Hedef; 50. yılda şampiyonluk!
Trabzonspor'un iddialı başkan adayı Muharrem Usta, önemli açıklamalar yaptı.
Trabzonspor'da başkanlığa aday olan Muharrem Usta, Fanatik'e önemli açıklamalar yaptı.
"Trabzonspor’un ekonomisi başkan parasıyla düzelmez. Doğru stratejilerle camianın potansiyelini devreye sokmak, doğru modelleri örnek almak zorundayız"
"Trabzonlular’ın bize verdiği mesajı aldık ve yola çıktık. Sahadaki kadro kadar yönetim kadrosu da önemli. En iyisi için uğraşıyoruz”
"2017’ye kilitlenmiş durumdayız. 50. yılımızı ıskalama şansımız yok. O sezon şampiyon olmak için gereken neyse yapacağız”
‘50 yıla kilitlenmiş durumdayım’
“Bizim 100. yılımıza çok var ama 50. yılı ıskalamaya hiç niyetimiz yok. Projelerimiz çok kapsamlı ama sportif olarak 2017 için ekstra hassasiyetimiz var. 50. yılda şampiyonluk için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu olmayacak bir iş değil. Önümüzde belki çok uzun bir süreç yok ama çözebilecek irade ve projelerimiz var.”
'Başkan parasıyla kurtulmaz'
“Trabzonspor’un sorunlarını 3 başlıkta toplamak mümkün; sportif, kurumsal ve ekonomik. Bunları çözmenin yolu iyi bir ekip olmaktan geçiyor. Biz sahadaki kadro kadar yönetimdeki kadronun da önemli olduğuna inanıyoruz. İşin ekonomisi çok konuşuluyor, çok önemli. Ancak tablo başkan parasıyla, yönetici parasıyla düzelmez. Düzgün bütçe yapacaksınız ve asla gelir-gider tablosunun farkı bugünkü kadar olmayacak. Fark mutlaka olur, onu 5-10 yılda bir projeyle çözersiniz. Yılda 20 milyon TL’lik fark döndürülebilir ama bugünkü boyutlara çıkarsa asla geri dönüşü imkansız.”
'İstanbul modeli bize uymaz'
Mevcut tabloda Trabzonspor’a kaynak olacak 2 potansiyel var; biri Akyazı’nın isim hakkı, diğeri Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri. Fakat ikisi de tek kullanımlık. Trabzonspor’a kalıcı gelirler şart. Bir kere sponsorluk gelirleri olması gerekenin çok altında. Bu işten iş görecek rakamlar kazanılamaz mı, kazanılır. Potansiyel var. Ancak önce o potansiyel sahiplerine güven vereceksiniz. Güvendikleri anda markalarına değer katacak işlerin içinde memnuniyetle yer alacaktır sponsorlar. Ve tabii oyuncu satışı. Burada Dortmund, Porto, Benfica gibi doğru modellerden bahsediyoruz. Bir yandan her sezon şampiyonluğa, Şampiyonlar Ligi’ne oynarken, diğer taraftan da bulduğunuz yeteneklerin satışından ortalama yılda 20 milyon Euro geliri kasaya koyarsanız işi dengelemiş olursunuz. Olmuş ve çok yüksek maliyetli isimlerin transferi yerine, olacak isimleri bulup sportif ve ekonomik başarıyı bir arada sağlayabilirsiniz. Bunun için çok çalışmak, vakit ve uzmanlık gerekiyor. Yoksa İstanbullular gibi sadece para verip oyuncu almak, ederinden çok ödemek Trabzonspor’un stratejisi olamaz.”
‘2010-11 için söyleneceği söyledim’
“Vicdan muhasebemde o sezonun şampiyonu Trabzonspor’dur. İşin hukuki süreci devam ediyor, biz de devam ettireceğiz. Ancak takılıp kalmak bize çok şeye mâl oldu”
“Herkes 2010-11 için ne söyleyeceğimizi merak ediyor. Daha önce de söyledik ama üslup farkı sebebiyle zamanında pek anlaşılmadı. İşin bir hukuk boyutu var ki, hâlâ sürüyor... Kişisel olarak benim vicdan muhasebemde o sezonun şampiyonu Trabzonspor’dur. Bunu futbolun patronları da onayladı, o sezonun devamında Şampiyonlar Ligi’ne çağrıldık. O ligin kazanımlarını da aldık. Yani aslında kazanan bizdik. O sezonki rakibimiz Fenerbahçe ise cezalar aldı, çok şey kaybetti. Fakat sonrasında bizler hatalar yaptık ve kazanan durumundan zarar görene dönüştük. Camianın bunu bir düşünmesi lazım. Her zaman kavgayla sonuç alamayız. Bizim güçlü bir lobimiz var ama enerjimizi doğru kullanmalıyız.”
'Muhalefet kolay, biz zora talibiz'
"Çok ciddi bir oy almış, adı her zaman camiada sıcak bir ekip olmamıza rağmen asla kırıcı, bozucu muhalefet yapmadık. Çünkü herkesin bir değer olduğunu düşünüyoruz camia için. Yönetenleriyle, yönetmeye talip olanlarıyla hep birlikte... Kırıp bozmak çok kolay. Toparlamak, toparlanması için çalışmak zor. Biz zora talibiz.”
'İlişkiler artık normalleşmeli'
“Trabzonspor’un ilişkileri artık gelişmeli. Bizim dönemimizde, kulüp ya da kurumdan bağımsız olarak söylüyorum büyük bir medeniyet inşaası için yola çıkılacak. Buna söz veriyorum. Bu sporun temelinde olan bir durum ama biz unutmaya başladık. Kimseden ilk adımı atmasını beklemeden bizler adımlar atacağız. Öfke ortamından, iyi sporcular ve iyi insanlar yetiştiren bir spor ortamına geçiş için uğraşacağız.”
‘O gün çocukluğuma döndüm’
“Basketbol benim sevdam. O sevda bize büyük gururlar yaşattı. Son saniye ile kaybettiğimiz maçı unutamıyorum. Müthiş bir geceydi. Öyle bir taraftar atmosferini en son çocukluğumda görmüştüm. Herkesin birbirine sarıldığı, stadın dolup dışarıda insanların kaldığı ortamı. O gece eski günler gibiydi. Herkes takımına, rengine ve başarıya sahip çıkmıştı. Statta o havayı göremediğimiz çok maç oldu. Demek ki doğru işler yaparsanız taraftar da peşinizden geliyor.”
‘2013’ten sonra çok şey değişti’
“2013’teki seçimde çok hatırı sayılır bir oy oranına ulaşarak kaybettik. O seçim döneminde hakkımızda yapılan kampanyanın etkisi oldu. Sonrasında çok şey değişti. İnsanlar bizi tanıdı. Sokakta dolaşırken, sosyal medyadaki anketlerden ve camianın genelinden gördüğümüz ilgi bunu çok net şekilde gösterdi. Bizi zaten bu ilgi yola çıkardı. Mesajı aldık, şimdi o mesaja karşılık verecek bir yönetim için çalışıyoruz.”
‘Siyaset ile sınır gerekiyor’
“Trabzonspor bir Anadolu markasıyken önce kendi şehrini, sonra Anadolu’yu, ardından Türkiye’yi aştı. Bu markayı yönetmeyi, bir şekilde parçası olmayı herkes isteyebilir. Sadece siyaseti bunun bir parçası olarak göstermek haksızlık olur. Biz yönetim kurarken kimsenin partisine, siyasi görüşüne bakmıyoruz. Bize ne kadar ona bakıyoruz. Siyasetle ilişkinin ayarı, sınırı hayati değer taşıyor. O sınırı iyi koyar ve siyasi görüşünüzü Trabzonspor’daki misyonunuza karıştırmazsanız bir sıkıntı doğmaz. Bu makamlar zaten siyaset yapma yeri değil. Siyaset yapacak insanlar için bambaşka mecralar var. Ayrıca Trabzonspor’un başarılı olması ne Trabzon siyasetini ne de ülke siyasetini rahatsız etmez. Tam tersine memnun eder"