İstanbul'da yaklaşık 5 bin taraftara işlem yapıldı

 İstanbul genelinde gerçekleşen spor müsabakalarının güvenliğini sağlayan Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü ekiplerince, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi kapsamında 2013'ten bu yana 4 bin 957 kişi hakkında işlem yapıldı. 

6222 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun", müsabaka öncesinde, esnasında veya sonrasında spor alanları ile bunların çevresinde, taraftarların sürekli veya geçici olarak gruplar halinde bulundukları yerlerde veya müsabakanın yapılacağı yere gidiş ve geliş güzergahlarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi amacıyla 2011 yılında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

İlgili kanun kapsamında, çeşitli spor dallarından müsabakaların güvenliğinin sağlanması amacıyla planlanan tedbirler çerçevesinde 2012 yılında kurulan Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü, 2013 yılında faaliyetlerine başladı.

İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan'ın talimatları doğrultusunda, Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü başta olmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı diğer tüm birimler de bu kapsamdaki çalışmalarını başarıyla sürdürüyor.

- İl genelindeki spor müsabakalarında 5 bin taraftara işlem yapıldı

Spor Güvenliği Şube Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgiye göre, şube müdürlüğü ekiplerince, Ağustos 2013-Kasım 2018 döneminde, futbol, basketbol, voleybol ve hentbol gibi çeşitli müsabakalarda olmak üzere, ilgili maddelere muhalefetten 4 bin 957 kişi hakkında işlem yapıldı.

İşlem konuları arasında birinci sırada bin 853 kişiyle spor alanlarına usulsüz seyirci girişi yer aldı. Ayrıca, spor alanlarına sokulması yasak maddeler ve müsabaka düzeninin bozulmasından 988, spor alanlarında taşkınlık yapmaktan 632, hakaret içeren tezahürattan 479, alkollü olarak spor alanına girmekten 368, müsabakanın güvenliğini bozmaktan 314, yasak alanlara girmekten 205, mala zarar vermekten 88 ve kasten yaralamadan 30 kişi işlem gördü.

Söz konusu dönemde futbol karşılaşmalarında 4 bin 583, basketbol müsabakalarında 358, voleybol maçlarında 14, hentbolda ise 2 kişiye işlem gerçekleştirildi.

Bu sürede, futbol müsabakalarında bin 291 Fenerbahçe, bin 231 Beşiktaş, bin 106 Galatasaray, 93 Kasımpaşa ve 79 İstanbul Başakşehir taraftarı işlem gördü.

 "Taraftarların bulunduğu her yer bizim görev alanımız"

Spor Güvenliği Şube Müdürlüğünde görevli Başkomiser Nadir Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi ve taraftarların müsabakaları huzurlu ve güvenli bir şekilde takip etmeleri amacıyla görev yaptıklarını belirtti. 

İstanbul Emniyeti'nin bütün birimleriyle spor müsabakalarında görev aldıklarını aktaran Öztürk, şöyle konuştu:

"Profesyonel olarak çalışmaya gayret ediyoruz. Önceden stadyum dışında veya içerisinde büyük taraftar olayları mevcuttu, buna hepimiz yakinen şahit olmuştuk. Şu an bu olaylar minimum seviyeye inmiş durumda. Bunda bizim ve bütün emniyet birimlerinin almış olduğu geniş kapsamlı tedbirlerin çok etkisi var.

Görev alanımız olarak hep stadyumlardan bahsediyoruz ama açıkçası taraftarların bulunduğu her yer bizim görev alanımız. O yüzden hem dışarıda hem de içeride herhangi bir olumsuzluk olmaması anlamında faaliyet yürütüyoruz. Bunun da büyük taraftar olaylarının eskiye nazaran azalmasını sağladığını söyleyebiliriz."

Öztürk, çalışmalar kapsamında hem çeşitli tedbirlerin alındığını hem de spor alanlarında şiddete, düzensizliğe ve suç sayılan fiillere sebep olan kişiler hakkında gerekli adli işlemler gerçekleştirildiğini kaydetti.

Suç sayılan fiilleri işleyenlere kanun kapsamında öngörülen bazı yaptırımların olduğunu da vurgulayan Öztürk, öncelikli yaptırımın, kişilerin spor müsabakalarını seyirden men edilmesi olduğunu söyledi.

"Passolig ve elektronik takip sistemiyle tespitte kolaylık"

Passolig uygulaması sonrasında güvenlik açısından meydana gelen değişimler hakkında bilgi veren Öztürk, "Taraftarlar açısından faydası olduğu gibi bizim açımızdan da faydası mevcut diyebiliriz. Bizim açımızdan spor alanlarında başkalarının müsabakayı huzurlu ve güvenli bir şekilde izlemesini engelleyenler ile şiddet ve düzensizliğe sebep olanları tespit edip yakalayarak, onları stadyumdan men etmemiz daha da kolaylaştı." diye konuştu.

Nadir Öztürk, passolig ve elektronik takip sistemleri sayesinde işlenen suç sayısında önceki yıllara göre azalma olduğunu, tribünlerde oluşan huzur ve güven ortamının da seyirci sayısını her yıl kademeli olarak artırdığını belirtti.

"Spor polisliği ayrı bir uzmanlık dalı"

Müdürlüğe bağlı görev yapacak personelin seçiminde aranan bazı şartlar ve onlara verilen bazı eğitimler olduğunu da anlatan Öztürk, şöyle devam etti:

"Özellikle fiziki yapısı düzgün, boyları belli bir seviyenin üzerinde ve belirli bir eğitimden geçmiş personeli görevlendirmeye gayret ediyoruz. Spor polisliğini aslına bakarsanız ayrı bir uzmanlık gerektiren bir polislik dalı olarak nitelendirebiliriz. Bu anlamda arkadaşların özellikle taraftar psikolojisini bilmeleri, ona hakim olmaları gerekiyor. Taraftarla mülaki olurken nelere dikkat etmeleri gerektiği, tribünde herhangi bir olay meydana geldiği zaman o kişinin o alandan nasıl çıkartılması ve uzaklaştırılması gerektiği ve özellikle oradaki diğer taraftarların psikolojisinin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair arkadaşlara uygulama ve eğitim alanında vermiş olduğumuz bilgiler ve eğitimler mevcut."

Başkomiser Öztürk, "İstanbul olarak Türkiye genelinden farklı olduğumuz gibi açıkçası dünya genelinden de farklı olduğumuz durumlar mevcut. Özellikle şu an en üst lig olarak tabir ettiğimiz Spor Toto Süper Lig ve bir alt liginde faaliyet gösteren 7 spor takımımız var ve bunların müsabakalarını 2017-2018 sezonunda yaklaşık 2 milyon 400 bin taraftar seyretmiş durumda." bilgisini paylaştı.

Bu oranın çok ciddi olduğunu ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:

"Dünya genelinden bahsedersek, aynı ilde birbiriyle rekabet halinde olan, çok ciddi taraftar potansiyeline sahip birden fazla takımın bulunduğu bir il olduğunu söylemek pek mümkün değil. Bu anlamda İstanbul olarak dünya genelinden farklılaştığımız için spor güvenliği anlamında da farklılaştığımızı söyleyebiliriz. Verdiğimiz eğitimler ve yapmış olduğumuz iş, diğer ülkelerdeki spor polislerinin yapmış olduğu işle karşılaştırıldığında, hem daha yoğun hem de profesyonel bir yaklaşım gerektiriyor."