"Hamili Kart Yakinimdir!"
“Hamili kart yakinimdir” cümlesi ne yazık ki Türkiye Futbol Hakemliğinin kılcal damarlarına işlemiş büyük bir sorundur.
Sadece ve sadece ülkemizde arkadaşının başarısını alkışlayamamak, adalet duygusunu içselleştirememek, hakem toplumunun en ciddi problemidir. “Hamili kart yakinimdir”
Hakem Camiası içerisinde bu öyle bir sorundur ki, “Hamili kart yakinimdir” diyen de, onu böyle demeye mecbur bırakan talep sahibi hakem ve gözlemci de, o söze prim veren Merkez Hakem Kurulu ve Türkiye Futbol Federasyonu yöneticileri de çift yönlü bir bıçakla karşı karşıyadır. “Kırk yılda bir işim düştü, Yıllarca bu camiaya hizmet ettim, Benim oğlum,bizim çocuk, Babası iyi adamdır veya şimdi sen bunu bir üst klasmana al ve Yarın çok işimize yarar !” (En tehlikelisi de budur) yargılamaları akraba, eş-dost federasyonlarında verilen ve yıllarca hafızalardan silinmeyen bir hükümdür adeta.
Peki Hakem neden yetişmiyor?
Bugünlerde birçok hakem hataları ve hatalı görevlendirmeler oluyor. Birileri; “Sezon sonu geliyor acaba MHK değişecek mi” diye fırsat kolluyor, arıyor, arattırıyor. Dikkat: Kim gelirse gelsin, Siz adınıza yakışan şekilde önce kendi içerinizde hakem olacaksınız, aksi takdirde gelen gideni aratabilir. Bir beladan kurtulalım derken yakanızı bir başka belaya kaptırmamak için çok dikkatli olmanız gerek.
Hakemler başarılı olacaksa, öncelikle adil şartlarda yarışmalı ve rekabet edebilmelilerdir. Rekabet edebilecek hakemlerde alt liglerde doğruca ve ciddiyet ile yetiştirilmelidir. İşte Türk hakemliğinin temel sorunlarından bir tanesi de budur. Buna sayfalar dolusu örnekler yazabilirim ama yol gösterici ve olayın ana fikrini herkesin anlayabileceği şekilde birkaç zirve örnekleri yazmak istiyorum,
-Serkan Tokat soyadı kontenjanından, Özgür Yankaya mentör kontenjanından her hafta mutlaka bir hata yapsa dahi görev alırken, kontenjan dışı kalan Kutluhan Bilgiç, Bülent Birincioğlu, Abdulkadir Bitigen de görev aldıkları müsabakalarda yöneticileri yüzünden mağdur durumda iken,kafaları rahat olmadığı için hata yapıp takımları da mağdur edebiliyorlar.
- Hakem eğitimlerinde gösterilen; Skora etki eden, skandal kararlara imza atan pozisyonların bir numaralı malzeme sahibi M.Cem Hanoğlu’nu, Soner Maraşı, Gökmen Olgaç’ı sürekli maçlara gönderirken, A klasman yardımcı hakemi Sezgin Çınar’ı sadece bir önceki MHK çıkarttı diye suçlu bulup, Gökhan Memişoğlu’nun belkide saçları az diye sevmeyip, Şahan Yılmaz’ı yeter senden sıkıldım deyip, Oktay Önge’ye, Ahmet Şimşek’e ve Emin Yıldırıma karşı büyük günahlar işliyorsunuz.
-A klasman hakemleri Emre Malok, Oktaş Taş, Mustafa İlker Coşkun, Caner Ak gibi isimleri sanki satranç oyununuzun en değersiz taşları ve ilk yem edilecek piyonları zihniyetiyle görevlendirmeler yaparken, Kural hatasından kıvıran, her maç mutlaka bir skandal karar veya uygulamaları olan, gözlemcilerin MHK üyesinden korkarak zayıf not veremedikleri, Mhk üyesinin pilates hocasını 25 haftada tam 31 maç ile yaklaşık 100.000(Yüzbin) TL kazandırarak pilates kurs ücretlerini öderken, kimsesi olmayan Mustafa İlker Coşkun’u 11 maç ile bırakırsanız ve adil olmaktan bahsederseniz, doğruyu söylüyor olsanız bile size kimse inanmaz.
Siz; Ciddi olarak tartışmaya açık bir performans zayıflığının mevcut olduğu (çıplak gözle izleyerek te gözlemlediğim)
- İlker Yasin Avcı’nın 1 Ekim 2016 tarihinde oynanan, Kozan Bld Spor-Gölcükspor müsabakasında skandal bir hata ile yanlış oyuncuya kırmızı kart gösterip oyundan atması,
- Daha sonra rakip takım teknik direktörünün (ki bu davranışı ile bence Gölcükspor teknik direktörü Yusuf Tomuş, Fair Play ödülüne aday olmalıdır) uyarısı ile yanlış oyuncuya kırmızı kart gösterdiğini farkeden, Eski MHK üyesi Osman AVCI’nın oğlu İlker Yasin Avcı’yı hemen ertesinde 9 Ekim’de yeniden göreve yollarsanız,
-Geçtiğimiz hafta oynanan Zonguldak Kömür-BB.Erzurumspor müsabakasında tecrübesiz il hakeminin dahi direkt kırmızı kart ile oyundan atacağı oyuncuyu oyundan atmayan,
- Sportmenlik dışı hareketi bile doğru yorumlayamayarak, şiddetli hareket diyerek! oyuncuyu ihraç eden Eski MHK üyesiAdnan Şeker’in oğlu Burak Şeker’i cezalandıracağınıza, BB Erzurumspor maçında verdiği skandal kararlar sonrası, hemen 7 gün sonra (yarın oynanacak) Keçiören-Tepecikspor 2.lig müsabakasında görevlendirirseniz,
-Babası emniyet müdürü diye İzmirdeki klasman hakemine maç üstüne maç dağıtırken, diğer hakemlere adaletten bahsederseniz,
-Balçova belediye başkanının İzmirli bölgesel hakem için, MHK ve Bölgesel hakem kurulu üyelerine ricada bulunmasına “Direnç” gösteremeyerek onu klasman hakemliğine aday hale getirirken, yıllardır kadroda bulunduğu halde şans verilmeyen kişilere adalatten bahsederseniz,
-Mesut Çarık “Ben Eskişehirli’yim” derken, Eskişehir hakemliğini tavan yaptırıp bölgeye bağlı diğer il hakemlerinin rekabet şansını yok eder ve çıkıpta sonra adaletten bahsedersen bu sefer daha büyük kitlelere karşı daha büyük günahlar işliyorsunuz.
Şimdilik bunları yazıp, bu kadarını yetirebildim, ama kitap bile yazabilecek malzememiz var, takibe devam edeceğiz, özellikle araya belediye başkanlarını sokan, baba torpilinden ilerleyip liglerin canına okuyan ve HAMİLİ KART YAKİNİMDİR diyen herkesi takip edip gündemde bırakmaya ve Türk hakemliğinin gelişimi için olmazsa olmazımız, adil rekabet ortamının oluşmasına katkı sağlamaya çalışacağım.
Tarihimizde Osmanlı’nın çöküş döneminin padişahlarından 3. Mustafa benzer durumu şöyle dile getirmiştir: “Yıkılıpdur bu cihân, sanma ki bizde düzele! / Devleti çarh-ı denî verdi kamu müptezele, / Şimdi ebvâb-ı sa’âdetde gezen hep hezele (Cahil cuhela, beceriksiz, ehliyetsiz – liyakatsiz kişiler) / İşimiz kaldı hemân merhamet-i Lem-Yezel’e.”
Önce liyakat’a değil, hakemlik ehliyet’ine bakacağız. Eğer, ehliyet sahibi ise, sonra liyakata bakacağız.. Dürüst olup olmadığına bakacağız, Dürüst değil ise bilen hakem daha tehlikeli olacaktır!!
Not: Bu satırları okuyan sevgili hakem kardeşim, birbiriniz hakkında medyada yalan haberler yaptırarak rakibinizi saf dışı bırakmak ne delikanlılığa yakışır, ne de hakemliğe, Unutma önce kendine HAKİM, sahaya hakem olacaksın !