Işıtan Gün Galatasaray'ın kara defterini açıkladı: Transfer için Terim sinkaflı küfür etmiş!
Galatasaray'da Işıtan Gün sessizliğini bozarak transferde Fatih Terim, Abdürrahim Albayrak gibi isimler hakkında ağır suçlamalarda bulundu. 'Transferde bir çete var' tespitini kamuoyuna duyurdu.
"Hem dürüst olup hem korkacağım öyle mi?"
Işıtan Gün yazısına, "Artık aramızda olmayan çok sevdiğim bir büyüğüm şöyle derdi: Hem dürüst olup hem de korkacağım öyle mi? O zaman neden yaşıyorum?" diyerek başladı. 26 Mart'ta gerçekleşen Olağan Genel Kurul toplantısının Galatasaray tarihinde unutulmayacak yaralar açtığını belirten Işıtan Gün yazına şöyle devam etti: "Gerek Galatasaray camiasının, gerekse kamuoyunun bilmediği, ya da bir bölümünün işlerine öyle geldiği için görmezden geldiği bazı gerçekleri tüm yalınlığıyla paylaşmak istedim."
Işıtan Gün transfer raporu hazırlamış
19 Haziran'da Burak Elmas'ın başkan seçilip mazbatasını aldıktan sonra Başkan'ın talimatıyla Florya'ya gittiklerini vurgulayan Gün, "Son derece yapıcı ve verimli olduğunu düşündüğüm bir toplantı gerçekleştirdim. Bu toplantı öncesinde, Başkanımızın bana ilettiği, Florya tarafından hazırlanan 'transfer listesi'ni de ayrıntılı bir şekilde çalışmıştım. Toplantı sonrasında, 24 Haziran tarihinde “Transfer Süreçleri Hakkında” başlıklı bir rapor düzenleyerek, “Gizli ve Kişiye Özel” başlığıyla başkanımıza takdim ettim" dedi.
Galatasaray yöneticisi, Burak Elmas'tan aldığı onay ve izniyle, içinde geçen bazı şahıs ve kurum isimleri çıkartılmış halde yayınladı. Raporu şöyle:
“GİZLİ VE KİŞİYE ÖZEL
Sayın Başkan,
Bildiğiniz gibi 22 Haziran tarihinde Sn. Fatih Terim ile Florya’da bir toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantıda hocamızın ifadeleri, kulübümüzdeki karar süreçleri, daha öncesinde benimle paylaştığınız 2 transfer listesi dokümanı ve futbol dünyasından duyduğum, gözlemlediğim olaylar ışığında, Galatasaray’ın transfer süreçleri hakkındaki bu kısa raporu size takdim etmek istiyorum.
"Transferlerde yetki karmaşası yaşanıyor"
Gelen ve giden transferlerde tam bir yetki ve iletişim karmaşası yaşanmaktadır. Kimin hangi süreci, hangi yetki ve belirlenen hangi çerçevede götürdüğü hiçbir yazılı veya yazılı olmayan prosedüre bağlı değildir. Kararlar tamamen kişilerin o anki şahsi inisiyatiflerine göre alınmakta, herhangi bir sistematik raporlama metodu izlenmemektedir.
"Galatasaray'a yakışmayan büyük sorumsuzluk söz konusu"
Muhatap olduğumuz kulüplerle/temsilcilerle/futbolcularla olan iletişimde Galatasaray’a yakışmayan büyük bir sorumsuzluk söz konusudur. Nitekim Sn. Fatih Terim de bu konuyu dile getirmiş, kimi zaman üçüncü taraflardan kulübümüze gelen telefonlara veya yazılı muhaberata hiçbir dönüş yapılmadığına ilişkin şikayetlerini ifade etmiştir.
Fatih Terim 'S.....m limitini' demiş!
Yapılan transfer listelerinde, TFF Harcama Limitleri, FFP kuralları ve Bankalar Birliği Anlaşmasındaki taahhütlerimiz tamamen göz ardı edilmiş durumdadır. Uymakla mükellef olduğumuz yükümlülükler yokmuşçasına planlama yapılmaktadır. Dün yaptığımız görüşmede __________ bu konuyu hocamıza zaman zaman aktarmaya çalıştığını ancak teknik direktörümüzün bu konu gündeme geldiğinde sinirlendiğini, hatta dün de konuyla ilgili olarak “s.....m limitini” (kendi ifadeleridir) dediğini söyledi.
"Verilen yetkiler kaotik düzeyde"
Kulüpler, futbolcular ve temsilcilere verilen yetkiler kaotik ve dağınık vaziyettedir. Bu yetki belgelerinin kimler tarafından ve hangi onaylarla verilmiş olduğu bilinmez ve kanaatimce kontrolsüz bir durumdadır.
"Onayı yönetim değil Fatih Terim veriyor"
Mali etki arz eden kararların onay mercii, normal bir futbol yönetişim sisteminde olması gerektiği gibi Yönetim Kurulu’na değil, teknik direktörümüzün onayına tabi durumdadır. Dün ______’la yaptığım görüşmede de kendisi bu durumu teyit etmiştir. (Örneğin, _____’ten 1 sene sözleşmesi kalan _____ için gelen ve _____ Bey’e göre kabul edilmesi gereken 2 milyon Euro’luk teklifin reddedilmesi ve ______ tarafından 4 milyon Euro istenmesi gibi.)
"Terim SPK'yı dinlememiş, niye ücreti açıkladınız diye çıkışmış"
İlaveten, ______ dün yaptığımız görüşmede, bitirilen transferler hakkında KAP açıklamalarının yapılmaması gerektiğini, orada anlaşılan futbolcu ücretlerinin görülmesinin diğer oyuncularla yürütülen pazarlıklarda kendilerini zor durumda bıraktığını, bu durumu yönetim kuruluna defalarca ilettiğini ifade etmiştir. Kendisine SPK’nın ilgili kurallarını kısaca izah ettim ancak seçim sürecinde camiamıza şeffaflık adına verdiğimiz sözler hakkında ayrıca bir açıklamada bulunma gereği duymadım.
"Transfer listesi özensiz gayri ciddi hazırlanmış"
Hedef futbolcuların bulunduğu transfer listesi, hem şeklen ve hem de içerik açısından son derece özensiz, gayriciddi ve Galatasaray’ımıza yakışmaz durumdadır.
Şekli yanlışlara birkaç spesifik örnek vermek gerekirse, ekli 2 sayfalık transfer listesi dokümanında birçok oyuncunun temsilci adı eksik veya yanlıştır. Temsilci ____’ın adı yerine TV spikeri _____’in adı yazılmıştır. İki oyuncunun (_____ ve ______) resmi temsilcilerinin (TFF sitesinden teyit edilebilir) adı değil, “__” yazmaktadır.
"Transfer listesi bire bir sızdırıldı"
Listedeki isimler veya görüşülen diğer futbolcular her gün belirli bazı sosyal medya hesaplarında veya konvansiyonel medyada birebir yer almaktadır. Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi normalde bu tür sızmalar temsilciler tarafından ticari fayda edinme adına yapılmaktaysa da, kamuoyunda adı geçen isimlerin adeta ekteki transfer listesiyle birebir örtüşüyor olması, listenin kulübümüz dışında yer aldığını düşündürmektedir.
Bir temsilciye transferde büyük ağırlık verilmiş
İçerik açısından ise durum çok daha düşündürücü durumdadır. Mevkilere göre kategorize edilmiş uzun listede (ekte) bir temsilcinin (_____) ve onun yurtdışı network’ünde birlikte çalıştığı bilinen isimler normalde olması gerektiğinin çok üzerinde bir ağırlık taşımaktadır. Bu kişilerin diğer kulüp ve futbolcularla yaptıkları görüşmelerde, “Galatasaray’a bir oyuncu alınacaksa kendileri üzerinden gidilmesi gerektiği” yönünde ifadelerini bazı yurtdışı futbolcu temsilcilerinden duyduğumu, üzülerek ifade etmek zorundayım. Maalesef bu durum idari kadroda çalışan arkadaşların, transfer edilecek oyuncuların listesini belirlemede eşit mesafede olmadığını düşündürmektedir.
Oyuncularla Galatasaray'ın içinden temasa geçilmiş
Birkaç örnek vermek gerekirse, ___k listemizde bulunan _______ oyuncusu ______, şahsen ______ tanımaktayım ki kendisi aynı zamanda sözleşmeli oyuncumuz ______ da temsilcisidir. Bu kişinin bana ifadesine göre, ______ adı Galatasaray’a geçtiğimiz aylarda sohbet esnasında zikredilmiş, bu konuşmadan hemen birkaç gün sonra bir menajer (______) Kulübümüz adına aradığını söyleyerek oyuncuyla temasa geçmiştir. Kulübümüzden bu temsilciye yetki belgesi verilip verilmediğini henüz bilmiyorum. Konuyu muhatabı bizzat teyit etmiştir ki bu kişi ayni zamanda ____ gibi bir oyuncunun da temsilcisidir. Dilediğiniz an size teyit etmeye hazırdır.
Menajerliğini almak için girişimde bulunmuşlar
Bir başka örnek, ______ takımında oynayan santrfor _____’i menajer ______’in ortak iş yaptığı bir temsilci arayarak menajerliğini kendilerine vermesi halinde Galatasaray’a transfer edileceğini ifade etmiştir. Ancak bu oyuncunun resmi temsilcisi dünyanın en büyük ve ciddi ajanslarından olan _______’tur ve bu grubun en üst düzey temsilcilerinden _______ durumu bana aktarmıştır. İsterseniz teyit ettirebilirim.
"Fütursuzca transferde kontrol bizden verilmiş"
Maalesef örnekler bitmiyor.. . Transfer listesinde adı bulunan ve temsilcisi ______ olarak belirtilen ____ isimli oyuncunun bonservis bedeli 2-2,5m Euro olarak belirtilmiş olmasına rağmen, oyuncunun 500 bin Euro bedelle serbest kalabileceği öğrenilmiştir. Ayrıca bu konuşmada _____’in ortağının (______), Galatasaray’daki duruma ilişkin olarak “yönetimin değiştiğini, Hollanda’dan bir yöneticinin geldiğini (beni kastederek) ancak kendi adamlarının (2 isim vererek) devam ettiğini ve kontrolün değişmediğini fütursuzca ifade etmiştir. Bu konuşmanın muhatabı da diyaloğu size teyit etmeye hazırdır.
Galatasaray'a transferi engellemekle tehdit etmişler!
Yine aynı grup, halen kadromuzda sözleşmeli futbolcumuz olan ______’in transferi sürecinde devreye girmiş, oyuncuyu kendileri üzerinden çalışmazsa Galatasaray’a transfer ettirmeyeceklerini açıkça söylemiştir. Oyuncunun, gerek kulübümüze kendi temsilcisinin kim olduğunu yazılı olarak bildirmesine rağmen vazgeçmemeleri, ____’a anlaşılmasına rağmen transferin _____’a bitmesine neden olarak açıkça kulübümüzü zarara uğratmışlardır. Ben bu sürece ilişkin belgeleri ve iletişim kopyalarını bizzat gördüm, bir kısmı bende de mevcut. Başkan olarak dilerseniz ______’i yanınıza çağırarak tüm süreci kendisinden direkt dinleyebilirsiniz. Önümüzdeki günlerde son dönemlerde temsilcilerle yapılan sözleşmeler, tahakkuk eden ve ödenen tutarlar ile mevcut borç bakiyelerini Mali İşler Departmanı’ndan talep ederek ayrıca göndereceğim.
Kulüpte kimsenin bilmediği bir sistem kullanılmış!
Bir başka sakıncalı durum daha mevcut: Transfer listesindeki oyuncuların videoları, ______ adlı, üyelikle girilen bir web sitesinde yer almaktadır. Kulübümüzün IT departmanına bu alan adının kulübümüze ait olup olmadığı sorulmuş ve böyle bir alan adından veya sistemden haberdar olmadıkları yanıtı alınmıştır. (Alan adının kime ait olduğu görülmemektedir.) Dolayısıyla bu sistemi kimlerin işlettiği, kimlerin erişim hakkı olduğu Kulübümüzce bilinmemektedir. Zannediyorum fazlaca bir yorum eklemeye gerek yok.
Galatasaray'ın Avrupa'daki imajı yerle bir edilmiş!
Bu gözlemlerim ve tespitlerim ışığında, size daha önce şifahen arz ettiğim gibi, ne yazık ki transfer operasyonlarının bu çerçevede yürütülmesi, son yıllarda olduğu gibi bu dönemde de ileriye dönük ciddi riskler taşımakta ve Galatasarayımızın Avrupa futbolundaki imajını yerle bir etmiş durumdadır.
"Galatasaray'da transfer bir çete tarafından kontrol ediliyor"
Sayın Başkan,
Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarına çok az bir zaman kalmış olmasını göz önüne bulundurarak, bildiğiniz gibi dün gece sizin onay ve talimatınızla Florya’da çalışan _____’a mevcut duruma ilişkin raporu ve 24 Haziran (bugün) tarihinden itibaren süreçlerdeki bu dağınıklığın toparlanması için gerekli önlemleri içeren bir e-maili (ekte) gönderdim. Bu maili yazdığım saat itibariyle herhangi bir dönüş olmadı. Sonuç olarak, özetlemeye ve örneklendirmeye çalıştığım emareler, futbol şubemizde çok acilen ciddi tedbirler alınması gerektiğini göstermektedir. Söylemeye dilim varmıyor ancak ne yazık ki Galatasaray’ın transfer işlemleri adeta bir çete tarafından kontrol altına alınmış görünmektedir. Bu nedenle, alınacak tedbirlere ek olarak son yıllarda yapılan tüm işlemlerin bağımsız ve suiistimal olasılıklarını da muhakkak içerecek şekilde özel kapsamlı bir denetime tabi tutulması gerektiğini işaret etmektedir."
Bağımsız denetleme raporu bu yüzden yapılmış
Kendi hazırladığı raporu yayınladıktan sonra açıklamalarına devam eden Işıtan Gün, "Bu rapordan sonra futbol şubemizde yaşanan gelişmeler tüm kamuoyunun malumudur. Nitekim, Başkanımızın iradesi, çok sevgili Asaf Savaş Akat hocamız başta olmak üzere Denetim Kurulumuzun özverili çabaları ve nihayet uluslararası bir bağımsız denetleme kuruluşunun incelemeleri sonucunda, Kulübümüzün son 5 yılındaki transfer faaliyetlerine yönelik bir denetleme raporu hazırlanarak, başlıca bulguları, önümüzdeki yönetimlerin de devam etmesini umduğum bir uygulama olan üye bilgilendirme toplantılarının sonuncusunda bizzat Başkanımız tarafından üyelerimizle paylaşılmıştır" dedi.
"Rapor infial yaratmalıydı"
Işıtan Gün açıklamasına şöyle devam etti: "Uzun yıllardır spor yöneticisi olarak görev yapmakta olan ve futbol yönetimi üzerine 5 yıldır yurtdışında ders veren bir Galatasaraylı olarak söylemek zorundayım ki, basında cılız bir seviyede yer alan söz konusu raporun bulgularının tüm spor kamuoyumuzda bir infial yaratmamış olması, Galatasaray camiası içinde on yıllardır kendilerini dürüstlük ve şeffaflığın hamisi olarak konumlayan sözde duayen, özde Galatasaray siyaseti bezirgan “abilerin” bu raporun bulguları hakkında ne Divan Kurulu toplantılarında, ne Genel Kurul’da tek söz dahi etmemeleri, açıklanan bulgulardaki akıllara durgunluk veren uygulamalara imza atan ve normal bir spor ikliminde sokağa dahi çıkmaması gereken kişilerin camia içindeki yaşamlarına devam ediyor olması, camiamızdaki ve genel spor iklimimizdeki samimiyetsizliğin kahredici bir tezahürüdür."
40,5 milyon Euro menajerlik harcaması yapılmış
Galatasaray yöneticisi bağımsız rapordaki tespitleri hatırlatmak istediğini söyledi. Rapordaki tespitler şöyle:
* İnceleme döneminde Galatasaray toplam 40,5 milyon Euro tutarında menajerlik harcaması yaptı.
* Futbolcu, teknik adam, temsilci ve ı̇lişkili işlemlerde tespit edilen istisnai durumlar sebebiyle ortaya ilave maliyet ve yükümlülükler çıktığı tespit edildi.
* Kulüp altyapısında yetişen 11 sporcunun profesyonel futbolcu statüsünde başka kulüpler tarafından transfer edildiği ve Galatasaray'ın yetiştirme tazminatlarından ettiği feragatlara dikkat çekildi.
* Futbolcu sözleşmelerinde istisnai menajer komisyon maddeleri vurgulandı ve futbolcu sözleşmesinden sonra düzenlenen temsilci sözleşmeleri tespit edildiği ifade edildi.
Tek temsilciye 5,5 milyon Euro’nun üzerinde ödeme
* İncelenen dönem içinde toplam 19 transferde kabul gören %10 seviyesinin çok üzerinde komisyonlar ödendi.
* Birçok durumda bir futbolcu için iki, hatta üç menajere ödemeler yapıldı, karşı kulüplerle direkt müzakere etmek yerine araya sürekli belirli menajerlerin konuldu.
* İncelenen dönemde tek bir temsilciye 5,5 milyon Euro’nun üzerinde ödeme yapıldı.
"Yetki belgelerinde aynı vahim durum var"
Işıtan Gün, çalışma kapsamında, Galatasaray tarafından menajerlere verilen yetki belgelerinin de incelendiğini belirterek aynı vahim tablonun bir başka versiyonu ile karşılaşıldiğini söyledi. Raporda yetki belgeleriyle ilgili varılan tespitler şöyle:
* Yetkilerin çok büyük oranda birkaç grupta toplandığı tespit edilmiştir.
* Yapılan transferlerde ve transfer görüşmelerinde, muhatap kulüplerle doğrudan görüşmek yerine menajerler aracılığıyla müzakerelerin yürütüldüğü görülmüştür.
* Halen kadroda olan bir sporcumuzun eski kulübüne doğrudan transfer teklifi yapılırken, aynı gönderide bir menajerin de kulübümüz adına müzakereye yetkili olduğunu gösterir belgenin de gönderilmesi gibi olağan dışı uygulamalar tespit edilmiştir.
* Ayrıca, yakın dönemde bir temsilcinin tüm transfer dönemi için geçerli olmak üzere, kulübümüz adına futbolcu ismi zikretmeksizin tüm transferlerde yetkili kılındığı da görülmüştür.
Abdurrahim Albayrak'a isim vermeden salvo!
Işıtan Gün, daha sonra isim vermeden Abdurrahim Albayrak'ı sert sözlerle eleştirdi. Galatasaray yöneticisi şunları yazdı: "Eşi benzeri görülmemiş bu belgeye imza atan dönemin, sadece Falcao transferinde 3 ayrı menajere tam 3,75 milyon Euro’yu kulübümüze ödetmiş yöneticisi, camiamızın tepkisizliğinden güç alıyor olsa gerek, 26 Mart günü yapılan Genel Kurul’da büyük bir samimiyetsizlik örneği sergileyerek Burak Elmas yönetimini mali açıdan ibra etmeyen oyunu haziruna göstererek atmış ve 5 saat boyunca sandıkların etrafında cansiperane bir şekilde üyelere de aynı yönde oy kullanmaları yönünde telkinde bulunmuştur. Bu davranışı, Galatasaraylıların ortak vicdanına havale ediyorum."
"Galatasaraylılar Burak Elmas'a teşekkür etmeli"
Işıtan Gün, "Kendimi bildim bileli camiamızın resmi ve gayri resmi her ortamında, menajerlik giderleriyle ilgili pek çok konuşma yapıldığına hepimiz şahit olmuşuzdur" diyerek Başkan Burak Elmas'ın bu konunun üzerine gittiğini söyledi. Gün, "Şahsi görüşüm, kulübümüzün tarihinde bir ilke imza atarak, bu çok speküle edilen bu konunun üzerine büyük bir yüreklilikle giden Başkanımız Burak Elmas’a camiamızın içten bir teşekkür borçlu olduğudur" dedi.
"İlelebet bir engel olacak"
Işıtan Gün yazısına şöyle devam etti:" Çünkü umuyorum ve inanıyorum ki, Genel Kurul’da Galatasaray siyasetinde rol almaktan başka gayesi olmayan bazı kişilerin ve organize grupların bu cesur adımı külliyen yok saymalarına ve Başkanımızın tabiriyle “cambaza bak” yapmayı tercih etmelerine rağmen, bir milat teşkil eden bu adım, Galatasaray’ımızın kıt kaynaklarının önümüzdeki dönemde bu şekilde israf edilmesinin önünde ilelebet bir engel oluşturacaktır."
Gün genel kurulda neden bu açıklamaları yapmadı?
Işıtan Gün, kulüp için bu açıklamaları yaptıktan sonra kendisi hakkındaki konulara da açıklama getirmek istediğini açıkladı. Gün, "Öncelikle 'neden bu açıklamaları Genel Kurul toplantısında yapmadığım' şeklinde bir soruyla muhatap olacağımın elbette ki farkındayım. Samimiyetle ifade etmek isterim ki bu, son derece makul ve meşru bir sorudur. Ancak bununla birlikte, ne yazık ki son derece keskin fay hatlarıyla kırılmış olan camiamızda bu konuların ağır bir şekilde ajitasyon ve provokasyon güdüleriyle kullanılacağını Başkanımızla birlikte öngörmüştük" dedi.
62 konuşmacının hiçbiri bu konulara değinmedi
Galatasaray yöneticisi, "Nitekim, Genel Kurul’da söz alma talebinde bulunan 62 konuşmacının hemen hiçbirinin, yukarıda açıklamaya çalıştığım hakikatlere değinmeyerek, sadece yıpratmak amacıyla hayali senaryolar, dedikodular ve geçersiz varsayımlar üzerinden söylemler ortaya koyması bu öngörünün ne kadar isabetli olduğunu gözler önüne sermiştir" diye konuştu.
İntikam hırsıyla ibra etmediler
Işıtan Gün, kendilerinin ibra edilmemesini intikam nedeniyle olduğunu söyledi. Gün açıklamasına şöyle devam etti: "Dürüst bir şekilde söylenmesi gereken gerçek, 26 Mart günü Genel Kurul salonuna organize olarak gelen seçim kaybetmiş iki grup ve henüz Ekim ayındaki Genel Kurul’da ibra olmak için mevcut yönetimimize ve ekibimize her türlü şirinliği sergileyen önceki yönetimimizin başını çeken simaların, dönemlerine ilişkin gerçeklerin açıklanmasından duydukları rahatsızlık ve intikam hırsları nedeniyle, Genel Kurulumuzun konusu olan 6 aylık dönemde hiçbir usulsüzlüğe, tüzük veya mevzuat ihlaline imza atmamış, yakın tarihimizde bir ilk olarak Kulübümüzün mali borçlarını 1 kuruş artırmamış olan Yönetim Kurulu’muzun ibra edilmeyeceğinin zaten belli olduğudur."
"Yasal yollara başvurdum"
Işıtan Gün, kendisi hakkında iftira atanlar için yasal yollara başvurduğunu, eğer tazminat kazanırsa bunu Galatasaray altyapısına bağışlayacağını söyledi.
Burak Elmas'a övgü
Işıtan Gün, yazısının son bölümünü Başkan Burak Elmas'a ayırdı. Gün, "Bir Galatasaraylı olarak gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim ki, yönetim kurulundaki arkadaşlarımız ve diğer ekip arkadaşlarımızın her biri Galatasaray’ın yakın tarihindeki en samimi, özverili ve yetkin kişiler arasındadır. Böyle bir ekipte görev almış olmaktan her zaman kıvanç duyacağımın bilinmesini isterim. Beni tanıyan ve meselelerin özünü bilen yol arkadaşlarım olarak özellikle şahsımla ilgili konularda gösterdikleri, mert ve tavizsiz duruşları için kendilerine ömür boyu minnettar kalacağım" dedi.
"Kardeşliğimiz nefes aldığımız sürece baki"
Işıtan Gün şunları yazdı: "Başkanımız, hayatımda tanıdığım ve birlikte çalıştığım en nazik ve içten kişilerden biri olarak, son ana kadar seçim dönemi boyunca defalarca vurguladığı Galatasaray siyaseti tacirlerine ve “biz senin iyiliğini düşünüyoruz” palavralarıyla seçim şantajı yapanlara karşı net ve asil duruşuyla çok özel bir yerdedir, kardeşliğimiz nefes aldığım sürece bakidir."
Gün: Ümitsiz olmayacağız
Yurt dışında yaşadığım uzun yıllarda, kendisine “Galatasaray nasıl bir kulüp?” diye soranlara hep, “Galatasaray her şeyden önce birbirini seven, iyi insanların kulübüdür” diye cevap verdiği belirten Gün, yazısını şöyle betirdi: "Bugünse kürsüde belagat şehvetiyle bir nefret sarmaşığının tohumlarını beslediğimizi görüyorum. Bu sarmaşığın, kısa zamanda bütün iklimimizi sararak kendisinden başka hiçbir şeye yaşama şansı vermediği bir noktaya doğru gidiyoruz. Bu karamsar tabloya rağmen tabii ki ümitsiz olmayacağız. Samimi olmaya ve doğruları söylemeye devam edeceğiz, kim ne derse desin bu durumdan tek çıkış yolumuz, bu cesareti ve samimiyeti göstermektir. Dilerim ve inanıyorum ki yaşanan bu süreç, Galatasaray’ımızda: zır cehaletin ve değil, cesaretin ve sevginin, hamasi söylemlerin ve hayali mağduriyetlerin değil liyakatin, “ben kimseye hesap vermem” diyen zihniyetin değil, sorumluluk hissedenlerin, iç siyaset ve egolar uğruna doğruluktan şaşmakta beis görmeyenlerin değil, ne pahasına olursa olsun doğruların ve dürüstlüğün peşinde olanların, “ben içinde yoksam Galatasaray başarılı olmasın” arabeskliğinin değil, “yeter ki Galatasaray iyi olsun” diyebilenlerin, bunu yaşayabilenlerin, herkesle her zaman kavga arayışında olan ve hep haklı olduğunu iddia eden çatık kaşların değil, sevgi ve gülümsemeyle çalışanların, kibrin ve “ben bilirim”ciliğin değil, bilim ve aklın, Galatasaray meselelerinin “-miş’ler -muş’lar” değil, hakikatler ve somut gerçekler üzerine tartışıldığı, ve son olarak “düşmanımın düşmanı dostumdur” prensibiyle dün en ağır hakaretleri ettiği kişilerle bugün müttefik olanların artık önemsenmediği bir dönemin hakim olmasına vesile olur."