Işık doğudan yükselir ancak; İngiltere’deki ‘parlak*’lık göz kamaştırıyor!
2017'de Premier Lig'e çıkan Brighton & Hove Albion geçen yıl ilk kez Avrupa bileti aldı. Bu mütevazi takımın devlerle baş etmesinin sırrı neydi? İşte sorunun yanıtı...
The Seagulls: Martılar...
Türkçe'de "parlak" anlamına gelen Brighton'ın, İngiltere'nin en yaşanılan şehrinin bir takımı var. The Seagulls (Martılar) lakaplı Brighton & Hove Albion F.C. 1901 yılında kurulan Brighton & Hove Albion F.C, en başarılı zamanlarını 1979-83'te geçirmiş. 1983'te Manchester United ile Federasyon Kupası finali oynayan Albion, o sene ülke futbolunun en üst ligine veda etmiş.
90'lı yılların sonunda amatör kümenin eşiğine gelmiş. Kulübün kapısına kilit vurulmasına ramak kalmış. 90'lı yılların sonunda sıkı bir taraftar Dick Knight adındaki iş insanı imdada yetişmiş. Düşmeler ve maddi sıkıntılarla geçen 90'lı yılların sonunda 2000-2001 yılında şampiyon olarak üçüncü ligden bir üst lige çıkmışlar. Ertesi sezon 2. Ligi şampiyon tamamlayan Brighton, Premier Lig'in bir alt ligi Championship'e yükselmiş.
Kulübün kaderini değiştirdi
Kulüp tarihinin dönüm noktalarından biri de kulübü Tony Bloom'un satın alması olmuş. Brighton, 2017'de Premier Lig'e yükselirken; geçen sezon da UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkı kazandı.
Bloom'un kulübü satın alması sadece bir spor endüstrisi olgusu değil. Brighton, giderek daha fazla paranın etkisi altına giren bir sporda, diğer kulüplere işin sırrını gösterdi. Bir futbol kulübünün sadece teknik direktör ve kadrodan ibaret olmadığı; yatırım ve gelirlerin sac ayağını tamamladığı iyice gözler önüne serildi.
Kulübün sahibi Bloom, servetini bahis, at yarışları ve poker'den yaptı. Kulübü satın aldıktan bu yana Brighton'ın yapısını değiştirdi. Diğer kulüpler gibi en doğru teknik direktörü getirmeye çalıştı. Alt yapıya ayrı bir önem verdi ve yetenek havuzunu genişletti. Bunun ötesinde de transferde yaptıklarıyla İngiliz kulüplerinin arasından sıyrılmayı başardı.
Matematik diploması, poker ve at yarışlarındaki kariyer; Bloom'a cesaret ve bir şansı tespit ederek kumar oynama yeteneği bahşetti. Bu güçlü karışım yeterince zorlu; ancak memleketinin futbol takımına sevgisi de ona ayrı bir baskı yaratıyor. Geçtiğimiz birkaç yılda Brighton, oyuncuları tespit etme ve daha sonra bunları büyük karlarla satma konusunda uzmanlaştı.
Brighton'ın kasa dolduran transferleri
Oyuncu | Takım | Ödenen bonservis (M. Euro) | Kazanılan bonservis (M. Euro) |
Cucurella | Chelsea | 18 | 65 |
Ben White | Arsenal | 0 | 58,5 |
Mac Allister | Liverpool | 8 | 42 |
Bissouma | Tottenham | 17 | 29 |
Trossard | Arsenal | 16 | 24 |
Sanchez | Chelsea | 0 | 23 |
Burn | Newcastle | 3,5 | 15 |
Ayrıca 5 milyon Euro'ya bonservisi alınan Moises Caicedo için Chelsea'nin kasasından kolay bonuslarla birlikte kasasından 133 milyon Euro çıktı.
Brighton geç başladı arayı kapatıyor
Brighton'ın bu stratejiyi uygulaması biraz zaman aldı. Ancak gelinen noktada; Brighton'ın gözlem ve takıma katma ekibinin, oyunu farklı bir düzeye çıkardığı görülüyor. Veri analitiği firması Starlizard'ın desteğiyle kulüp gözlemcileri, birçok ülkenin futbolcusu hakkında derinlemesine bilgi sahibi. Gözlemciler, daha sonra yaptıkları araştırmalarla da yetenekli oyuncuları neredeyse sıfır maliyetle Brighton'a kazandırabiliyorlar.
Altyapıya önem veren kulüpleri yıllarca ağzımıza pelesenk ettik. Benfica, Borussia Dortmund, Ajax, Lille vs... Bu takımlar, keşfedip veya yetiştirip sattıkları oyuncularla yıllardır hatırı sayılır kârları kasalarına koyuyor. Brighton, bu stratejiye geç başladı; ancak hızla aradaki farkı kapattı. Daha da önemlisi keşfedilecek yeni alanlar bulmayı başardı. Son keşiflerin çoğu da Ekvador, Paraguay ve Arjantin gibi ülkelerden oldu. Bunlar genç yetenekler ve neredeyse tamamı 20'li yaşlarının başında.
2 yılda 320 milyon Euro'luk satış
Ekvatorlu Moises Caicedo 5 milyon Pound'a alındı. Paraguaylı Julio Enciso, 1 milyon Pound'a alındıktan sadece 6 ay sonra değerini 25 milyon Pound'a çıkardı. Facundo Buonanotte, Ocak ayında imzaladığı rakamın iki katı olan 12 milyon Pound değerinde. Satılan oyuncularla da kasa deyim yerindeyse doldu. Son iki yılda 16 futbolcunun satışından kulüp 320 milyon Euro kazandı.
Tüm bu genç oyuncuların gelişimi ve ilerlemesi göz önüne alındığında, Brighton'ın daha fazla mücevher üretebilecek gibi görünüyor. Teknik direktör Roberto De Zerbi de takımla harikalar yarattı. Brighton, sahası Amex'te, misafir takımlar için zorlu bir deplasman haline geldi. Takım da Böyle devam ettiği takdirde, Brighton'da işler çok daha 'parlak' olacak gibi görünüyor.