Santrafor Henrique’yi de oyunda fazla tutmayıp, bir orta saha oyuncusuyla değiştirdi zaten Okan Hoca. Yani Manisa deplasmanına geliyorsanız, sete yerleşip, yavaş paslaşıp, Akhisarlılar’ın boşluk vermesini beklemek pek akılcı bir iş değil. Böyle disiplinli takımları yenmeniz için ortaya akıl koymanız lazım. Seri düşünce koymanız lazım. Yetenek koymanız lazım. Dün Fenerbahçe’de bu yoktu.
Fenerbahçe, 3 haftadır 4-3-2-1 oynuyor, bir anlayış istikrarı yakalamış gözüküyorlar. Takımda sol açık-sağ açık yok, Valbuena-Giuliano ikilisi, Janssen’in arkasında duble oyun kurucu rolündeler. Merkezde kalabalıklar, seri ve kısa paslarla rakibi ortadan delmeye uğraşıyorlar. Herkes rolünü benimsemiş gibi, bir oyun tanımı var gibi.
Ama Akhisar’ı yenmek için pozisyon disiplini ve telepati yetmez, birinin çıkıp çalım atması, bir-iki yeteneklinin verkaca girip adam eksiltmesi, rakibinden daha zeki ve yetenekli olduğunu hissettirmesi gerek. Dün sahadaki 22 adam içinde yeteneğini belli eden tek kişi, Akhisar’ın sağ beki Miguel Lopes’ti. Ne Giuliano’yu fark ettik sahada, ne Janssen’i. Valbuena da karşısında Lopes gibi çabuk ve akıllı bir rakip bulunca yok oldu.
Onlar yok olursa siz büyük takım olduğunuzu hissettiremezsiniz zaten. Sahaya yetenek departmanında fark koyamazsınız, mücadele departmanı kazanmanıza yetmez. Orada Akhisar sizi alt eder. Etti de zaten. Dünkü maçta da tartışmalı birçok pozisyon vardı yine. Skrtel’in ikinci sarı kartla gelen kırmızısı doğru çünkü Slovak oyuncu eliyle umut veren atağı kesti.
Alper Potuk-Miguel Lopes pozisyonunda hakemin ne gördüğünü ben gerçekten çözemedim, kırmızı kartı bırakın faul düdüğü bile tartışmalı. Janssen’ın da sol açıkta ikinci sarı gerektiren bir müdahalesi vardı ilk yarıda. (Hürriyet)
Uğur Meleke, Akhisar - Fenerbahçe maçının ardından çok önemli tespitlerde bulundu.