Sinan Güler: “Her şeyi Ergin Ataman sayesinde yaptım”
Panathinaikos ve A Milli Basketbol Takımı’nın tecrübeli başantrenörü Ergin Ataman’ın kendisi için çok önemli bir insan olduğunu söyleyen eski milli basketbolcu Sinan Güler, “Bu sporda yapabildiğim her şeyi Ergin abinin sayesinde yaptım. Basketbolun içerisinde her zaman beni desteklemiş ve bana fırsatlar sunmuş birinin hayatımda olduğunu bilmek çok özel” dedi.
“Milli takım, dengesiz ve dengesi kolay sarsılan bir dönemden geçiyor”
A Milli Takım’ı değerlendirerek sözlerine başlayan Güler, ay-yıldızlı takımın yine bir geçiş döneminin içinde olduğunu dile getirdi. Sinan Güler, “Şu anki dönem, birkaç senedir tekrar edilen bir şeyi beraberinde getiriyor; geçiş dönemi. Bu sene uzun bir zaman sonra bir organizasyonun olmayacağı bir yaz geçirecek milli takım. Dengesiz ve dengesi kolay sarsılan bir dönemden geçiyor. Benim son milli takım senelerimde FIBA ile EuroLeague’in kendi içindeki çekişmelerinden dolayı, müsabakaların sezonun içerisinde oynanmaya başlanmasıyla sporcuların dahli ve o dengeler arasında çok farklılıklar oldu. Bunun yansıması da ülkemizde büyümesini isteyeceğimiz oyuncuların liglerde alabileceği süreleri alamadığından dolayı milli takıma geldiğinde beklenen performansın altında kaldığını da gördük. Burada Türkiye’nin potansiyelini kullanabileceği çok büyük alanlar var” ifadelerini kullandı.
“Milli takım istediğimiz noktada değil”
Hem milli takım hem de Türk sporcu için iletişim konusunun önemine de vurgu yapan eski basketbolcu, “Sporculuğumda da hep savunduğum, bugün biraz dışında olsam da olayın savunmaya devam edeceğim; bütün paydaşların doğru iletişim kurabileceği ortamlarla birlikte beklentileri ve yapılabilecekleri doğru şekilde buluşturmak sporumuz için faydalı olacaktır. Milli takım istediğimiz noktada değil. Bunu yapabilecek kapasiteye sahip oyuncularımız var. Önemli olan oyuncuların kendilerine düşen rolleri kabullenmesi, iştahlı şekilde milli takıma katılmaları, milli takımda alınan görevin ve onun karşılığını vermenin kariyerinde çok önemli adımları çok daha hızlı şekilde çıkabileceğini görebilmek. Tabii kulüp takımlarında sporcuların aldığı yerler de farklı bir yol açıyor. Orada da iletişimin ve oyuncuların kendi yapabileceklerinin yanında belki de kulüplerimizin ve federasyonumuzun bir araya gelip, buradaki problemi çözecek ve Türk oyuncusunun büyümesi için yapılması gerekenleri hep beraber görmek faydalı olur gibi geliyor. A Milli Kadın Voleybol Takımımız buradaki en büyük örneklerinden biri. Bu sene olimpiyatlara giden sporcularımızı gördüğümüzde de aslında potansiyelimizin Türk sporcu olarak nerede olduğunu görebiliyoruz. Umuyorum ki 8-10 senedir bahsettiğimiz geçiş döneminin artık sonlarına gelmiş oluruz ve yeniden yükselişi yakalayabileceğimiz bir ortam olur” cümlelerine yer verdi.
“Türk basketbolu kendini kanıtlamak isteyen yabancılar için çok önemli bir pazar”
Türk basketbolunun son yıllardaki gelişimine değinen eski milli basketbolcu, “En son Türk basketbolunda 4 takımın EuroLeague’de olduğu sezon, 2016-2017 sezonuydu galiba. O zamandan bugüne 2 takım EuroLeague’de devam ediyor. Genel olarak Avrupa sahnesindeki takımlarımıza baktığımızda, Banvit yükselişi vardı ama artık takım bizimle beraber değil. Karşıyaka ve Bahçeşehir Koleji sürdürülebilir planlama ve programın içerisinde. Ama Türk basketbolunun içindeki en büyük etkenlerden bir tanesi, kendini kanıtlamak isteyen yabancılar için çok önemli bir pazar. Bunu biz Türk sporcularımız için nasıl yönlendirebiliyoruz, buna odaklanmalıyız. Bahçeşehir ve Beşiktaş’ın bu konuda yatırım yapıyor olması, Galatasaray’ın yatırımlarla beraber ilerleyen döneme farklı bir yol çiziyor olması ve Karşıyaka ile Türk Telekom’un burada rol sahibi olması tabii ki önemli. Ama kulüplerin Avrupa başarısını düşünürken hem finansal sürdürülebilirliği ülkemizde daha yaygın hale getirmek hem de ‘biz sporcu nasıl yetiştiriyoruz, hangi misyonda ve karakterde sporcular yetiştiriyoruz’ şeklinde düşünüyor olmak aslında bir dengesizlik oluşturuyor. Orada bir denge bulmak gerektiğini düşünüyorum. Ama bu dengeyi bulmak da kolay değil” diye konuştu.
“Çekişmeli bir maç olsun”
EuroLeague Final Four’da Fenerbahçe ile Başantrenör Ergin Ataman’ın çalıştırdığı Yunanistan temsilcisi Panathinaikos arasında oynanacak müsabakaya dair beklentilerinin sorulması üzerine ise Sinan Güler, “Bu sene EuroLeague play-off’larına baktığımızda herhalde en sıkıcı diyebileceğimiz seri, Real Madrid’in serisi oldu. Çok erken şekilde bitti. Ergin abinin (Ataman) bu sene oluşturduğu ortam, takımın sezona başladığı yer, 12 sezondur Final-Four yapmayan bir halde bu noktaya gelmesi, keza Jasikevicius’un takıma katıldıktan sonra Fenerbahçe’nin yaptıkları ortada. Her şeyden önce çekişmeli bir maç olsun” dedi.
“Ergin Ataman’ın yeri benim için her zaman ayrı”
Son olarak da Başantrenör Ergin Ataman’ın hayatındaki yeri ve öneminden söz eden Güler, şunları söyledi:
“Ergin abinin yeri benim için her zaman ayrı. Bu sporda yapabildiğim her şeyi Ergin abinin sayesinde yaptım. Onunla oyunculuğumda kurduğum, bugün hala sahip olduğum bir ilişkinin olması, basketbolun içerisinde her zaman beni desteklemiş ve bana fırsatlar sunmuş birinin hayatımda olduğunu bilmek çok özel. O yüzden aldığı riskin boyutunu ve bunu yaparken de neler yapılması gerektiğini, bunun sonunu bu kadar hızlı alıyor olmasını görmek çok güzel. Türk basketbolunu antrenörlük seviyesinde de en iyi temsil eden bireylerden bir tanesi.”