Hangi futbol dünyası?
Suat Mamat ve Ali Beratlıgil bu ülkede şu andakilerden çok daha başarılı ve futbol varlığımızın yıldızlarıydı. Bunun ötesinde her biri ders alınacak örnekler bıraktılar. Onlar olmasaydı ne siz, ne sizin sayıları çok olan taraftarlarınız olamazdı...
Bu coğrafyada futbol adına büyük emek veren başarılı kişilerin yanında doğruları savunan ve buna devam edecek olan varlığımla herkese naçizane bir tavsiyem var! Yanlış yerdeyiz ve kendimize gelmemiz lazım. Bir çok kişi ayıp ve vefasızlık örneklerini iyi sunuyorlar ama koştukları kulvarın farkında olamadılar! Bu gün yaşattıkları sözde "unutkanlıklarını" kısacık aktif futbol yaşamlarından kopunca daha da acı biçimde yaşayacaklar! Kullandıklarını sandıkları tarafından iyi sömürülen ve buna çanak açanların suskunluk ve yalakalıkları sadece ayıplanacak ve unutulmaz nefretlere dönmek üzeredir!
Türk futbolunu siz var etmediniz. Varlığından doğdunuz! Size öylesine emek verenler oldu ki veya öyle örnekler vardı ki yönlendirenler bazen onlardan ve bazen de onlarla birlikte var olan yaratıcılık ve emeklerinden hayat buldu. Ama asla “Çağdaş Futbol” gerçeğine ulaşamadınız. Bu furya içinde endüstriyel açılım adına cebinizi daha çok nasıl doldurursunuz peşinde mesleğinize ihanet ediyorsunuz! Günler, aylar ve yıllar çabucak geçer ve geçiyor. Kimi eser geçer kimi de deler geçer!
Sizden önce var olan futbolun efsaneleri ve yıldızları birer birer bu alandan çekilirken sizlerden bir şey beklemediler. Kimilerinin hastalığı, kimisi yaşlılık ve bazıları da özellikle ilgisizlikten önce futbol dünyasından ve sonra da yaşamdan koptular. Gittiler, gidiyorlar ve gidecekler! Buruk, vefasız unutulan ve sizlere verdiği örneklerinden dahi teşekkür almadan ilahi sona ulaşıyorlar. Acele etmeyin!
Suat Mamat ve Ali Beratlıgil bu ülkede şu andakilerden çok daha başarılı ve futbol varlığımızın yıldızlarıydı. Bunun ötesinde her biri ders alınacak örnekler bıraktılar. Onlar olmasaydı ne siz, ne sizin sayıları çok olan taraftarlarınız olamazdı. Ama siz onların bayraklarını teslim aldığınızı öylesine unuttunuz ki artık anne ve babasını unutan ve sadece maddiyat ve çıkar kovalayanlar gibi boş bedenler oldunuz!
Kendinize gelin en azından sizlerin de bir gün böylesine unutulacağının işaretini veren jenerasyona kötü örnek olmayın! Çıkar için forma değiştiren veya her türlü atraksiyona yatan futbol akillerinin elinde oyuncak olmayın!
Mesleğinizin nankör olduğunu unutmayın. İlk yediğiniz hatalı gol ve ya ilk kaçırdığınız golden sonra unutulmaya mahkum dışlanma tehlikesi her zaman vardır!
Türkiye ilk röveşatayı onda gördü! İlk göğüs stopu zarafetini de onda yaşadı!
Teknik futbol denilince balerin gibi hem fizik ve hem de zeka ile bütünleşmiş oyun alanı rahatlığını onda yaşadı. Milyonların sevgilisi iken tribünlerde tek başına seyircisinin ablası olan Gönül hanımın Eşi olma gururunu yaşadı ve yaşattı. Karınca ezmez Şevki’nin sahadaki kadın temsilcisi ve lideri gibiydi Gönül Abla rahmetli! Hasnun Galip sokağının değişmez yıldızı bir gün kulüp davranışının duygusal ayrıcalığına küserek çok daha az maddi imkanlarla Beşiktaş’a transfer oldu ve şampiyonluğu oraya taşıdı. Teknik adamlık yaşantısında ciddi mütevazi ve öne çıkmadan emek verdi. Hala bizlere nostalji olarak yansıyan artistik futbol resimlerinin tek kişisi olarak kaldı. Böyle bir yıldız rahatsızlığı nedeniyle evine kapandı ama her gece birbirlerine neredeyse küfür edecek programcılarının "Sözde Futbol" yorumlarında hatırlanmadı bile!
En büyük paralarının döndüğü endüstri dalında eurolar savrulur ve kulüpler borç altında UEFA cezalarına çarptırılsa da işin uzağından dahi geçmemiş arabesk zihniyetin kurbanı sadece kulüpler değildir. Asıl kahramanlar bu dünyadan göç ederken dahi hatırlanmadılar . Hepimizin sonu öyle ama yine de zaman gelecek onları hatırlamak ve ezberlemek hatta onları taklit etmek zorunda kalacağımızı bile bile onları yalnız bıraktık. Ben kısa süre öncesine kadar bulunduğum görev dışında kişi olarak onu ziyaret ederek diğer ağabeylerime olan saygı ve futbol adamı olarak vefamı yerine getirdiğimde daha da çok hüzünlendim…
Ya Ali Beratlıgil’in hazin sonu için ne diyelim!
Şampiyon olan Galatasaray’da Ali Soydan (Selim Soydan'ın ağabeyi de olunca) Baba Gündüz ona B Ali dedi... O döneminde joker bir savaşçı futbolcu idi. Sağ bekte savunmacı, orta alanda iki yönlü ve santrforda ise gol kralı olan bir futbolcu idi. 1956’daki tarihi Macaristan galibiyetinin kadrosunda ünlü Czibor karşısında sağbek idi. Suat Mamat'ın da ikinci yarı görev aldığı 3-1’lik sonuç futbol dünyasında devrin takımı Macaristan’ı bitiren bir galibiyet olarak unutulmayacaktır… Adalete transfer olduğu gün Eyüp Stadı’nda bir taşın üstüne oturup üzüntüsünden gözyaşları içinde ağladığı an yanında idim.. Yakın tanışmam böyle oldu... Ve daha sonra da Eyüpspor’da Antrenör-Futbolcu olarak beraber oynadık! İnanılmaz bir hırs ve mücadele gücü olan hassas yapılı ve basit top oynayan bir örnekti futbolumuzda. Son zamanlardaki ekonomik sıkıntısını söyleyemeyecek kadar gururluydu!
Ya geçenlerde kaybettiğimiz, gençken takım arkadaşım Doğan Sel, menajer olan Erol Togay dostum… Kaleci Sıtkı, Şefik Alnıak ağabeyim ve bir çok diğerleri!
Yazdıklarım futbol dünyamızın dramatik gerçek levhasıdır. Hem de geçen hafta yaşadığımız hazin sonların hatırlatması ile! Milyar Euro aracılarının işgalindeki futbol dünyamızın anlık kap-kaç piyasasının gölgesinde kalmış gerçeklerin ve ayıpların hazin hikayesidir.
Kim ? Nerede? Ne zaman ? Bu bam teline vurdu? Hem de bir çok bilenin olduğu bu dünyadan daha neler geçti gitti?
Şu anda tarihi Macar zaferi kahramanlarından sadece Turgay Şeren ve Naci Erdem yaşıyor. Ortalıkta ayak altında gezenlerin kolundan tutup yöneticilere futbolcu pazarlayanlar ile içi boş oynamadan giden yabancılar ve hakem hatalarının tiyatrosundan başka ne konuşuluyor?
Biz de oturmuşuz bu yalancı ve anlamsız vefasız futbol dünyasında savaş veriyoruz.
Hangi futbol dünyasından bahsediyoruz?
Ve toparlanıp aynaya bakarak kendime "Hadi canım sen de!" diyorum.
Çünkü şimdi de Çin geliyor!
Bize ise sadece taşeronluk düşüyor!
Kolay gelsin!
Ve Güle güle futbol gerçeği...