Jorge Jesus ezber bozuyor... Trend belirleyici / Fenerbahçe haberi
Spor yazarları Atilla Gökçe, Uğur Meleke, Ömer Üründül, Ercan Güven, Faik Çetiner, Gürcan Bilgiç Fenerbahçe-Başakşehir karşılaşmasını değerlendirdi.
Atilla Gökçe: Bu heyecanlı koşu bile futbolseveri mutlu etmeye yeter!
Atilla Gökçe (Milliyet): Tam da şövalyelerin buluşması gibiydi Fenerbahçe - Başakşehir maçı… Puan cetvelinin ve istatistiklerin efendisi olarak takdir toplayan Fenerbahçe ve konuğu, birbirlerine önem vererek, saygı duyarak sanki düelloya değil, yuvarlak masa toplantısına katılmış gibiydiler. Özellikle ilk yarıda oyunun “kontrol ve savunma” yanı ağır bastı. Oyun 68’de yapılan üç değişiklikle hem hızlandı hem de Fenerbahçe adına yoğun bir baskı gösterisine dönüştü. Fenerbahçe parlak elbisesine toz kondurmadan, sezonun büyük takımı özelliğini daha da geliştirerek… En yakın rakibini yenip liderlik koltuğuna oturarak büyük iş yaptı.Bu takıma uzaktan bakanlar artık nereye gittiğini biliyorlar. Büyük konuşmayalım… Hedefine ulaşır ya da ulaşamaz. Hiç belli olmaz. Ama bu heyecanlı koşu bile futbolseveri mutlu etmeye yeter!
Uğur Meleke: Jesus bir trend belirleyici
Uğur Meleke (Hürriyet): Kadıköy’de ilk 75 dakika boyunca çokça çarpışma-mücadele, az pozisyon izledik maalesef. Özellikle Başakşehir’in ekstra pragmatik taktiğiyle 75 dakika boyunca vadettiğinin altında kaldı bu büyük maç. 75’e kadar Fenerbahçe rakip ceza alanında topa 25 kez dokunurken, Başakşehir sadece 4’te kalmıştı. Yani eğer boksta olduğu gibi bir ‘yan hakem oylaması’ olsa daha pozitif oynayan taraf Fenerbahçe’ydi o bölümde de. Ancak futbol boks değil. Kazanmak için gol atmalısınız. Bu noktada da Jesus devreye girdi zaten. 75’te oyuna gol şansı olan üç futbolcu birden sürdü; Pedro, Rossi ve Emre’yi. Jesus sadece bir teknik direktör değil. Ecnebilerin deyimiyle bir ‘trendsetter’. Trend belirleyici yani... Türkiye’ye geldiğinden beri trend belirliyor, ezber bozuyor. “Sadece küçük takımlar haftada bir maç yaparlar” dedi önce. Ardından üçlü-dörtlü savunma tartışmasını gülünç hale getirdi. Çünkü hiçbir şey fark etmiyordu onun takımında. Bu arada ‘ideal 11’ kavramını çöpe atıp bir ‘ideal 25’ yarattı Kadıköy’de. Ve dün o ideal 25’ten dördünü oyuna sokup çevirdi maçı.
Ercan Güven: Lig rotasının taslağı çizildi
Ercan Güven (Milliyet): Her rakibin çare üretmek için kafa patlattığı Fenerbahçe’nin agresif formatı, maçın son çeyreğindeki Jesus rötuşlarıyla Belözoğlu’nu aştı ve teknik direktörlerin teknik/taktik yarışı anlamındaki maçı “usta” olan kazandı. Bundan sonra Fenerbahçe’nin nereye kadar gideceğini ancak Fenerbahçe bilir. İster “Eksper” olur, ancak şampiyonluk garında durur… İster “duraklara” uğrar yarışa başka yolcuları da kabul eder. Ancak zorlu Başakşehir testini de geçtikten sonra arkasında tam kapasite statla onu kolay kolay durduracak bir rakip olmadığı ve derin kadrosu nedeniyle kendi kendine yavaşlaması da mümkün olmadığı için, bir anlamda lig rotasının taslağı çizildi dün gece.
Faik Çetiner: Fenerbahçe, Başakşehir duvarını yıktı
Faik Çetiner (Fanatik): Fenerbahçe için Başakşehir maçı Kadıköy’deki en ciddi lig oyunlarından biriydi. Bir başka deyişle yaşlı kurt Jesus ile genç kurt Emre Belözoğlu’nun taktik savaşı idi. Devre golsüz kapandığında hamleleri rakipten çok Jesus’tan bekledik. Ancak Portekizli hoca her zaman olduğu gibi hamlelerini sona sakladı. Başakşehir’in başarılı alan savunmasını ve sıkışan oyunu çözmek için Jesus’un son 15 dakika hamleleri geldi Emre Mor, Pedro ve Rossi oyuna girdi. Bu geciken hamlelere rağmen Fenerbahçe, Rossi’nin nefis golüyle, Başakşehir duvarını yıktı ve zorlu virajı döndü.
Ömer Üründül: Fenerbahçe bir sistem takımını yendi
Ömer Üründül (Sabah): Maçın genelinde disiplinli bir taktik savaşı izledik. Korakor ikili mücadeleler gündemdeydi. Net pozisyon hemen hemen yok gibiydi. Maç kısır bir döngüye girmiş gidiyordu. Ben de düşünüyordum 'Niye Jorge Jesus 60'larda yaptığı değişiklikleri açıkça gerektiği halde yapmıyor' diye. Nihayet 3 doğru hamleyi biraz geç de olsa yaptı. Sonrasında maçın rengi tamamen değişti. Müthiş bir Fenerbahçe baskısı ve tehlikeleri başladı. Geliyorum diyen gol de Rossi'nin güzel vuruşuyla geldi. Fenerbahçe dün geceye kadar 13 maçta sadece 3 gol yemiş ki ikisi penaltıdan, güçlü bir sistem takımını zorlansa da yenerek çok önemli bir 3 puan aldı. Emre Belözoğlu'nun Jesus'un yaptığı hamleler karşısında yaptığı değişikliklerden hiçbir olumlu fayda gelmedi. Girenler çıkanları arattı.
Gürcan Bilgiç: Gövde gösterisi
Gürcan Bilgiç (Sabah): Ligin zirve mücadelesinin, tam bir bilek güreşine döndüğü, tadından yenmeyecek bir maç izledik. Maç öncesinin tartışmaları yine aynı… "Rakibin Fenerbahçe'ye gol atması için ne yapması lazım, öne çıkan defansın zaaflarından nasıl yararlanılır" konulu, "çok bilinenli" görüşler vardı. Bunu yapabilecek en iyi takımdı aslında Başakşehir. Herkes akıl veriyor ama ligin taktik disiplini, pas yüzdesi, oyun aklı en yüksek takımı Başakşehir bile burada gedik açamıyordu.Kazanmak kadar, önemli bir gövde gösterisiydi bu. Hak edilmiş galibiyetler ve puanlarla hükmediyorlar sezona.
Serkan Akcan: Jesus, senaryoyu değiştirmeyi başardı
Serkan Akcan (Fanatik): Başakşehir’e karşı hücumun tıkandığını fark etmesine rağmen oyuna müdahale için 74’e kadar bekleyen Portekizli hoca, Rossi, Pedro, Emre Mor’u aynı anda sahaya sürerek senaryoyu değiştirmeyi yine başardı. Bu sayede Fenerbahçe oyun genetiğini tarif eden bir gol atarak maçı kazandı. Fenerbahçe’ye karşı başınıza gelecek en kötü şey çıkarken baskıda topu kaybetmek. Jesus, topu kazandıktan sonra takımının ne yapacağını öylesine ezberletmiş ki, herkes gözü kapalı kaleye nasıl gideceğini biliyor. Gelelim Fenerbahçe savunmasına. Sezon ortalaması 2 civarı olan Başakşehir’in sadece ilk yarıda 4 ofsayta düşmüş olması Fenerbahçe savunma çizgisinin ne kadar iyi çalıştığının bir göstergesiydi.