İlk imza böyle atıldı: "Lütfen işi berbat etme"
Tam 30 yıl aradan sonra şampiyonluk hasreti sona eren Liverpool'a bu büyük başarıyı getiren en önemli kişilerin başında gelen Jürgen Klopp, 2008 yılında göreve başlayıp büyük başarılar elde ettiği Dortmund'a 2015 yılında veda etmişti. Sarı siyahlılardan ayrıldıktan sonra bir süre çalışmak istemeyen ve dünyanın her yerinden gelen tüm teklifleri geri çeviren Alman hoca, 2015 Ekim ayında Liverpool'un teklifini kabul ederek yeniden çalışmaya başladı.
Görüntülü konuşma talebi
Dortmund'dan 30 Haziran 2015'te ayrılan Jürgen Klopp, eylül ayının son günlerinde futboldan uzak şekilde tatil yapmaktadır ve ailesiyle birlikte Münih'te dünyaca ünlü Oktober Fest organizasyonunu ziyaret etmektedir. Tam bu sıralarda bir gün Klopp'un 2006 yılından beri menajeri olan Marc Kosickes'in telefonu çalar. David Wagner, Julian Nagelsmann, Florian Kohlfeldt ve Ralf Rangnick'in de menajerliğini yapan Kosickes'in karşısında adının Ian Ayre olduğunu söyleyen ve İngilizce konuşan biri vardır. Ayre Liverpool'un kulübünün spor direktörü olduğunu ve bir konu hakkında konuşmak istediğini söyler ve "Görüşmeyi görüntülü olarak Facetime üzerinden yapabilir miyiz" diye sorar.
Kosickes, Ayre'yi tanımamaktadır ve karşısındakinin gerçekten o olup olmadığını görebilmek için, her zaman yaptığı gibi, çok acele şekilde internetten Ayre'nin fotoğrafını bulur. Hemen ardından çalan görüntülü telefonda karşısına çıkan yüz gerçekten Ayre'dir ve bir sahtekarlık söz konusu değildir.
Liverpool, Klopp'a uyacak bir kulüp
Ayre konuya doğrudan girer ve Liverpool kulübünün Jürgen Klopp ile ilgilendiğini ve kendisiyle New York'ta buluşmak istediklerini söyler. Kosicke, Klopp'a sormadan görüşme isteğini hemen kabul eder. Çünkü tüm dünyadan hatta Premier Lig'den West Ham'dan gelen teklifleri kabul etmemişlerdir ama bu kez arayan dünyanın en büyük kulüplerinden biri Liverpool'dur. Yani Kırmızılar. Liverpool, tarihi, gelenekleri, özel kimliği ve taraftarları ile tam Klopp'a uyacak bir kulüptür.
Görüşmeler Amerika'da
Münih'te Oktober Fest'te ailesiyle eğlenmeye hazırlanan Klopp, birden kendini menajeriyle birlikte New York uçağında bulur. Alman hoca buluşmanın Avrupa'da olmamasından memnundur çünkü Amerika'da daha az tanınacağını düşünür. Hatta havalimanında yüzünü mümkün olduğunca saklamak için beysbol şapkası dahi alır. Ama daha uçağa girer girmez hostesler etrafını sararak birlikte fotoğraf çektirirler.
New York'a indiklerinde JFK Havalimanı'nda o sıralarda şehirde çok önemli bir toplantı olması nedeniyle çok sıkı kontroller vardır. Klopp ve menajeri tam iki saat güvenlik kontrolünde sıra beklerler. Klopp durumdan sıkılır. İkili havalimanını bir şoför eşliğinde terk ederler ama bu defa trafik berbattır ve otellerinin bulunduğu Manhattan'a varmaları da çok uzun sürer.
Araçta iyice sıkılan Klopp, şoförden durmasını ister ve arabadan inerek gidecekleri otele yürüyerek gitmek ister. Ama daha arabadan iner inmez kendisini hemen tanıyan Alman bir öğrenci fotoğraf çektirmek ister. Öğrenciyi kırmayan Alman hoca tekrar arabaya binmek zorunda kalır.
Amerika'da da tanındı
Otele vardıklarında Klopp'u yeni bir sürpriz beklemektedir. Onun Mainz'da çalıştığı dönemde Mainz şehrinde kamp yapılan otelde resepsiyonist olarak çalışan bir kadın, oteldeki ilk iş günündedir ve karşısına Klopp çıkar. Hemen ardından odalarına çıkmak üzere asansör beklerken birden karşılarından 20 kadar futbol meraklısı Türk çıkar. Klopp onların da “selfie” isteklerini kırmaz ve hepsiyle sırayla fotoğraf çektirir. Tanınmamak için toplantının Avrupa'da olmaması daha iyi diye düşünen Alman teknik direktör, Amerika'da da kendisini tanıyanlara yakalanmıştır.
Otele yerleşmelerinin hemen ardından Klopp ve menajeri Kosickes, yine bir şoför tarafından Fenway Sport Group'un hukuk işlerini yapan avukatlık ofisine götürülür. Toplantı salonuna girdiklerinde karşılarında Liverpool'un patronları John W. Henry, Mike Gordon, Tom Werner ve sportif direktör Ian Ayre vardır. Kısa bir hal hatır sormanın ardından karşılarında oturan ve aynı zamanda Boston Red Sox beysbol kulübünün de sahipleri olan Liverpool'un patronları, kendilerini ve projelerini anlatırlar.
"Liverpool taraftarlarını coşturmak gerekir"
Hemen ardından da Jürgen Klopp'tan kendisini ve felsefesini anlatmasını isterler. O da felsefesini, futbolun onun için ne demek olduğunu geniş şekilde anlatır. “Futbol benim için sadece taktik ve sistem değil aksine yağmur, ikili mücadele, stadyumda gürültü demektir. Liverpool taraftarlarını coşturmak, elektriklendirmek gerekir, taraftar ile takım arasında daima alışveriş olmalıdır. Yalnızca bu uyum olur ve biz duygusu aşılanırsa Liverpool'u yeniden zirveye taşımak mümkün olabilir" der. Toplantı uzun saatler sürer ve akşam olur. Saat 21:00'de ertesi gün tekrar buluşmak üzere ayrılırılar.
Klopp ile Kosickes otele dönerler ve odalarının terasında toplantıyı değerlendirirler. Klopp'un merak ettiği bir şey vardır ve İngilizcesinin çalışmak için yetip yetmeyeceğini merak etmektedir. Menajeri kesinlikle yeteceğini söyler. Ayrıca Liverpool ile anlaşırlarsa birçok planı iptal etmeleri de gerekmektedir. Çünkü Klopp ailesiyle bir ABD seyahati, Karayipler ve kayak tatili planlamıştır.
"Senden başka kimseyi istemiyoruz"
Ertesi gün sabah 09:00'da yeniden toplantıya girilir. Bu defa ilk sözü FSG Başkanı Gordon alır ve Alman hocanın önüne adeta kırmızı halı serer ve ağzından “Biz seni bu toplantıya davet ettiğimizde bizim için en iyi teknik direktör olduğunu biliyorduk. Ama dünden bu yana bundan eminiz, artık senden başka kimseyi istemiyoruz" sözleri dökülür. Klopp müthiş keyiflenmiştir.
"Lütfen işi berbat etme"
Artık sıra sözleşme şartlarını konuşmaya gelmiştir. Klopp yalnız başına odadan çıkar ve menajerini yöneticilerle birlikte bırakarak zaman geçirmek için Central Park'a gider. Toplantıya devam eden Kosickes ilk teklifi inceler ve reddeder. Onlara bir kez daha Klopp ve kendisinin beklentilerini anlatır. Bazen dışarı çıkar yöneticiler aralarında konuşur ve menajeri tekrar içeri davet ederler. İş uzar. Merak eden Klopp, Kosickes'e mesaj atıp durumu sorar ve kendi yardımcılarının da kabul edilip edilmediğini sorar. Kosickes'den yine uzunca bir süre ses çıkmayınca Klopp yeniden mesaj atar ve menajerine “Lütfen işi berbat etme” der.
Ve beklenen haber gelir
Ve aradan geçen beş uzun saat sonra Kosicke'den beklediği mesaj gelir. "Kabul ettiler." Evet Liverpool ve Jürgen Klopp anlaşmışlardır ve artık iş gerekli formalitelere kalmıştır.
Jürgen Klopp ve menajeri Kosicke, ertesi gün veda etmek üzere yine avukatlık bürosuna giderler. Ancak Klopp Liverpool sahiplerine o çok merak ettiği şeyi de sormak istemektedir. Alman teknik adam “Her şey çok güzel. Siz beni, ben sizi istedim. Ama en önemli soru şu. Size göre benim İngilizcem yeterli olur mu?” sorusunu sorar. Cevap Mike Gordon'dan Almanca olarak gelir: "Ja (evet), bizim oyuncuların yüzde 80'i İngilizceyi çok daha kötü konuşuyorlar."
Almanya'ya dönmek üzere havaalanına doğru giderlerken Kosickes'nin telefonuna Mike Gordon'dan bir mesaj daha gelir. Liverpool'un CEO'su “Benim için heyecanımı bastırmak çok zor. Futbol dünyasını şık bir şekilde fethedeceğimize inanıyorum. Bir şey çok açık. Eğer Jürgen'in savunma oyuncuları bugün Marc'ın savunduğu gibi savunurlarsa, her maçı gol yemeden tamamlarız" der.
Almanya dönüşünün ardından sözleşme hazırlanır ve Jürgen Klopp'un 9 Ekim 2015 günü takdim edilmesine karar verilir. Ancak haber çabuk yayılır hatta bir İngiliz TV ekibi, Klopp'un Dortmund'daki evinin önünden canlı yayın bile yapar. Alman hocanın Dortmund'dan Liverpool'a uçuşunu Flightradar uygulamasından 60 bin kişi takip eder.
Jürhen Klopp'un Hope Street'e girişiyle birlikte yepyeni bir Liverpool hikayesi başlamıştır artık.
Yasal uyarı: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.