İlk maç ve Fener!
Spor Toto Süper Lig'in ilk hafta karşılaşmasında ligin yeni ekibi Göztepe ile dış sahada karşılaşan Fenerbahçe, öne geçti, beraberliğe geriledi, geriye düştü, iki net penaltısı verilmedi ancak maçı bırakmadı, en azından bir beraberliği kopararak lige yenilgisiz başladı. 2-2.
Ev sahibi Göztepe açısından;
Kadrosunu tamamen yenileyerek sezona başlayan Göztepe, güçlü rakibi karşısında maça ofansif bir oyun kurgusuyla başladılar. Özellikle yedikleri gole kısa süreçte yanıt verip beraberliği yakaladıktan sonra takım olarak daha fazla özgüvenle oynadılar. İlk yarım saat oyunun hakimi oldular. Daha çok pres yapıp daha fazla ileriye çıkarak Fenerbahçe yarı alanında pozisyonlar buldular ancak skor üretmekte pek başarılı olamadılar. Son çeyrekte Fenerbahçe’nin toparlanıp oyunda dengeyi kurması sonucu devreyi beraberlikle bitirdiler.
İkinci yarı maça yine hareketlilik getiren taraf ev sahibi Göztepe oldu. Bir taraftan maçı tutma adına savunma güvenliğini de çok adamda kapanarak sağlamaya çalışırlarken, diğer taraftan da rakibi hataya zorlamaya çalıştılar. Bu yarıda ilk çeyrek geçilirken yine bir rakip savunma hatasından öne geçtikleri golü buldular. Ancak kalan dakikalarda skoru koruyamadılar. Özellikle duran top organizasyonlarında yerleşim ve pozisyon hataları yapan savunmaları, bir duran top organizasyonunda söz konusu hatayı tekrarlayınca kalelerinde beraberlik golünü görmelerine sebebiyet verdi. Son bölümlerde çok bunalsalar da bir puanla maçı tamamladılar. Bu arada Fenerbahçe’nin net iki penaltısını vermeyerek kendilerini kurtaran hakem Yaşar Kemal Uğurlu’ya da teşekkür etmeyi unutmasınlar. Bu notu da araya sıkıştıralım yani…
Fenerbahçe’ye gelince;
Sezonun ilk maçları devamlı zor ve sürprizlere açıktır. O nedenle ilk maçın kusuru olmaz. Ayrıca Fenerbahçe tam kadrosunu henüz kullanmış da değil. Sıcak bir hava. Güçlü rakibini yenip lige sükse yaparak başlamak isteyen arzulu ve heyecanlı bir rakip. Verilmeyen 2 net penaltı. Hal böyle olunca alınan bir puan aslında iyi sayılır.
Bu atmosfer içinde bir takım handikapları olan sarı lacivertliler, ilk dakikalara hareketli ve önde iyi pas yaparak başladılar. Dakikalar henüz beşi gösterirken organize geliştirilen güzel bir kanat atağından arzuladıkları golü bularak 1-0 öne geçtiler. Bir on dakika kadar oyunu tutabilselerdi ikinci gole rahat ulaşabilir ve maçı da farklı kazanabilirlerdi. Ancak olmadı sürpriz bir golle beraberliğe gerilediler. Yaklaşık yirmi dakika kadar bir bocalama evresi geçirdikten sonra tekrar toparlandılar. Devre beraberlikle bittikten sonra ikinci yarıya yine iyi bir pas organizasyonuyla başladılar. Bu yarıda da ilk yarıya benzer dakikalar içinde yine net bir gol pozisyonu buldular. M. Topalın kafa şutu direğe çarparak dışarıya gitmeseydi Fenerbahçe’nin bu maçı alma şansı bayağı artacaktı.
Maç genelinde topla daha çok oynayan taraf olmalarına rağmen bu pozitif olguyu pozisyona sokmak ve skor üretkenliğine dönüştürmekte zorlandılar. Son çeyrekte rakip yarı alana iyice yerleşen sarı lacivertliler rakip savunmayı ciddi anlamda bunalttılar. Çok sayıda bireysel faullere maruz kaldılar. Rakibin gördüğü sarı kartlar zaten olayı açık ve net bir şekilde kanıtlıyor. Özellikle rakip stoper Kadu’nun hem ilk yarı hem de ikinci yarıda Alper’i iki defa ceza alanı içinde düşürmesi sonucu oluşan net iki penaltı ve Kadu’ya verilecek kırmızı kart için hakem Yaşar Kemal Uğurlu’nun oralı bile olmaması kendisi açısından ciddi bir talihsizlikti. Ama olan Fenerbahçe’nin 3 puanına oldu.. Yazık…. Ulemalar Fenerbahçe’nin oyun tarzı ve futbolcuları eleştirirken biraz da verilmeyen iki penaltıyı ve kırmızı kartı konuşsunlar bakalım. Objektiflik bunu gerektirmez mi???