Hagi'nin ilham veren projesi; Viitorul (Gelecek)
"Hagi iyi futbolcuydu ama hoca falan değil", "Keşke teknik direktörlüğü bıraksa da onu hep futbolcuğuyla hatırlasak".
Eminim ben dahil birçoğumuz zamanında bu cümleleri sarf etmişizdir. Galatasaray'daki şaşaalı futbolculuk kariyerinin ardından Bursaspor ve Galatasaray'ın (iki farklı dönem) başında geçirdiği kötü sezonlar Türk futbolseverler tarafından pek de hoş hatırlanmıyor. Aslında sadece bize özgü bir durum değil bu. Rumen Milli Takımı, Poli Timisoara, Steaua Bükreş maceraları hep başarısız sonuçlandı. Bunda saha içi problemler kadar saha dışında yaşadıklarının da payı vardı tabii ki. O aslında her şeyi onlardan daha iyi yapabileceğini düşünüyordu ama hep başkalarının kanatları altında çalışmıştı.
Hagi ve Viitorul öncesi Rumen futbolu ne durumdaydı?
Romanya'da komünizmin yıkılmasıyla birlikte futbol da zengin iş adamlarının eline geçmiş ve kendi ticari kaygılarıyla kulüpleri yönetmeye başlamışlardı. Steaua Bükreş'in başında Gigi Becali, Dinamo Bükreş'in başında Cristian Borcea altyapıyı es geçerek pahalı transferler yapıyorlar, kulüpleri bataklığa sürüklüyorlardı. Paralarını düzenli alamayan futbolcular çoğu maçta şike yapıyordu. Rumen futbolu uluslarası arenada da büyük prestij kaybı yaşamıştı. Büyük turnuvalar kaçıyor, kulüp takımları Avrupa'da başarısız oluyordu. Hagi jenerasyonun ardından Mutu, Chivu gibi isimler yetişse de onların peşinden gelecek nesiller yetişmiyordu.
Akademi kurulur ama kimse projeye inanmaz!
İşte böyle bir ortamda ortaya çıkan Hagi 2009 yılında sürpriz bir kararla Gheorghe Hagi Akademisi'ni kurdu. Aynı zamanda 3. Lig'de Viitorul adıyla profesyonel bir kulüp kuran Rumen efsane böylece akademide yetiştireceği gençleri Viitorul'da parlatacak ve onları Avrupa devlerine satarak kulübün ayakta kalmasını sağlayacaktı.
İlk etapta kimse ona inanmadı. Projeyi takım arkadaşı, dostu ve aynı zamanda bacanağı olan Popescu'ya anlattı ve "Avrupa'nın en iyisi olmak istiyorum" dedi. "O dönem eşim dahil kimse bana inanmadı" diyor Hagi: "Bazı arkadaşlarım benim için deli dediler."
Ama Hagi kararlıydı. İlk etapta kendi cebinden yaptığı 10 milyon Euro'luk yatırımla Romanya'nın en iyi altyapı tesislerini kurdu. Yeme-içme bölümü, sekiz idman sahası, ekipmanlar, antrenörler.... Hepsi en üst düzeydeydi.
O dönem yeşil sahanın içiyle pek ilgilenmedi Hagi. Takımın kurucusu ve başkanı olarak daha çok saha dışı işlerle uğraştı. Öyle ki 2010-11 sezonunda kısa bir Galatasaray macerası dahi yaşadı.
Adım adım zirveye!
Viitorul 3. Lig'deki ilk senesinde şampiyon olarak 2. Lig'in yolunu tuttu. Viitorul o sezon ligde iç sahada oynadığı 17 maçın 17'sinden de galibiyetle ayrılmayı başardı.
2. Lig'deki ilk sezon ise biraz sancılı geçti. Ligi 41 puanla 8. sırada bitiren Rumen ekibi en üst lige çıkma hayallerini bir sonraki seneye bıraktı.
2011-12 sezonunda 30 maçta 61 puan toplayan Viitorul sonunda kendisini 1. Lig'e atmayı başarmıştı.
Tıpkı 2. Lig'e çıktığı sezonda olduğu gibi 1. Lig'deki ilk sezon da oldukça sıkıntılı geçti. Çoğu kişinin en büyük küme düşme adayı olarak gösterdiği Viitorul son bölümde deplasmanda Steaua Bükreş ve Dinamo Bükreş'e karşı aldığı 5-2 ve 3-2'lik galibiyetlerle 3 puan farkla kümede kalmayı başardı.
2013-14 sezonu da bir önceki sezona benzer geçti. Ama akademiden gelen 14 futbolcuyla birlikte Viitorul artık geleceğe ümitle bakıyordu. Hagi Akademisi'nden gelen Cristian Manea 16 yaş 10 günlükken Romanya Milli Takımı formasını giyerek tarihe geçmeyi başardı. O sezon yine küme düşme hattının oralarda gezinen Viitorul ligi bu sefer küme düşme hattının 2 puan üzerinde noktaladı.
2014-15 sezonunun kasım ayıyla birlikte Hagi yeşil sahaya indi ve kendini takımın teknik direktörlüğüne getirdi. 5 Aralık 2014'te Botosani'ye 2-1 kaybettikleri maçta oğlu Ianis Hagi ilk kez A takımda süre aldı. Ianis sezonun son maçında ise ilk kez ilk 11'de sahaya çıkacaktı. Sezonu 11. sırada bitiren Köstence ekibi bu sefer tam 19 altyapı oyuncusu kullanarak dikkatleri üzerine çekti.
2015-16'te normal sezonu 4. bitiren Viitorul Play-off'lar gösterdiği performansla ancak 5. olabildi. Fakat Dinamo Bükreş cezası nedeniyle Avrupa'ya gidemedi ve Viitorul UEFA Avrupa Ligi'ne 3. Ön Eleme Turu'ndan katılma hakkı elde etti.
Bu sezon başında Gent ile karşılaşan "Hagi'nin Çocukları" (Romanya'da öyle diyorlar) ilk maçta 5-0 yenilirken rövanşta 0-0 berabere kalıp UEFA Avrupa Ligi'ne 3. Ön Eleme Turu'nda veda ettiler.
Sezona böyle bir şokla başlayan Viitorul ligde ise fırtınalar estirdi. 26 haftada 51 puan topladılar ve normal sezonu FSCB'nin 4 puan önünde lider tamamladılar. Şampiyonluk Play-off'unda ise FCSB'yi ikili averajla altına alıp 8 yıllık tarihlerindeki ilk şampiyonluğu elde ettiler.
Aslında mesajı takımının adıyla veriyordu!
Viitorul Rumence'de "gelecek" demek. Hagi, Rumen futbolunun geleceğini inşa etmek istiyordu. Viitorul'un mevcut kadrosunun yaş ortalamasının 22.2 olduğunu ve 8 yıllık süreçte bonservislere toplamda 150 bin Euro'dan daha az para yatırıldığını hesaba katarsak Hagi özkaynaklarıyla ve kariyeri düşüşe geçen isimleri tekrar ayağa kaldırarak büyük bir tarih yazdı.
Tabii bu bölüme kadar A takımın başarılarını konuşsak da Viitorul, genç yaş kategorilerinde de fırtınalar estirdi. "Hagi'nin Çocukları" altyapıdaki bütün yaş kategorilerinde Romanya şampiyonu olmayı başardı. Bu sezon UEFA Gençlik Ligi'nde mücadele eden U19 takımı grupları ve son 32 turunu geçerek son 16'da mücadele etme başarısı gösterdi.
Yuvadan uçanlar!
Kuruluş felsefesi olarak futbolcularını Avrupa kulüplerine satmayı hedef alan Viitorul bunda şu ana kadar başarılı oldu. Manea 2014'te 2.5 milyon Euro bedelle Apollon Limassol'un yolunu tutarken oğlu Ianis de bu sezon başında 2 milyon Euro'ya Fiorentina'ya transfer oldu. 22 yaşındaki Florin Tanase, FCSB'ye (1.5 milyon Euro), Razvan Marin de devre arasında Standar Liege'in (1.8 milyon Euro) yolunu tuttular.
Son söz...
Hagi, 1998'deki Fransa Dünya Kupası'nın ardından Rumen futbolundaki gidişatın iyi olmadığını görmüş ve şunları söylemişti: "Eğer böyle yapmaya devam ederseniz ülkedeki futbolun geride kalan her şeyini yok etmiş olursunuz. 4-5 yıl içerisinde hiçbir şeyiniz kalmaz. Sizi sonsuza kadar taşımamızı beklemeyin. Bu sözümü sakın unutmayın, Rumen futbolu 10 yıl içerisinde ölmüş olacak."
Evet, Rumen futbolu ölmüştü ama ölüyü diriltmek de Hagi'ye düştü. Tırnaklarıyla kazıyarak geliştirdiği bu proje Rumen futbolunun geleceğe umutla bakmasını sağlıyor: "UEFA Gençlik Ligi'nde son 16 ve ligde şampiyonluk. Rumen futbolu için daha ne yapabilirim? Her şeyi ülkemin iyiliği yaptım. Kimseden yardım almadım. Bir kişi bile bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını sormadı."
Hagi kimse inanmasa da en başından bu yana projesinin başarılı olacağına inanıyordu. Yazıyı onun inancını gösteren şu sözlerle noktalayalım: "Kulübü kurduğumda takım otobüsünün üzerine "Yarının Şampiyonları" yazılmasını söyledim. Sonrasında neler yaşandığını hepimiz biliyoruz..."