Hey Sen!
Üçüncülükten başka şansımızın olmadığı ve rakibimizle neredeyse bu anlamda telafisi olmayan bir karşılaşma oynayacağımızı düşünerek, sakin ama kararlı bir mücadele gereklidir. Medya dahil Terim ve futbolcularımızın Letonya tartışması ve yaşanılanlardan kurtulup çeki düzen içine girmemiz şarttır.
Bizim bazı gerçeklere karşı olan isyanımız ve şikayet tarzımız veya hedef şaşırtan kendimize özgü yorumlarımız hedef şaşırtıyor! Ve biz daima birilerini kurtarıp ötekilerini suçlamakla sorunu çözme üzerine felsefeyi adet ediniyoruz.
Dün akşamki oyunun olmazsa olmazı kazanmaktı!
Ve bu konuda üstün olan her türlü avantaj sahip olan bizdik..
Bayraklarımızla coşkulu muhteşem bir seyirci vardı tribünlerde..
90 dakika sonunda söylenecek tek gerçek beceri noksanlığımızın nedeni olan TELAŞIN aşırı MOTİVASYON YÜKLEME engeli olduğuydu!
Bunu kaçan gollerde ve yenilen son saniye golünde yaşadık. Yani baştan sona kadar telaş ve panik! İsyanımızın sadece hakeme olan yanı ise çok anlamsız. Bir çok net karambol pozisyonunu harcayan takımımızın başarısızlığı sadece bir ofsayt pozisyonu ile izahı geçerli olmadığı gibi, teknik olarak yapılan açıklama hocamıza da pek uymadı! Belki haklıydı üzüntüsünde ve o da aşırı kazanmaya kilitlenmiş ince hesaplarda idi. Bizler gibi!
Öncelikle Letonya takımının attığı üç golünün ikisini bize yaşatması aslında alınacak en önemli derstir. "Eksik ve doğru olmayan futbol oynuyoruz!" diye bir kaç yıldır yırtınıyorum. Her platformda bu gerçekçi hatırlatmam kalemimi susturmaya çalışanların tezgahları ile sağır edilse de Güneş balçıkla sıvanmıyor! Öyle kimilerini enterne edip ben bilirim ve ben yaparım dönemi 21’nci yüzyıla çok entegre olan maya değil!
Milli takımda oynamak çok önemli bir ayrıcalıktır. Bizim asıl sorunumuz iki gece önce Arda Turan’ın da ortaya koyduğu geniş alanda oynama ve güvensizlik tarzımızdır. Kendi futbol ekolümüzü yaratamayıp ithal malı güce ortak edip kurtarmak geçerli değildi. Ben geçmişin Terimini arıyorum .!? Ve O kazanma arzusu yüksek öz güvenli futbolcuları da. Ama kendi de bilir ki onlar en küçük yaştan itibaren iddialı eğitimle zamana karşı çalıştırılıp yetişmiş futbolculardı. Şimdi bakıyorsunuz en çok gol atan futbolcunuzun yerine yabancı golcü aranıyor ve kalenin önünde oynayan futbolcular gol kaçırma yarışı yapıyorlar acemi vuruşları ile. Gol pozisyonu zorluğu karambol oyununda olan en tehlikeli boyuttur. Topla çok buluşmak çok atak yapmak ve karşı kale önünde oynamak maçı kazanmaya yetmiyor. Aklın ve çabukluğun taktikle bütünleşen kararlılığı sonuca büyük etki yapıyor.
Letonya son derecede haddini bilerek ama cesur oynadı. Arka arkaya iki gol yemeden çözülmeyecek kadar da oyun disiplinine sahipti. Grupta sadece prestij mücadelesi veren rakibimizin bu kadar sabırlı ve akıllı oynaması bizim var olan zıtlıklarımızın yansımasına neden oldu ağır bir yara açarak. Volkan gerçekten etkili başladığı oyunda vuruş telaşı ve golcümüz Burak ise kendinle kaçırdığı gol pozisyonlarında kavga halinde idi. Başka golcümüz Umut ise zaten uzun süredir ‘Umutsuz’ görüntüsü ile etkisizdi. Kafasında "Ben gol atarım, şut atarım ve önümü açınca kaleye vururum" alışkanlığı olmayan Gökhan Töre ise etkisizdi.
Bir başka yansımayan görüntü ise; ezeli derdimiz olan daha önemli maç diye seçip oynadığımız karşılaşmanın gerçeğine konsantre olmamamızdır. Hollanda hesabı yapan kafalar (Herkes dahil!) Letonya maçını sadece oynadılar ama yanlış motivasyonla! Ne var ki gruptan bize bir ton ders alacak gerçeği sunan minicik(!) İzlanda en azından üçüncülük şansımızı sağladı…
Şimdi iki gün sonra oynayacağımız Hollanda’dan daha sakin ve akıllı olmak zorundayız. Atak ve savunma dengesi için Mehmet Topal, Oğuzhan orta alanda şarttır. Şenerli kanat gücü Caner'le saldırırken topun rakip savunma tarafından bize karşı atak olarak kullanılması tehlikesi iyi planlanmalıdır. Robben gibi silahlarından yoksun olsalar da yeniler canımızı sıkabilir…
Dün gece yenilen gol ile Hakan Balta’nın çıkardığı pozisyon gibi tehlikeler yaşamamak için ikinci bölge ve atak-savunma dengesine önem verirken, alan daraltmaya ve özellikle üçüncü bölgeden başlayan savunmaya geçmek zorundayız Portakallar karşısında. Çünkü onlar Letonya’dan daha çok pozisyona çıkacaklar ve tam bir final oynamak zorunda kalacağız.
Üçüncülükten başka şansımızın olmadığı ve rakibimizle neredeyse bu anlamda telafisi olmayan bir karşılaşma oynayacağımızı düşünerek, sakin ama kararlı bir mücadele gereklidir. Medya dahil Terim ve futbolcularımızın Letonya tartışması ve yaşanılanlardan kurtulup çeki düzen içine girmemiz şarttır. Hariçten gazel atmak kolay olduğundan ben de bu kolaylığı kullanma gibi bir hataya düşmeden son ama kesin bir mücadele ve sabırla başarılar diliyorum ulusallarımıza...