Hami Mandıralı: Hayattan kırmızı kart yemeyin
Trabzonspor'un efsane oyuncusu ve eski milli futbolcu Hami Mandıralı, unvanların gelip geçici olduğunun altını çizerek, "İnsanlık her zaman baki kalır. Lütfen iyi futbolcu olurken, iyi insan olmayı da unutmayın. Hayattan kırmızı kart yemeyin. Ben hep örnek olmaya çalıştım. Sizler de örnek olun, iyi insan olun" dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi, 'Sporun Mutfağındakiler Paneli' ile spor dünyasının önemli isimlerini Mersinlilerle buluşturmaya devam ediyor. Gazeteci Emre Tilev’in moderatörlüğünü üstlendiği panel, topa saatte 269 kilometre hızla vurarak futbol tarihine geçen ve Trabzonspor'un eski futbolcusu Hami Mandıralı, futbol hayatına Bursaspor’da başlayan ve ardından hem Galatasaray’da hem de Fenerbahçe’de forma giyen, sol bek mevkinde oynayan eski milli futbolcu Semih Yuvakuran, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Güreş Şampiyonu 'Türk tankı' lakaplı Mahmut Demir ile Atıcılık Dünya Şampiyonu Yusuf Dikeç’in katılımıyla gerçekleşti.
Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen paneli dinleyenler arasında, Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, çok sayıda öğrenci ve öğretmen yer aldı. Panelde konuşan Hami Mandıralı, her zaman sevdiği işi yaptığını ve peşinden koştuğunu söyledi. Futbolcu olmak için çok mücadele ettiğini kaydeden Mandıralı, "Çok fedakarlıklar yaptım. Sonunda da evet futbolcu oldum. Ülkemin en güzel takımlarından bir tanesinde, Trabzonspor’da 15 yılım geçti. Gençlere şunu söylemek isterim ki, unvanlar gelip geçicidir. Ama insanlık her zaman baki kalır. Lütfen iyi futbolcu olurken, iyi insan olmayı da unutmayın. Futbol hayatımda haksız yere bir defa kırmızı kart yedim. Yıllar sonra Ahmet Çakar televizyonda kendi de itiraf etti. Hayatımda yaptığım bir yanlış vardı, o da Hami’ye kırmızı kart göstermekti dedi. Bu da benim için çok anlamlı bir şey. Bunlar futbolda olağan şeyler. Hayattan kırmızı kart yemeyin. Ben hep örnek olmaya çalıştım. Sizler de örnek olun, iyi insan olun. Gerçekten unvanlar, apoletler gelip geçici. Fakat insanlığınız herkesi ilgilendiriyor" diye konuştu.
Semih Yuvakuran ise günümüz futbolunu değerlendirerek, “8 yıl A Milli Takım’da, 3 yıl Bursaspor’da, 6 yıl Galatasaray’da ve 5 yıl da Fenerbahçe’de oynadım. Fenerbahçe’de de futbolu bıraktım. Türkiye’de defans oyuncusu aslında yetişiyor ama bizim Türk oyuncularımız biraz tembel. Geçen gün Eto'o konuştu ve dedi ki ‘Ben 33-34 yaşındayım, antrenmanda en önde koşuyorum ve sizin Türk oyuncular benden 50-60 metre geriden geliyor.’ Onların önde olması gerekirken, 33-34 yaşındaki adam önden koşuyor. Yani biraz tembelliğimiz var ve çalışmayı çok sevmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Güreş Şampiyonu Mahmut Demir de güreşin Türk milletinin ata sporu olduğunu vurgulayarak, "Güreş, spor olmanın yanında halk arasında da pehlivan tabiriyle anılır. Pehlivan, Anadolu tabiriyle güçlü, kuvvetli, sözüne güvenilen, mert insan anlamına gelir. Onun için güreş yapan herkese güreşçi, bu tarife uyanlara da pehlivan denir. Onun için Türk gençleri pehlivan gibidir. Sözü özü birdir, merttir, verdiği söze uyar ve sözünün de sadık bir bekçisi olarak kalır” şeklinde konuştu.
Atıcılık Dünya Şampiyonu Mersinli Yusuf Dikeç ise gençlerin elindeki imkanları kullanmalarını ve kendi yeteneklerinin farkına varmak için çabalamalarını ifade ederek, “Öncelikle bu fırsatı bizlere veren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’a ve emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Eğer bu insanlar olmasaydı bugün biz sizlerin karşısında bu güzel konuşmayı yapıyor olamayacaktık. Bir kelime de olsa sizleri bilgilendiremeyecektik. Ben yaklaşık 18 yıldır atıcılık branşıyla ilgileniyorum. Atıcılık branşına tamamen tesadüfi başladım. Sizler ilk olarak kendi yeteneklerinizi mutlaka keşfedin. Ben şuna inanıyorum ki, Yusuf Dikeç tesadüfi ortaya çıkmış bir şampiyondur. Ben bu spora 28 yaşında başladım. Keşke sizin gibi böyle genç yaşlarda tanışıp başlasaydım. Emini ki şu andaki başarılarımı biraz daha yukarıya taşıyabilirdim" dedi.
Konuşmaların ardından panelistler, öğrencilerin sorularını yanıtladı.