Kanadalı basketbolcu, olimpiyatların Fransa'ya verilmesini eleştirdi!
Kanadalı basketbolcu Fitriya Mohamed, Fransa'nın Müslüman kadın sporcular için uyguladığı başörtüsü yasağını çifte standart olarak değerlendirdi. Paris 2024 Olimpiyatları'nda yaşanan yasağın olimpiyat ruhuna aykırı olduğunu ve bu ülkelerin büyük etkinliklere ev sahipliği yapmaması gerektiğini belirtti.
Mohamed, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda, Müslüman Fransız kadın sporculara getirilen başörtüsü yasağına ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu. Aslen Etiyopyalı olan Müslüman sporcu, Paris'teki başörtüsü yasağının yalnızca Müslümanlar için değil, tüm spor camiası için bir utanç vesilesi olduğunu, olimpiyatların ruhuna aykırı bir karar olduğunu düşündüğü bu uygulamanın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını kaydetti.
Olimpiyatların, sporcular için yıllar boyu sürdürülen bir çalışmanın en önemli meyvelerinden olduğunu, dini, etnik kimliği veya inancı nedeniyle bir sporcunun bu denli büyük bir organizasyondan mahrum bırakılmasının son derece acımasız ve ikiyüzlü bir karar olduğunu ifade eden Mohamed, Fransa hükümetinin aldığı kararın Müslüman başörtülü sporculara karşı ayrımcılık teşkil ettiğini ve olimpik hareketin temsil ettiği değerlerle çeliştiğini dile getirdi.
Mohamed şöyle devam etti:
"Fransız hükümetinin bu davranışı Müslüman başörtülü sporculara karşı ayrımcılık teşkil etmekte ve olimpik hareketin temsil ettiği değerlerle çelişmektedir. Burada açık bir çifte standart söz konusudur. Spor camiasının doğru yönde ilerlemesini istiyorsak, IOC'nin olimpik hareketin değerlerine karşı çıkan spor federasyonlarını ve ülkeleri daha iyi uyarması gerekir. Bu ülkelere olimpiyatlar gibi büyük etkinliklere ev sahipliği yapma fırsatı verilmemelidir."
Özellikle Batı dünyasının, İslam'ı ve onun temsil ettiği değerlere karşı önyargılı bir tutum sergilediğini, bunun yanı sıra Batılı Müslüman kadınları yönetip hayatlarına karışmaya çalıştıklarını dile getiren Mohamed, "Batı genellikle Müslüman kadınların ne giyip ne giymemesi gerektiğini kontrol etmek istiyor. Bu kadar çok Müslüman kız ve kadının kendi ayakları üzerinde durması ve Batı standartları yerine Allah'ın yaşam tarzını seçmesi onları rahatsız ediyor. Sonuç olarak, başörtüsü yasağı gibi politikalar uygulayarak bu kadınlara meydan okumaya çalışıyorlar ve Batılı anlatılarına uymaları için başörtülerini çıkaracaklarını umuyorlar." diye konuştu.
Ülkede yaşananların Avrupa'da artan aşırı sağ hareketleri ile doğrudan bağlantılı olduğunu ancak bu kadar büyümesinde sosyal medyadaki provokasyonların etkili olduğunu dile getiren Acar, "Başbakan Keir Stramer, sosyal medya platformlarına karşı serzenişte bulunarak sanal ortamda yayılan yalan bilgiler ile provokasyonlara karşı dikkat çekmişti. Sosyal medyada bugün Türkiye'nin de içinde bulunduğu Instagram meselesi, İngiltere için de söz konusu. Sosyal medya sayfalarında paylaşılan bu bilgilerin, yazıların, paylaşımların kontrol altına alınması gerektiğini ifade ediyor. Kontrol altına alınmazsa bu durumda sosyal medya şirketlerinin işlenen suça alet olacağına vurgu yapmıştı." diye konuştu.
Kanada'da Müslüman sporcular benzer yasaklar ile karşı karşıya
Mohamed, Fransa'da olimpiyatlar ile gündeme gelen başörtüsü yasağının ülkesi olan Kanada'da da var olduğunu, Müslüman sporcuların benzer uygulamalar ile spordan veya gündelik hayattan soyutlanmaya çalıştıklarını kaydetti.
Mohamed sözlerini şöyle sürdürdü:
"Quebec'te, öğretmenler ve polis memurları gibi kamu çalışanlarının iş yerinde dini semboller takmasına izin vermeyen Quebec laiklik yasası nedeniyle başörtüsü takan Müslüman kadınların kendilerini hedef alınmış hissettikleri olaylar yaşandı. Yakın zamanda Montreal'de faaliyet gösteren bir boks kursu, başörtüleri nedeniyle Müslüman kızları kovduğu için medyada manşetlere taşınmıştı. Esasında Quebec'in Fransa ile olan güçlü ilişkisi göz önüne alındığında, bu davranış karşısında şok olmadım. Kanada federal hükümetinin devreye girmesi ve bu konuyu ele alması gerekiyor zira ülkemizin gittiği yön açısından kabul edilebilir bir durum değil."
Kanada'da spor yapmak isteyen ancak başörtüleri nedeniyle buna izin verilmeyen sporcular için kendisinin bir basketbol ligi kurduğunu, buna "Müslüman Kadınlar Yaz Basketbol Ligi" adını verdiğini, buradaki en önemli misyonlarının Müslüman kadınlara, basketbol ile ibadetleri veya inançları arasında bir seçim yapmak durumunda bırakmamak olduğunu söyledi.
MWSBL ile ilgili değerlendirmede bulunan Mohamed, şu ifadeleri kullandı:
"MWSBL'nin varoluş nedenlerinden biri de Müslüman kızların ve kadınların inançları ve sporları arasında seçim yapmak zorunda kalmamalarını sağlamaktır. Varlığımızla, toplumumuzdaki kız çocukları ve kadınlar için ayrımcılığı ortadan kaldırıyoruz. Amacımız, Müslüman kızların ve kadınların kendilerini güçlü hissedebilecekleri, kız kardeşliği teşvik edebilecekleri, inançları aracılığıyla bağlantı kurabilecekleri ve basketbol oynayabilecekleri güvenli bir alan sağlamaktır."
"2024 yılında başörtü, endişelenmemiz gereken bir şey olmamalı"
MWSBL'yi kurmaktaki amaçlarından biri de kendisi gibi basketbola tutkusu olup inancı nedeniyle çekinceleri bulunanlara "başka bir yol" olabileceğini de göstermek olduğunu söyleyen Mohamed, "MWSBL kar amacı gütmeyen, Müslüman kızları ve kadınları basketbol aracılığıyla birleştirmeye adanmış Toronto merkezli kar amacı gütmeyen bir kuruluş." diye konuştu.
Kendisinin, inancı nedeniyle basketbol oynadığı yıllarda karşılaştığı engeller ile karşılaşmaması için spor aktivizmine yöneldiğini dile getiren Mohamed, yüksek lisansını sporda savunuculuk ve aktivizm girişimleri üzerine yaptığını, akademik olarak bu alanda çalışmalarını sürdürdüğünü, dini nedeniyle geri plana itilen sporcuların sesi olmak istediğini söyledi.
Batılı spor otoritelerini İslam'ı anlamaya ve Müslüman sporcuların üzerindeki baskıyı, engeli kaldırmaya çağıran Mohamed, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu ayrımcı eylemin gerçekleşmesine izin verdikleri için Fransa Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi beni son derece hayal kırıklığına uğrattı. Dualarım bu yasaktan olumsuz etkilenen Fransız Müslüman kardeşlerimizle birlikte. Umarım bu sorun kısa sürede çözülür çünkü bu ayrımcı hareket 2024 yılında endişelenmemiz gereken bir şey olmamalı. Müslüman kadınların uluslararası düzeyde yarışmasının önünde zaten pek çok engel varken, başörtüsü meselesi de artık onlardan biri olmamalı."