Jari Litmanen özel röportaj!
Ronald de Boer ve Şota Arveladze’den sonra röportaj sıramız Finlandiya tarihinin en büyük futbolcularından, Ajax’ın unutulmaz yıldızı Jari Litmanen’de.
-“Darülacaze için salonda” organizasyonu için çok uzaklardan geldiniz. Bu önemli proje için neler söylemek istersiniz?
Bu tarz şeyler yapmak çok önemlidir. Böylesine güzide bir yardım organizasyonunu futbol üzerinden yapmayı düşünmek bence çok akıllıca olmuş. Çünkü futbol dünyada hemen herkesin sevdiği, takip ettiği ve izlemekten zevk aldığı bir spor dalı. Biz de yardıma muhtaç yaşlı insanlara yardım için buradayız.
-Bu organizasyon kapsamında futbolculuk kariyerini noktalamış fakat bir döneme damgasını vuran yıldız futbolcularla spor salonunda futbol oynayacaksınız? Daha önce hiç kapalı bir spor salonunda futbol oynamış mıydınız?
Çok oynadım. Basketbol salonlarının içinde bile futbol oynardık küçükken. Zaten benim futbola başladığım yıllarda Finlandiya’nın Lahti şehrindeki futbol sahamızın da üstü kapalıydı. O yüzden bu organizasyon benim için hiç de zor olmayacak.
-Türk futboluna olan ilginiz ne düzeyde?
Tabii ki biraz takip ediyorum Türk futbolunu. Özellikle Avrupa’daki çeşitli spor kanallarının yayınladığı maç özetlerini izlerken Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’ne katılan Türk takımlarının oynadıkları futbolu da değerlendirme fırsatı buluyorum. Milli takımın grup maçlarını da takip ettim ve çok beğendim.
-Türkiye’nin Euro2016’da şansı nedir sizce?
Bence Euro2016’da herhangi bir takım kupanın ağır favorisi değil, her takımın kupayı alma şansı var. 1992 yılında bu kupayı hiç beklenmedik bir şekilde kazanan Danimarka Milli Takımı’nı ya da 2004 yılında yine aynı şekilde bütün otoriteleri şaşırtarak mutlu sona ulaşan Yunanistan Milli Takımı’nı unutmuş değiliz. Türkiye’nin de bu bağlamda şansı var bence. Özellikle 2002 senesinde Dünya Kupası’nda 3. olan Türkiye Milli Takımı’nı hatırlıyorum ve o yüzden bu yaz Avrupa Şampiyonası’nda “Neden olmasın?” diyorum.
-Toplam 7 farklı ülkede 10 farklı takımda futbol oynadınız. Bu kadar değişik ülkede futbol oynama tecrübesine sahip çok az futbolcu vardır sanırım.
Doğru söylüyorsunuz gerçekten çok ülke dolaştım. Bu sayede farklı kültürler tanıdım, çok fantastik hatıralarım oldu. Bundan dolayı da çok mutluyum.
Çok saygın bir futbolculuk kariyeri geçirdiniz. Size hiçbir zaman aklınızdan çıkmayacak maç hangisiydi diye sorsam, ne cevap verirsiniz?
İlk sıraya herhangi bir maçı koymak o kadar zor ki! Çünkü Şampiyonlar Ligi finali oynadım. Kupa finallerinde oynadım. Ulusal Liglerde çok önemli maçlara çıktım. Ajax formasını terlettiğim zamanlarda oynadığım Şampiyonlar Ligi finalini belki diğer maçlardan ayrı tutabilirim. Maçın sonlarına doğru attığımız golle Avrupa’nın en büyük kupasına ulaşmıştık.
Hazır Ajax demişken Ronald de Boer ve Şota Arveladze’ye sorduğum şu soruyu size de sormadan geçemeyeceğim. Bir Ajax efsanesi olarak eski takımınızın geçtiğimiz haftasonu son haftada şampiyonluğu kaçırması için yorumunuz nedir?
Her zaman söylerim. Son maçın bitiş düdüğüne kadar mücadele etmek gerekir. Erkenden havaya girmek doğru değil. Çünkü Hollanda Eredevisie liginde kolay maç yok. Bunu da tekrar gördük bu vesileyle. Tabi ki ben dahil hemen herkes Ajax’ın son haftada takılmayarak sezonu şampiyon olarak tamamlayacağını, PSV’nin de ikinci olacağını düşünüyorduk. PSV teknik direktörü Philip Cocu’yu çok iyi tanırım. O bile son maçtan önce şampiyon olma şanslarının olduğunu düşünemiyordu. Bu sezonu ikinci tamamlayacaklarını söylemişti. Fakat öyle olmadı. Bütün otoriteleri şaşkına çevirip kupayı müzelerine götürdüler. Sonuçta bu ne ilk ne de son! Bu tarz sürpriz sezon sonları daha önce de yaşanmıştı, gelecekte yine olacak kuşkusuz.
Bu organizasyona renk kattığınız ve bize de bu keyifli röportaj için vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Ziya Darende