Irkçılık varsa artık maç yok
Dünyadan ve Almanya'dan futbol haberleri... Hoffenheim-Bayern Münih maçı ardından ırkçılık konusunda Almanya'da büyük tartışmalar yaşandı.
Ayrıca Türkiye'de küfür ve ırkçılık ayrımcılık içeren pankartlar ve sözlü tacizlerde neler yapılıyor, talimatlar nelerdir bunların hepsini yıllarca bu talimatlarla iç içe olmuş eski FIFA Kokartlı Hakem Bülent Yıldırım'a sorduk. Onun cevaplarını da aşağıdaki satırlarda okuyacaksınız.
ÜÇ AŞAMALI PLAN
Almanya Futbol Federasyonu, küfürlü veya ırkçı taciz durumlarında daha önceki yıllarda FIFA'nın uygulamaya aldığı üç aşamalı planı uyguluyor. Eğer bir hakem tribünlerde gerçekleşen eylemin sınırları aştığı düşüncesindeyse şu adımları atıyor. (Türkiye'de ise bu yük tamamen hakemin üzerinde değil)
Aşama 1: Oyunun kısa süre ile durdurulup anons yapılması.
Aşama 2: Devamı durumunda oyunun tekrar durdurulması oyuncularla birlikte soyunma odasına gidilmesi ve tacizlerin devamı durumunda maçın tatil edileceğine dair anonsun yapılması.
Aşama 3: Maçın tatil edilmesi.
29 Şubat Cumartesi günü oynanan Hoffenheim-Bayern Münih maçında ilk iki aşama gerçekleşti. Hakem Hopp'a karşı açılan ilk küfürlü pankart çıktıktan sonra oyunu durdurdu ve pankartın kaldırılması için anons yaptırdı. Pankart Hansi Flick'in de çabasıyla kaldırıldı. Ancak maçın 77. Dakikasında başka bir küfürlü pankart yeniden ortaya çıkınca maçın hakemi bu defa oyuncularla birlikte soyunma odasına gitti. O sırada Bayern Münih rakibi önünde 6-0 öndeydi ve küfürlü pankart Bayern seyircisi tarafından açıldığı için maçı hükmen 2-0 kaybetme tehlikesi baş göstermişti. Aynı hafta sonu pankart açılan dört maçın birinde 2. Aşama diğer ikisinde ise ilk aşama gerçekleşti.
Burada maçın tatil ediliş şekline göre hangi takımı ne bekliyor bir de ona bakalım.
Eğer bir takımın taraftarları o maçın tatiline neden olursa o takım 2-0 hükmen yenik sayılıyor. Ancak teorik olarak eğer tribünlerde her iki takımının taraftarlarının maçın tatil edilmesine yol açmaları durumunda iki takımın da 2-0 hükmen yenik sayılması mümkün.
IRKÇILIK DA TEPKİ GÖRÜYOR MU?
Almanya'da özellikle dünyanın en zengin iş insanlarından biri olan Dietmar Hopp'a karşı yapılan tacizlere gösterilen tepkinin benzeri ırkçılık konu olduğunda gösteriliyor mu? Çoğu taraftar gruplarına göre DFB ırkçılık konusunda o derece hassas değil.
7,1 Milyon lisanslı oyuncusuyla dünyanın en büyük futbol federasyonu olan DFB'de bu oyuncuların % 10'u yabancı kökenli. Bu da 700 bin civarında futbolcu demek. Dolayısıyla DFB ırkçılık konusunda uzun yıllardan beri büyük hassasiyet gösteriyor. Ancak olayların çoğunun özellikle amatör ve mahalli liglerde çeşitli nedenlerle gizli kaldığı ve DFB'ye ulaşmadığı da bir gerçek
KADIN HAKEM STANDART BELİRLEDİ!
Son dönemde ırkçılıkla ilgili DFB adına en önemli tepkiyi veren kişi bir kadın hakem oldu. 14 Şubat 2020 günü 3. Lig'de oynanan Preussen Münster-Würzburger Kicker karşılamasını yöneten hakem Katrin Rafalski, ırkçılığa karşı çok ses getiren bir davranışa imza atarak adeta yeni bir standart belirledi.
Maçın bitmesine kısa bir süre kala Würzburglu oyuncu Leroy Kwadwo, bir seyirci tarafından maymun sesi çıkartılarak taciz edildi. Bunun üzerine hakem Rafalski hemen bir anons yaptırdı. Aynı anda herkesin görmesini istercesine oyuncunun yanına giderek onu samimi davranışlarla sakinleştirmeye çalıştı ve üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Bunun hemen akabinde seyirciler “Naziler dışarı” tezahüratına başlayıp maymun sesi çıkartan kişiyi görevlilere göstererek stat dışına çıkarılmasını sağladılar. Görevlilerin polise teslim ettiği ırkçı kişi daha sonra polis tarafından tutuklandı. Kwadwo ise hemen bir gün sonra ZDF'de yayınlanan Almanya'nın en prestijli spor programı “das aktuelle sport studio”ya konuk olarak yaşadıklarını anlattı.
Hakem Katrin Rafalski de daha sonra medyaya yaptığı açıklamada “birisinin bu şekilde taciz edilmesi şoke edici. Eğer böyle bir olay sonrasında bir takım eğer kendini oyuna devam edecek durumda görmezse bunu herkesin anlaması lazım” sözleriyle hassasiyetini bir kez daha dile getirdi.
Yine bir süre önce mahalli liglerden birinde maç 3-1 ev sahibi öndeyken ırkçı tacizler sonrası hakem takımları soyunma odasına gönderdi. Ancak takımlar daha sonra protesto amacıyla sahaya çıkmama kararı aldı ve maç bu nedenle hakem tarafından tatil edildi. Kararı ceza kurulu verecek.
KULÜPLERDEN DE TEPKİ
Irkçı, ayrımcı ve küfürlü pankartlara karşı iki Bundesliga kulübü de net tavır koydular. Mönchengladbach ve Schalke kulüplerinin yöneticileri ve oyuncuları aldıkları kararla bu tip durumlarda sahayı terk ederek sonuçları neye mal olursa olsun tekrar sahaya çıkmayacaklarını açıkladılar.
TÜRKİYE'DE YÜK PAYLAŞILIYOR
FIFA Kokartlı eski hakem Bülent Yıldırım, tribün tacizlerinde yükün UEFA'nın uygulamasında olduğu gibi sadece hakemin omuzlarında olmadığını belirterek aşağıdaki satırları Ajansspor okuyucuları ile paylaştı.
Türk Futbolunda, stadyumlarda yaşanan topluluk halinde kötü tezahürat ve eylemlerde bulunma halleri ile ırkçılık olaylarına ilişkin konular TFF Futbol Disiplin Talimatı (FDT)'nda düzenlenmiştir.
FDT'nin “ÇİRKİN ve KÖTÜ TEZAHÜRAT“ başlıklı 53'üncü maddesi:
“(1) Stadyumlarda, topluluk halinde söz veya hareketlerle ya da benzeri araçlar ile aşağılayıcı, tahrik veya taciz edici nitelikte tezahüratta bulunulması, devamlılık kıstası uygulanmaksızın yasaktır.
(2) Profesyonel lig müsabakalarında çirkin ve kötü tezahüratta bulunulması halinde kulüplere Ek-1 ve Ek-2, Türkiye Kupası müsabakalarında ise Ek-3'te yer alan tablolara göre ceza verilir.
(3) Elektronik bilet uygulamasının yapıldığı Süper Lig ve 1. Lig müsabakalarında çirkin ve kötü tezahüratta bulunulması halinde; toplu halde çirkin ve kötü tezahüratta bulunan blok veya bloklara giriş yapan seyircilerin elektronik bilet kapsamındaki kartlarının bloke edilmesi suretiyle müsabakaya girişleri engellenir. Çirkin ve kötü tezahüratta bulunamayacak engelli seyirciler hakkında kart blokajı cezası uygulanmaz.
(4) PFDK, 2. ve 3. fıkra kapsamındaki cezaları birlikte veya ayrı ayrı verebilir.
(5) Kulübün ve/veya seyircisinin bu madde kapsamında, ev sahibi olarak oynanan müsabakada aldığı ceza, ilgili kulübün ev sahibi olarak oynayacağı müsabakalarda; misafir kulüp olarak oynanan müsabakada aldığı ceza, ilgili kulübün misafir kulüp olarak oynayacağı müsabakalarda infaz edilir. Lig müsabakalarında alınan cezalar lig müsabakalarında, kupa müsabakalarında alınan cezalar kupa müsabakalarında infaz edilir.
(6) Anılan fiiller ırkçılık içerirse sorumlu kulübe ilk ihlalde müsabakayı seyircisiz oynama cezası ve EK tablolardaki üçüncü ihlal için öngörülen para cezası kadar para cezası, ikinci ihlalde iki müsabakayı seyircisiz oynama ve ikinci ihlalde verilen para cezasının iki katı kadar para cezası ve üçüncü ihlalde ise üç puan indirme cezası verilir.
(7) Bu madde kapsamındaki ihlallerin önlenmesi için azami gayreti gösterdiğini ya da olayların üçüncü kişilerce kötü niyetli olarak gerçekleştirildiğini yeterli ve inandırıcı kanıtlarla ispat eden kulübe ceza verilmeyebilir.
(8) Etnik veya bölgesel ayrımcılık içeren ya da herhangi bir takımın mensuplarını veya taraftarlarını suç failleri veya suç örgütleriyle özdeşleştirecek şekilde toplu olarak tezahürat yapılması yasaktır. Anılan yasağın ihlali halinde sorumlu kulübe; Süper Lig için 130.000.TL'den 260.000.-TL'ye kadar, 1. Lig için 45.000.-TL'den 90.000.-TL'ye kadar, 2. Lig için 20.000.-TL'den 40.000.-TL'ye kadar, 3. Lig için 10.000.-TL'den 20.000.-TL'ye kadar para cezası, saha kapama cezası veya seyircisiz oynama cezası eylemin ağırlığına göre birlikte veya ayrı ayrı verilebilir.”
Hükümlerine yer verilmektedir.
Özetle; kime/kimlere yapıldığının bir önemi olmaksızın, tezahürat ve fiili eylemlerin içeriği Futbol Disiplin Talimatı hükümlerine istinaden Profesyonel Futbol Disiplin Kurulun(PFDK)'nca değerlendirilmekte ve cezai işlemler uygulanmaktadır.
PFDK söz konusu durumlara ilişkin olarak, Hakem, Gözlemci ve Temsilci Raporları ile gerekirse yayıncı kuruluş görüntülerini esas alır.
Geçmişte bu tip durumları engellemek üzere gerçekleştirilen “ANONS UYGULAMALARI” bir dönem anlamsız bir biçimde maçın hakeminin sırtına yüklenmişti. Ancak sağlıklı yürümeyen bu sistem terkedilerek UEFA uygulamalarına uygun şekilde yeniden düzenlendi.
Bugünlerde ise, bu yük, Hakem ve maçın temsilcileri arasında paylaşılmaktadır. Bu uygulama UEFA uygulamasına paraleldir.
Bizdeki TFF Temsilcilerinin görev ve sorumlulukları, UEFA'daki “UEFA Match Delegate” ile tam örtüştürülmüştür.
Detaya inmek gerekirse, örneğin “ırkçılıkla” ilgili uygulanmak üzere, UEFA'nın 3.aşamalı bir eylem planı vardır. Bu UEFA Sirküleri aynen Türkiye Liglerinde de uygulanmaktadır. Sirküleri özetlersek, ilk tespit halinde, “derhal bu talimatlara aykırı eylemin sonlandırılmasına, yoksa maçın durdurulabileceği ya da tatil edilebileceğine ilişkin net bir anons”; devamı halinde; Hakemin maçı geçici olarak durdurması ve “bu kötü tezahürat ya da eylemlerin derhal kesilmemesi halinde Hakemin maçı tatil etmek üzere soyunma odasına gidebileceğine dair son bir ikaz”, olayların devamı halinde ise Hakemin soyunma odasına gitmesi ve maçı tatil edip durumu yetkili makamlara rapor etmesi olarak özetlenebilir.
Süper Lig'de maçlara, ‘TFF Temsilciler Kurulu' vasıtasıyla 3 TFF Temsilcisi atanır, hatta derbi ve önemli final maçlarına 4 Temsilci atanmaktadır. Bunlardan birisi, saha kenarında 4.Hakemin hemen arkasında görevini sürdürür ve oyun alanı ve akreditasyon güvenliği ve hakem ekibiyle iletişimi en yakından sağlayan kişidir ve FGAT olarak tanımlanır.
Burada, tespitin kimden geldiğinin bir önemi yoktur ve 4.Hakem vasıtasıyla kurulan iletişim önemlidir. Sahada bu durumu tespit eden ya da söz konusu ırkçılık şikayetini alan Hakem; 4.Hakem vasıtasıyla durumu FGAT'a bildirebilir ve koordinasyon sonucu anında gerekli anons yaptırılabilir.
Ya da ihlal tespitini tribünde bulunan TFF Temsilcisi yapar ise, 4.Hakem vasıtasıyla Hakeme de durumu bildirerek gerekli anonsun yapılması sağlanabilir.
Sonuç olarak, Türkiye liglerinde gerek kötü tezahürat gerekse sahaya müdahil olunan yabancı madde atımı ya da ırkçılık içeren eylemler söz konusu olsun; futbol disiplin mevzuatı anlamında, maçtaki her bir resmi görevlinin (hakem, temsilci, gözlemci) görev ve sorumlulukları vardır ve bu sorumluluklar maç öncesi, maç esnası ve maç sonrasında yapılan iyi iş birliği, iyi iletişim ve kaliteli koordinasyonla yürütülmektedir.