Hayali Papa'ydı, Karagümrük'e hoca oldu
Kabul edelim ki Fatih Karagümrük, teknik direktör konusunda sıra dışı tercihlerde bulunuyor. Süper Lig'deki ilk senelerinde göreve ilk teknik adamlık deneyimini yaşayan Şenol Can'ı getirdiler. Onunla yolları ayırdıktan sonra da yine ilk deneyimi olan Farioli ile anlaştılar. İşte karşınızda Avrupa'da görev alan en genç İtalyan teknik adam...
Hayali futbolcu olmaktı! Galardi işleri değiştirdi...
10 Nisan 1989 doğumlu Farioli, Karagümrük’ün başına geçerek Avrupa’da üst düzey liglerde çalışan en genç İtalyan teknik adam unvanını aldı. Birçok antrenör gibi kariyerine futbolcu olarak başladı. En büyük hayallerinden biriydi profesyonel futbolcu olmaktı. Ama daha genç yaşında bu hayalinden vazgeçti. Peki onu buna iten neden neydi? O dönemki teknik direktörü Paolo Galardi, Farioli’nin çok iyi bir teknik direktör olacağını düşünüyordu. Henüz 19 yaşındayken ona futbolu bırakmasını ve antrenörlüğe geçiş yapmasını önerdi. Kolay bir karar değildi elbette. Ama hocasına güvendi ve futbolu bıraktı. Pek pişman olmuşa benzemiyor. Verdiği bir röportajda bu kararla ilgili şöyle diyor:
“10 yıl geçtikten sonra geriye dönüp baktığımda iyi bir karar verdiğimi söyleyebilirim.”
Alt liglerden Katar'a uzanan bir macera!
İlk deneyimi Atalanta’nın altyapı anlaşması olduğu Margine Coperta’ta (2009-2011) yaşadı. Sonrasında Serie D ekiplerinden Fortis Juventus (2011-2014) ve Serie C ekibi Lucchese’de (2014-2015) kaleci antrenörlüğü yaptı. Kariyerinin gidişatını değiştiren, hayatının dönüm noktası ise Katar’daki Aspire Akademisi’ne gitmesi oldu.
Oranın kendisi için adeta bir üniversite gibi olduğunu söyleyen Farioli, “Benim futbola bakışımı, maçları analizimi, idmanlara hazırlanışımı radikal bir şekilde değiştirdi. İspanya ve Portekiz’den birçok önemli antrenörle çalıştım. Onlar sayesinde metodolojinin gerçek anlamını öğrendim” diyor.
Metodolojiden kasıt belirli bir oyun anlayışını benimseyip idmanları tamamen bunun üzerine kurgulama. İtalya’nın bunu hakkıyla yapan çok az teknik adam olduğunu düşünüyor Farioli.
Aspire Akademi’de geçirdiği iki senede (2015-2017) kaleci antrenörlüğü yaptı. 2016’da ise aynı zamanda Katar U16 Milli Takımı kaleci antrenörlüğü görevini yürütmeye başladı. Ve kariyerinde ilk kez saha içi çalışmalara başladı. Geriden oyun kurma ve hücum pres konularından sorumlu antrenör oldu. 2016’da Wyscout’taki blog yazılarına baktığınızda bu işe ne kadar kafa yorduğunu görebilirsiniz. Yazdığı yazılardan bazılarının başlıkları şu şekildeydi: “Guardiola, Emery, Sampaoli ve De Boer’un takımlarının geriden oyun kurulumu”, “Akıcı ve komple bir takımın prensipleri”, “Performansı artırmak için boş alan ve hareketliliğin önemi”
Her şeyi değiştiren Foggia maçı ve iki sene sonra gelen telefon!
2017’de ise aldığı bir telefon onun kariyerine yeni bir yön verdi. 2014-15 sezonunda Lucchese’de çalışırken Roberto De Zerbi’nin Foggia’sıyla karşı karşıya gelmişlerdi. Maçla ilgili detaylı bir yazı yazan Farioli sonraları bu yazının De Zerbi’nin masasına gittiğini öğrendi. O yazıdan etkilenen İtalyan teknik adam, Farioli’yle iletişime geçti ve aralarındaki böylelikle ilişki başlamış oldu. 2017’de Benevento’dan teklif alan De Zerbi, kaleci antrenörü olarak Farioli’yi düşünüyordu. Katar’da dopdolu iki sene geçiren ve kendini Serie A için hazır hisseden Farioli teklifi gözü kapalı kabul etti.
Benevento ile küme düştüler ama Serie A'da kaldılar!
Aslında ilk Serie A deneyimi için pek uygun bir takım değildi Benevento. O dönem ilk 9 hafta puan alamayan bir takıma gelmişlerdi. Sonraki 9 haftada da sadece 1 puan alabildiler. Sezon sonu küme düştüler belki ama oynadıkları oyun futbolseverlerin dikkatini çekti. Sadece onların da değil elbette. Sassuolo sezon sonu De Zerbi’yi takımın başına getirdi.
De Zerbi ve Farioli de asıl etkilerini Sassuolo’da gösterdiler. Serie A’nın en göze hoş gelen futbollarından birini oynuyorlardı. Farioli’nin kaleci Consigli’ye dokunuşu da görülmeye değerdi. Onun Avrupa’nın en iyi pasör kalecisi yaptı desek yeridir. Bütün ataklar geride Consigli ile başlıyordu. Alanyaspor’da Marafona’ya yaptığı dokunuş da bunun bir benzeriydi. Şimdilerde ise kendisinden 4 yaş büyük Viviano ile aynı göreve soyundu.
Çağdaş Atan'la yardımcı antrenörlüğe temelli geçiş!
Farioli Sassulo’da sadece kaleci antrenörlüğü yapmıyordu. De Zerbi ona oyun kurulumu ve pres konularında önemli sorumluluklar vermişti. Yavaş yavaş kaleci antrenörlüğünden sıyrılıyordu. Ve bu sezon başında Çağdaş Atan onunla iletişime geçtiğinde artık yardımcı antrenörlük için hazırdı. Burada çok büyük bir iş başardılar ve birçok tabuyu yıktılar. Hala ligin en çok topla oynayan, en yüksek pas yüzdesine sahip takımı konumundalar. Ayrıca uzun süre zirve yarışının içerisinde yer aldılar. İlk yarının sonlarına doğru ise işler istedikleri gitmemeye başladı. Fakat bu, onun Karagümrük’ün başına geçmesi için bir engel değildi.
İtalyan Nagelsmann için yaş problem değil!
İtalyan ağırlıklı İstanbul temsilcisi, Şenol Can’la yolları ayırıp takımın başına onu getirdi. Takımda kendisinden yaşça büyük 6 futbolcu bulunuyor. “İtalyan Nagelsmann” için bu çok büyük bir problem olmasa gerek. Artık futbolda bunun gibi örnekler çoğalıyor. Burada önemli olan yaştan ziyade teknik direktörün futbolcuları felsefesine ikna edip edemediği.
Karagümrük’ün başındaki ilk üç maçına bakarsak futbolcuların hemen yeni sisteme adapte olduklarını görüyoruz. Hatalar olacak mı? Olacak. Zira Galatasaray karşısında yedikleri gol buna güzel bir örnek. Ama Farioli hatalar yapılıyor diye oynattığı oyundan vazgeçecek bir teknik adam değil.
Papa olmak isterken teknik direktör olan adam!
31 yaşındaki teknik adam verdiği bir röportajda gençler için iyi bir rol model olmadığını dile getirdi. 5 yaşındayken Papa olmak istiyormuş. 15’ine geldiğinde hedefi uzay mühendisi olmakmış. 18’inde matematiğinin o kadar da iyi olmadığını fark edip felsefe okumaya karar vermiş. Sonrasında futbolcu olmak isterken antrenörlüğe adım atmış. Şimdi ise hiç beklemediği bir anda kendini teknik direktörlük koltuğunda buldu. Başarılı olup olmayacağı bilinmez. Ama o herkesi şunun sözünü veriyor: “Hayatta ne yaparsam yapayım her şeyi veririm.” Kuşkusuz teknik direktörlükte de çok farklı olmayacak.