Babası radyasyon nedeniyle oturulamaz hale gelen evlerin yıkımında gönüllü olmaya zorlandı, nitekim sonunda radyasyon nedeniyle sağlığını kaybetti.
O dönem 'tasfiyeciler' denilen bu zorunlu gönüllü işçilerin sayısı 200 bini buluyordu. Hepsi de yüksek radyasyona maruz kaldı.
'Babamın sürekli boğazı ağrıyordu. Görme yetisi azaldı, vücudu ve bağışıklık sistemi zayıfladı.'
Bate Borisov onu keşfedene kadar yıpranmış botlarıyla Minsk'te beton üzerinde futbol oynamaya çalıştı. O ve diğer çocuklar kar yağsın diye dua ediyordu. Çünkü betonun üzerinde ince de olsa bir kar tabakası varken düştüklerinde canları daha az yanıyordu.
Betonun kurbanı olan birçok çocuk sakatlanıp futbol hayallerinden vazgeçmek zorunda kalıyordu. Kısa ve hafif olduğu için bu düşmelerden daha az etkilenen Alexander Hleb yoluna devam etti.
Alexander sadece Çernobil'e değil Sovyetler Birliği'nin çöküşüne de şahit oldu.
Hleb o günleri şöyle anlatıyor: 'Batı'dan çok fazla şey gelmeye başladığını hatırlıyorum. Babam video kayıt cihazı getirmişti eve. Mağazalarda artık kuyruk olmuyordu.
Hleb'in annesi inşaatçıydı. Rusya'da kadınların erkek işlerinde çalışması garip karşılanmıyordu.
Hleb futboluna odaklandı. Önce Bate Borisov, sonra Arsenal'de buldu kendisini.
Arsenal taraftarının sevgilisi oldu, adına şarkılar yazıldı.
Barcelona günleri ise pek iyi geçmedi. Guardiola'yla yıldızı barışmadı.
Belaruslu futbolcunun yolu daha sonra Türkiye'ye çıktı. Konyaspor, Gençlerbirliği takımlarında oynadı.
En son Rusya'da Samara kulübünün formasını giydi.
Zorlu bir hayattan çıkıp futbol kariyerinin sonuna geldi.