimde henüz yolun çok başındayım. Bir şeyler öğrenmem lazım ve öğrenmek için en iyi yerde olduğumu söyleyebilirim. Büyük tecrübeli ve kaliteli bir hocanın yanındayım. Ondan çok fazla şey öğrenmek istiyorum. Elimden geldiği kadar bir yardımcı antrenör olarak hem Şenol Güneş’e yardım etmek hem de takıma katkı sağlamak istiyorum. Elbette ben de seviyemi yükselterek bir gün büyük takımlarda birinci hoca olmak isterim” yorumunu yaptı.
‘Fikrim sorulursa’
“Şu an için tam olarak kulübün transfer politikasını bilmiyorum. Ayrılacak ya da yeni gelecek oyuncular olacak mı hiç bilgim yok. Ama transfer konusunda bana fikir danışılırsa kulüp ve takım için iyi seçenekler ortaya çıkarsa tabi ki o seçeneklere bakabiliriz.”
‘Negredo’yu iyi tanırım’
“Alvaro Negredo’yu çok iyi tanırım. Tanıdığım kadarıyla söyleyebilirim ki Negredo iyi bir golcüdür. Sırtı kaleye dönük oynayabilen, hareketli bir oyuncu. Takımda başka golcüler de var. Sadece Negredo için söylemiyorum, bizim beklentimiz tüm golcülerden, hocamızın verdiği zaman dilimlerinde Beşiktaş için gol atmalarıdır.”
‘Ailemle geliyorum’
“Beşiktaş’ta futbol oynadığım dönemde sadece maçlarda değil sokakta da insanların ilgisi ve sevgisi çok güzeldi. İstanbul’u genel olarak çok özledim. Türkiye’de çok sıcakkanlı insanlar var. Sadece taraftarlar değil, futbolla ilgisi olmayan insanlar bile sıcak davranıyordu. Çok iyi karşılanmıştım. Bu kez ailemle birlikte İstanbul’a geliyorum. Eşimle ve çocuğumla birlikte geleceğim. Onların da İstanbul’u görüp tanımasını ve yaşamasını istiyorum.”
‘Zidane’ın bir bildiği vardır’
Guti Hernandez, Real Madrid’le sürpriz bir şekilde yollarını ayıran teknik direktör Zinedine Zidane’ın kararını da yorumladı: “Bunlar çok kişisel durumlar. Zidane çok büyük bir hoca ve Real Madrid’te kazandıkları, yaptıkları ortada. Real Madrid Kulübü ve taraftarı ona minnettardır mutlaka. Çünkü çok iyi işler başardı. Ayrılık kararına saygı duymak gerek. Sonuçta kişisel bir karar. Ben de tam olarak ne oldu, ne bitti bilmiyorum. Muhakkak bir bildiği vardır. Bu konuda eleştiri yapmak çok yanlış olur.”
‘Quaresma ve Pepe çok özel oyuncular’
“Quaresma ve Pepe gibi futbolda belli bir olgunluğa erişmiş ve büyük başarılar yakalamış çok kaliteli oyuncular sahada kesinlikle ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bu anlamda böyle oyunculara çok fazla şey öğretemezsiniz. Sadece yardımcı antrenör olarak yanlarında olduğunuzu hissettirmeniz gerekir. Ve bunu hissettiklerinde bu onlar için artı bir durum olur. İkisi de özel oyuncular ve böyle oyuncular Beşiktaş’a her zaman katkı sağlar.”
‘Oğuzhan, Tolgay daha önde oynamalı’
“Çok büyük ve çok kaliteli bir kadroya sahibiz. Elimizde çok yetenekli oyuncular var. Oğuzhan ve Tolgay da bunlardan ikisi. Orta sahanın en kritik yerinde oynuyorlar. Zaten kendi kaliteleri ve yaptıkları ortada ama gol yollarında takıma daha fazla katkı yapmaları gerekiyor. Atılacak tüm gollerde Oğuzhan ve Tolgay’ın büyük rolleri olacak. Bunun dışında kendilerini biraz daha öne iterlerse ve yeni sezonda rakip kaleye daha yakın oynarlarsa Beşiktaş için daha iyi olacak. Kesinlikle çok iyi futbolcular ama kendilerini daha da geliştirebilirler.”
‘Come to Beşiktaş büyük ses getirdi’
“Beşiktaş taraftarı gerçekten de sıra dışı işlere imza atıyor. Come to Beşiktaş projesi de onlardan çıktı ve bu kampanya çok ses getirdi. Zaten Beşiktaş denildiğinde akla ilk taraftarı geliyor. Beşiktaş’ın en önemli özelliklerinden biri. Kulübün gurur duyabileceği şeylerden bir tanesi taraftarının bu kadar sıra dışı olmasıdır.”