İki milli maç üst üste kaybetmek güzel olmadı
İKİNCİ DEPLASMAN BİR KEZ DAHA HÜZÜN
LETONYA 79-70 TÜRKİYE
Öyle günlerden geçiyoruz ki, kelimeler uygun adım yürürken kursağımda mutlu günlerin karartısı altında yitirdiğimiz sevinçlere hasret boğuluyoruz! Nasıl geldik bu günlere? Hani duvarlarımıza poster yaptığımız yıldızlarımız nerede? “Fanatik Basket”Gazetede, “Basket Dergisin de” poster yapmak için Türk Oyuncuları sıraya koyardık! Şimdi böyle bir şans bulsak, poster basan makineler boşa döner! İşte öyle anlardan birindeyiz! Hiç umudu olmayan sütün içine düşmüş kurbağa gibi hissediyorum basketbolumuzun geleceğini! Bu günlere gelmemizde birilerinin suçu, kabahati ya da her hangi bir dahli yok mu? Milli Maç izlerken, inanın
“MİLLİ DÜZEYDE İÇİMİ KIRIK CAM PARÇALARI
YIRTIYOR! ” VE ARTIK BİRİLERİ ORTAYA ÇIKSIN VE BUGÜNLERE NASIL GELDİK?
Ve bu günlerden nasıl kurtulacağımızı anlatsın! Kendisini kusursuz görenler, yaşanan olumsuz olaylarda, sorumlu olduklarını düşünmedikleri için özeleştiri yapmazlar. Özeleştiri yapamayan idealindeki benlik ile, gerçek benliği arasındaki farkı göremezler! Artık bu kartopunun çığa dönüşmesini ve hasarı kimler görecek ve itiraf edecek? Allahtan diğer Avrupa ülkelerininde bizden pek farkı yok!
Birkaç gün ara ile iki maç izledim. Top getiremeyen oyun kurucular, ters eli ile dripling yapamayan ve isabetli şut atamayan forvetler, Yüksek post ve sabit pivot pozisyonunda potaya arkası dönük top alamayan pivot hareketleri ile rakibin üzerine gidip sayıya ulaşamayan uzunlarımız. Bu oyuncularımızın hiç bir suçu olmadığını çok iyi biliyorum. Şu anda Türkiye’nin bir çok yerinden mesaj ve telefonlar geliyor! Şimdi sizlere soruyorum! Acaba bana telefon edenler ne söylüyor? Sadece şunu söylemeliyim: “NTV Spor kanalında anlatan dostlarımız” acı içinde anlatmaya başladıkları iki maçı zor tamamladılar! İçimizde biriktirdiğimiz sevgileri ve coşkuyu anlatacak kelimeler dizesi ile “MİLLİ
DUYGULARI ZİRVEDE YAŞAMAK VARKEN BU SANCILAR NİYE?”
Şu an ne yazmalıyım? Ne mazeret uydurmalıyım? Nasıl bir gelecekten bahsetmeliyim! Kardeşim gibi sevdiğim Ufuk Sarıca, “öyle zor durumdaki, Coach olarak yapabilecek her şeyi denedi ama nafile,en ufak şekilde içime sindiremediğim devşirme oyuncu olarak sadece Dıxon’ın 23 sayı ve Melih’in 11 sayısından başka çift haneli sayı atamayan oyuncularımız için nasıl bir yorum yapmalıyım?” 17 top kaybı ile maç kazanmak kolay mı? İnanın, İsveç ve Letonya öyle ahım şahım takım değiller! Değiller de, biz kazanacak kadar ne iyi savunma yapabildik! Ne de sayı atacak gücümüz oldu! Aslında merak ediyorum! Yarın gazeeteler ne yazacak? Ancak satırlar arasında kaybolan basketbolun istatistik ve normal ligimizin puan cetvelini bile vermeyen gazeteler gözünde basketbol olarak hala sinek kadar değerimiz yok!
İlk çeyrek 14/21 ikince çeyrek 32/36 ve üçüncü çeyrek 57/54 ve maç sonu 79/70 Allahtan ikili avarajda daha iyiyiz. Letonya takım halinde ve bireysel başarısı sınırlı bir takım. Jakovics 10, Lomazs 10, Smits 13, Meiers 13, ve Pieners10 sayı attılar. Şimdi evimizde oynayacağımız iki maç var. Aklıma takılan önemli bir konu var. Dünyanın en önemli ülkelerinden biriyiz. Büyük organizasyonlar ülkemizde yapıldığında; benim bildiğim geçmişte para kazandırıyordu! Neden geleceğin Avrupa hatta Dünya Şampiyonalarına talip olmuyoruz ki, elimize fırsat geçtiği halde! Yoksa evimizde organize edeceğimiz Şampiyonada Milli Takım kadromuza mı güvenmiyoruz?