- Her sezon zordur. Rakiplerle de yarışıyoruz ama önce kendimizle yarışıyoruz. Hatırlarsanız Beşiktaş bir dönem hiç ikinci bile olmadı üçüncü oldu. Zorlukları vardı ekonomik olarak, pozisyon olarak. Şampiyon olamayan bir halden şampiyon olur bir hale geldi. O dönemde ki heyecanla bugünkü daha farklı çünkü o zaman şampiyon olmakla uğraşıyordu. Şimdi şampiyonluğun verdiği bir güven var. Geçmiş başarılar, gelecek başarıların garantisi değildir. O yüzden rakipleri geçmekten çok kendimizi geçmemiz gerekir.
- Barcelona’yı seviyorum, futbol tarzını da beğeniyorum. Ama ben kendime hep başarabileceğim hedefler koydum o hedeflere de bugüne kadar ulaştığımı düşünüyorum. Avrupa’ya çıkabilsem isterdim Barcelona'yı çalıştırmak. Müzik dinlemeyi onunla uğraşmayı seviyorum, enstrüman çalmayı isterdim. Milli Takım’da Dünya Kupası kazanmayı isterdim. Şimdiki hedefse Şampiyonlar Ligi.
- Milli takımın antrenörlüğünü milli takım antrenörü yapar, kulübün antrenörlüğünü de kulüp antrenörü yapar. Boşta olsam milli takımın antrenörlüğünü düşünürdüm ama bir takımı çalıştırırken bırakıp da gitmek de tarzım değil. O yüzden gitmedim.
- Bizim dönemimizde antrenör olmak için 6 maç yönetmek gerekiyordu. Doğru karar için mutlu olmalısınız. Hakemler de hata yapacak. Yarışmada biri kazanacak, kaybeden de hatayı hakemde bulacak. Mazeretler bahaneler sizin işinizi başarıya götürmez. Ama yeri geldiği zaman eleştirilir. Nasıl bizde hata yapıyorsak sahada hakemler de mutlaka hata yapar.
- Bizim dönemimizde antrenör olmak için toplam 6 tane maç yönetmek gerekiyordu. 3’ü orta hakem diğer 3 tanesi de yan hakem olarak. O maçları da idare ettim. Sizin doğru karar alabilmeniz için ailenizin de toplumun da sizi mutlu motive etmesi gerekir. İnsan mutlu değilse doğru karar vermekte çok büyük zorluk çeker. (Akşam)