Yazarların Beşiktaş Trabzonspor yorumları: Ismael'de taktik zekası yok
Spor yazarları Atilla Gökçe, Mehmet Demirkol, Uğur Meleke, Ömer Üründül, Güntekin Onay, İskender Günen, Ali Ece, Beşiktaş Trabzonspor maçını değerlendirdi.
Mehmet Demirkol: Beşiktaş sürekli acelesi varmış gibi oynuyor
Mehmet Demirkol (Fanatik): Beşiktaş’ın yeni savunma hattının hem uyumsuzluk hem de biraz acelecilikten yaptığı hatalar oyuna damga vurdu. Ghezzal’ı kontrol altında tutmak bu tip bir maçta olmazsa olmaz. Trabzonspor bunu tam yapamadı. Ev sahibi çizgiye indi. Ancak burada da Beşiktaş’ın genel tercihi belirleyici oldu. Ghezzal’ın yokluğuna rağmen Beşiktaş'ın baskıyı kurması başarı. Ama santrforu ikileyene kadar pozisyon yoğunluğu sağlanamadı. Trabzon ise Trezeguet dışında Beşiktaş savunmasıyla başa çıkabilecek bir sürat bulamayınca sonunu getiremedi. Avcı bu sonuçtan çok mutsuz değildir. Ismael ne düşünüyor bilemiyorum. Beşiktaş hızlı değil, sürekli acelesi varmış gibi oynuyor. Puan durumundaki yer kötü değil ama bu hıza bir olgunluk katmak lazım.
Atilla Gökçe: Ismael bir winner değil
Atilla Gökçe: Karman çorman bir maç izledik… İlk yarıda topa sahip olan ev sahibi Beşiktaş topu kullanamadı. Uzun paslarla hücumu tercih ettiler. Saha bitti, top çizgileri geçti ama en az on kez gördük ki o top takım içinde adamdan adama geçmedi. Valerien İsmael’i eleştirenler haksızlık yapıyor evet. Fesat bir kampanya ile Başkan’ı da üzüyorlar... Tamam da… Bu maça Dele Alli ile başlamak, sakatlanan Ghezzal’ın yerine Redmond’la devam etmek hataydı. Bu maçtan sevinçle çıkan takım kuşkusuz Trabzonspor. Onca yorgunluk maratonundan güçlü bir rakibe yenilmeden dönmek elbette önemlidir. Uzun lig maratonlarında "Kazanan Takım" (Winner) olmak çok önemlidir. Başakşehir, Fenerbahçe maçlarından sonra dün de gördük ki Beşiktaş bu yıl böyle bir özellik sergileyemiyor. Çünkü İsmael bir (winner) değil!
Güntekin Onay: Ismael’de ne esneklik ne de pragmatizm var
Güntekin Onay (Hürriyet): Beşiktaş, evinde Başakşehir ve Fenerbahçe’den sonra bir diğer rakibi Trabzonspor’a da diş geçiremedi. Bu 3 maçın hiçbirinde İsmael’den güçlü bir başlangıç planı göremedik. Bu tip iç saha derbilerinde agresif, kararlı ve ev sahibi olduğunu hissettiren bir takım görmeyi beklerken tedirgin, taktiksel açıdan bir kurgusu olmayan ve rakipleri çok da rahatsız etmeyen bir Beşiktaş vardı sahada. Skorlardan bağımsız olarak tercih edilen futbol anlayışı Beşiktaş taraftarını rahatsız ediyor. Rakip ceza alanına atılan uzun toplar, orta alanın by-pass edilmesi ve çabuk sonuçlandırılan ataklarla kanat beklerini de pasifize edip etkin şekilde hücuma çıkartamamak. Takım boyunun uzun olması, topun değerini bilmeyen ve kolay kaybeden bir Beşiktaş. Futbol seyreden herkes bu kadronun top ayağındayken çok daha iyisini yapacağını görebiliyor. Ancak Ismael’de ne taktiksel bir yaratıcılık, ne esneklik ve ne de pragmatizm var. Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almak ve sorunlara çözüm üretmek mümkün değil.
Uğur Meleke: 68 metrelik genişlik 4-4-2 istiyor
Uğur Meleke (Hürriyet): Ligin ilk 9 haftası boyunca maçların sadece ilk 45 dakikaları oynansaydı Beşiktaş 21 puanla lider girecekti düne... Ama ilk 9 hafta boyunca maçlar bu kez de sadece ikinci devrelerden ibaret olsaydı, Beşiktaş 9 puanla küme düşme hattında bulacaktı kendini. Düne kadar zaten Beşiktaş’la ilgili en önemli tartışma buydu: Maçların bazı bölümlerine bakıldığında oyun iştahlı, arzulu, coşkulu. Ama skor bulunduktan sonra vites beşten bire düşürülüyor, o da İsmael’in eleştirilmesine neden oluyordu. Dün Beşiktaş hiç öne geçemedi. Maçın yaklaşık 50 dakikasını mağlup oynadı. Siyah beyazlılar, geriden gelmeye çalıştıklarında daha tutkulu göründüler. Ön alana çok daha kalabalık geldiler. Maçın neredeyse başından sonuna kadar en azından arayan-deneyen bir görüntü verdiler. Beşiktaş’ın dünkü hücum stratejisiyse genelde tek tipti: Siyah beyazlılar solda yoğunlaşıp konsantrasyon oraya toplandığında en sağa 50 metrelik bir kros pas... Ya da sağda yoğunlaşıp en sola 50 metrelik bir kros pas... Defalarca denediler bunu. Adeta sahanın 68 metrelik enini son santimine kadar kullandılar. Bu uygulamanın sonucunda da kenar ortaları geldi çoğunlukla. Eğer böyle bir stratejiyle oynuyorsanız ceza alanı içinde iki santrfor olması çok daha mantıklıydı. Bu 68 metre genişlikteki oyun 4-4-2 istiyor zira. O yüzden Cenk oyuna girdikten sonra daha etkili oldu bu ortalar. Cenk’in golü, Beşiktaş’ın maçtaki 25’inci ortasının ürünüydü.
Ömer Üründül: Tayyip Talha'yı erken övmek fayda getirmedi
Ömer Üründül (Sabah): Maç öncesi yaptığım analizde Beşiktaş'ın stoperde sıkıntılar yaşayacağını düşündüm. Saiss'in yerine oynayan Montero'nun maç eksiği vardı, ilk defa Taha ile oynayacaktı. İlk yarı kaleye üç orta geldi, diğer ikisine de rakip vurdu. Bu arada tabii ki istikbal var ama bazı genç oyunculara medyada erken övgüler yağdırmak fayda getirmiyor. Örnek: Tayyip Talha... Avcı, Siopis'i oyuna geç aldı. Daha evvel üçüncü hakkı olarak kullanmalıydı. Oynadığı hiçbir maçta iyi bir performans göstermeyen Yusuf Yazıcı bir de kırmızı kart gördü. Trabzonspor'un ağır Monaco maçından sonra Beşiktaş'tan aldığı 1 puan başarıdır.
Ali Ece: Mesele oyunculadan çok oyunda
Ali Ece (Fanatik): Beşiktaş ilk yarıda iki golü de haybeye yedi. İlk yarıda Beşiktaş’ın golü tamamen Beşiktaş’ın en güçlü kanadının başarısı: Rosier çok iyi sağ bek, Ghezzal çok özel bir oyuncu lakin ikisi arkalı önlü oynayınca Beşiktaş’ın sağ kanadı ikisinin bireysel yeteneklerinin toplamından daha da güçlü! Beşiktaş 2-1 yenik duruma düştüğünde bile Ghezzal- Rosier kanadı umut veriyor, Beşiktaş’ın oyununa başka bir boyut katıyordu. Ta ki Ghezzal tekrar sakatlanıp çıkana kadar! Sonrasında Beşiktaş oyuncu değişiklikleriyle 4-4- 2’ye dönene kadar vasatlaştı. Tek tek sabaha kadar oyuncuları değerlendirebiliriz lakin asıl mesele oyunculardan çok oyunda. Beşiktaş bu sezon ev sahibi olduğu ikinci derbide de tribünlerin beklediği performansı sergileyemedi.
Olcay Çakır: Tempoyu ilk yarı Trabzonspor ikinci yarı Beşiktaş belirledi
Olcal Çakır (Sabah): Monaco maçında harika işler yapan Trabzonspor için bu karşılaşmada güç ekonomik kullanılmak zorundaydı. Son derece kontrollü başladılar oyuna... Trabzonspor merkezi son derece başarılı kapatırken, rakibi Beşiktaş’ı kanatlara mecbur bıraktı... Trabzonspor gücünü 90 dakikaya yayabilmek adına ilk 45 dakikada özellikle “Tempoyu ben ayarlarım” diyen taraftı... Baskı modeliyle Trabzonspor ikinci golü de bulup soyunma odasına avantajlı gitti. İkinci yarı başladığında bu kez tempoyu ben ayarlarım diyen taraf Beşiktaş takımı oldu ve bu tempo Trabzonspor’un daha da yorulmasına sebep oldu. Yorgunluk emareleri, kenardan katkı düzeyleri Beşiktaş lehine olunca Trabzonspor açıkçası durumu mecburiyetler nedeniyle idare eden taraf oldu. İki kez öne geçip berabere kalmak kötü gözükse de, deplasmanda bir büyük ve stratejik önemde karşılaşmadan bir puanla çıkmak önemliydi. Üstelik enerjisinin büyük bölümünü Monaco maçında tüketmişken...
Erman Özgür: Büyük resme bakınca Beşiktaş…
Erman Özgür (Fanatik): Beşiktaş'ın iç saha avantajını kullanabilmek adına yapmaya çalıştığı coşkulu ve saldırgan başlangıç, Trabzonspor'un sahaya iyi yayılıp oyunu dar alana çekmesi ile boşa gitti. Dele Alli'nin pek etliye sütlüye karışmaması ve Ghezzal'ın da sakatlanması ile Beşiktaş soyunma odasına çok sıkıntılı gitti. 2. yarıya baskılı başlayan taraf sıkıntılara rağmen Beşiktaş'tı ancak hücumda final paslarının başarısızlığı, kamikaze gibi çıkışların dönüşünde Trabzonspor'un yakaladığı boş alanlar dikkat çekti. 60 dakikada Josef hatasında Bardhi golü atsa maçın fişini çekebilirdi. Beşiktaş için kısır döngü Valerien İsmael'in inadından vazgeçip Cenk ve Gedson'u erken oyuna aşması ile son buldu. Beşiktaş hamlelerin karşılığını 1 puan olarak aldı belki ama büyük resme bakınca kendi sahasında yine bir derbide 2 puan kaybetmiş oldu.
İskender Günen: Avcı'nın büyük maçlardaki oyunu
İskender Günen (Sabah): Abdullah Avcı'nın büyük maçlarda Trabzonspor'la ortaya koyduğu performans takımın lehine. Bordo-mavililer Avrupa'da Monaco karşısında aldığı 4-0'lık sonucun ardından fiziksel ve mental açıdan çok daha dirençli bir takımla karşılaştı. Maçın kırılma anı ikinci yarıda oyuna giren Enis Bardhi'nin kaçırdığı gol. Abdullah Avcı'nın stratejisi son derece oyunu kendi alanında kabul eden ve takım savunmasını öne çıkaran bir strateji. Aynı zamanda hızlı ataklarla çıkma, duran toplarla pozisyon yaratma anlayışı. Maçta ortaya koyulan takım savunması, Monaco gibi bir maçtan sonra alınan 1 puan hiç de küçümsenmemelidir. Avcı'nın Trabzonspor'a geldikten sonra takımın büyük maçlarda ortaya koyduğu oyun ve aldığı sonuçlar bu takımın tarihsel kimliğiyle büyük bir uyum içinde.
Ali Güldiken: Değişiklikler daha önce yapılsaydı Beşiktaş kazanabilirdi
Ali Güldiken (Sabah): Trabzonspor bu maçta çok net bir şekilde tempoyu düşürme üzerine bir felsefe ile oynadı. Bunu da makul görüyorum. Bu durumda hamle yapması gereken taraf Beşiktaş kulübesi... Oyun özellikle ikinci yarıda Dele Alli'nin yerine ikinci bir santrforu çağırıyor. Yani sahadaki oyun bağıra bağıra bunu istiyor. Nitekim Cenk değişikliği ile oyun buna karşılık verdi. Özellikle başta Dele Alli olmak üzere bu değişiklikler daha önce yapılabilseydi Beşiktaş bu maçı alabilecek yeterliliğe sahipti.
Cemal Ersen: Trabzonspor iyi yolda
Cemal Ersen (Milliyet): Trabzonspor’un bu koşullarda kazandığı puan, galibiyet kadar önemli. Böyle bir deplasmandan eli boş dönmemek küçümsenemez. Trabzonspor iyi yolda. Hocayı ve oyuncuları eleştirmekten vazgeçin. Futboldan anlamayanların acımasız eleştirileri takımlarına zarar veriyor.