Kadınlar isyan bayrağını çekti!
Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği (KASFAD) olarak, son bir haftadır yaşananlarla ilgili bir açıklama yayınladı..
Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği'nden yapılan açıklama şöyle:
"Son bir haftadır ülkemiz spor alanında yaşanılan gelişmeleri büyük bir üzüntü ile takip ediyoruz. Öncelikle, sporda kadına yönelik şiddet ile her ortamda mücadele etmeyi önüne koyan KASFAD olarak stadyumlarda, medyada ve sokaklarda kadına yönelik söylemsel ve davranışsal şiddet içeren her türlü eylemin karşısında olduğumuzu ve bu alandaki spor insanlarını ve spor kurumlarını daha özenli davranmaya davet ettiğimizi bildiririz.
Futbol maçlarında kadın mankenlerin rakip bayrak ile yakılması, maçların öncesinde rakip takım forması giydirilmiş cansız mankenler için kına geceleri düzenlenmesi, futbol stadyumlarında süreklileşen cinsiyetçi tezahüratlar ve son olarak bir futbol kulübü başkanının “Ben kadın gibi 100 sene yaşayacak yerde adam gibi bir sene yaşarım” söylemlerinin hepsinin ortak noktası kendinden olmayanı aşağılamaları ve küçük düşürmeleridir.
Tarihsel süreç içerisinde, futbolda rakip takımların kadınlar, heteroseksüel olmayan bireyler ve nefret edilen ülkelerle eş tutulmasının zemininde futbolun erkeklerle ve erkeklikle kurulan güçlü ilişkisi vardır. Toplumsal alanda futboldaki galibiyetlerin bir fetih olarak algılanmasıyla türeyen militarizm, toplumsal cinsiyet rejimlerinin de etkisiyle cinsiyetçi ve homofobik söylemler ile birleşmektedir. Bu da futbolu oyun olmaktan çıkarmakta, erkeklerin savaş meydanına çevirmektedir. Artık buna bir son verilmelidir. Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir. Bu şiddetin önlenmesinin temel yolu cinsiyet eşitsizliği ve kadına yönelik ayrımcılıkla mücadeledir. KASFAD olarak bizler, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının spor alanında hayata geçirilmesi ve sporda kadına yönelik şiddetin önlenmesi için görevimizin başındayız. Sporda ve özelinde futbolda kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için spor insanlarının, spor federasyonlarının, kulüp yöneticilerin ve medyanın cinsiyetçi dil ve üretilen nefret söylemleri karşısında daha fazla duyarlılık göstermeleri gerektiğini düşünüyor ve ilgili kurumları bu konuda görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz"