Karius'un sıkıntısını canlı yayında açıkladı!
Spor yorumcusu ve eski futbolcu Rıdvan Dilmen, NTV'de yayınlanan programda Medipol Başakşehir - Beşiktaş maçı hakkında açıklamalarda bulundu
2-2 biten Galatasaray - Fenerbahçe maçından sonra bugün Kasımpaşa'da yenildi. Kazansa maç fazlasıyla liderdi sanırım. Kadrosunda çok önemli oyunular var Başakşehir'in. Adebayor, Emre gibi oyuncular olmamasına rağmen değişiklik yapmadan aynı oyun sistemiyl Beşiktaş karşısına çıktı ve oynadı. Beşiktaş'ta geçen haftaki aynı forvetlerle maça çıktı. Başakşehir takımı geçmiş yıllara göre daha az üretiyor ama kazanıyor.
Başakeşhir'e karşı asla çift forvet oynamam. Herkese oynarım ama Başakşehir'e karşı oynamam. Karşılaşma 0-0 iken Beşiktaş daha fazla hücum yapan taraftı. Türkiye'de pas tarafiğini en iyi yapan futbol takımı tartışmasız Başakşehir.
Ben olsam Pektemek'e teşekür ederdim ve orta sahaya bir oyuncu alırdım. Başakşehir'e karşı ama. Başakşehir'e karşı çift forvetle oynanmaz. Başakşehir beklentilerin altında ilk yarıyı 1-0 önde kapattı.
İkinci yarı her şey olur. Karius'un sağ tarafında bir sıkıntı var sanırım. Bana göre iyi bir kaleci bu golü yemez. O yüzden biraz soru işareti kaldı.
Fenerbahçe'ye 14 puan fark atmış Başakşehir. 6 maçta sadece 1 gol görmüş ve rakip ağlara 4 gol atmış. En yakın rakibine de 4 puan fark atmış. Doğru oyun ve doğru durmak lazım. Önde oyuncularda fifti fifti oyuncular. Visca iyi oyuncu ama süper futbolcu değil. Elia da öyle.
Borcu olmayan nadir kulüplerden bir tanesi Başakşehir. Yabancı oyuncu tercihleri doğru ve ayağını yorganına göre uzatıyorlar. Şaka maka büyük kulüplerin devre arası transfer yapamaz durumdayken Başakşehir'in bunu değerlendirmesi lazım. Tesis, antrenör, oyuncu var. Bir tek taraftarları yok. Herhalde ligimizde hakemlere en az itiraz eden takımıdır.
Mert bugün harika oynadı. Babel mermi gibi vurdu orada. Caner etkiliydi bugün ama olmadı. Öndeki ikili alışıla gelmiş ikili değil. Toplam ikinci maçına çıktı Pektemek. Beşiktaş her şeye rağmen şampiyonluk yarışının içinde kalmaya devam ediyor. Ancak bu formuyla yarışın içinde uzun süre kalması çok mümkün değil. Beşiktaş’ın sistemi karışık, oyun disiplininden kopuklar. Bu yüzden organizasyonunu gözden geçirmesinin şart olduğunu düşünüyorum.
Ben asla Başakşehir'e karşı 4-4-2 oynamam, bir tek Başakşehir'e karşı oynamam. Benim beğendiğim Başakşehir bu değil. 1-0'larla ne kadar giderler bilmiyorum. Fakat korkunç savunma disiplinleri var. Ama hücum alışkınlıkları geri gitmişler. Avcı yerli Ferguson'dur. Avantajları vardır, dezavantajları da vardır. Benim hayalimdeki Beşiktaş'ın santraforları bunlar değil. Beşiktaş’ta ileri uçta Mustafa Pektemek ve Love oynadı. Beşiktaş’ın Demba Ba, Gomez, Aboubakar ve Cenk Tosun sonrası bu seviyede bir santrafor problemi yaşıyor olması kadronun kötü planlandığını gösteriyor. Mustafa ve Love ilk 11, yedek Larin ise ilk 18 oyuncusu değil maalesef. Şampiyonluk için taraftar gücü olsa 2-3 sene forse eder Başakşehir. Devre arasında kimse transfer yapamaz ama Başakşehir yapar. Başakşehir daha iyi olmalı.
VAR'da devreye girdiği için 100 dakikalık bir maç oldu. Topa daha sahip olan taraf Beşiktaş'tı. Medipol Başakşehir takımı kapasitesinin henüz altında. Ama en yakın rakibine 4 puan fark attı. En başarılı yönetilen kulüp Başakşehir. Scout ekibi gençlere yatırım açısından dolayı değil. Gerçektende organizasyon ve transfer olarak başarılı bir kulüp Başakşehir. Antalyaspor takımı eksi bir averajla Avrupa kupalarına katılma şansı yakalamış durumda.
Bugün üçüncü bölgeye kadar iyi gelen Beşiktaş'ın Quaresma'ya çok ihtiyacı vardı. Bugün çift forvet oynadın ama kanattan orta gelmedi. Caner'de yetmedi bugün. Ben olsam Mustafa Pektemek ile başlamazdım. Ljajic olabilirdi. Başakşehir kalabalık orta saha ile basıp çıkabilirdi. Bugün Mert'in de enteresan kurtarışları vardı. Futbolda hiçbir şey sürpriz değil. Başakşehir'in aldığı sonuçlar bana sürpriz değil.
Benim tercihim Ljajic veya Oğuzhan olur. Hocanın tercihi. Ama bana göre yanlış tercih yaptı Şenol Güneş. Çok forvet oyuncusu seni galibiyete götürmeyebilir. Çok forvet oynamak günümüzde kaos futboluna götürüyor. Futbolun doğrusunu bir tek Başakşehir oynuyor. Bir de olumsuzluklara rağmen Antalyaspor oynuyor.
Lütfen Kulüpler Birliği Başkanı sayın Fikret Orman'a ricada bulunuyorum; "İlk toplantınızda gündeme getireceğiniz en önemli konu Türk futboluna yapacağınız en büyük iyilik, bakın bütün teknik adamların çoğu yüzde 90'ı canı yandığında hakemlere fena saldırıyorlar. Canları yandımı hakemlere yürüyorlar. Kulüp ayırt etmeksizin."
Dün Valbuena'dan çıktığnı gördük mü? Hakem açısından değil. Ama maalesef protokol da bu yok. Bu olmalı mı olmamalı mı tartışma getirir. Ama Ozan benden çıktı diye geriye koşarken Fırat Aydınus korner gördü. Biz görebildik mi net olarak temiz, göremedik. Demek ki bizim kamera sayımız az. Biz top Ozan'dan mı çıktı, Roman'dan mı çıktı bugün itibariyle gördüğüm görüntülerden Ozan gibi geliyor bana yüzde 80. Ama o da gol oldu.
Bak Fenerbahçe Kulübü 1 saat önce açıklama yaptı. O gol konuşuluyor da bizim yediğimiz ikinci golde bundan diyor. Ama sadece çok sağlıklı olmazsa, peki kamera sayısını arttırın biz Ozan'dan mı çıktı Roman'dan mı çıktı görebilelim. Bu da aslında hakemlerimize giderken biraz durmamıza sebep oluyor. Çünkü biz Avrupa'da bu hakemler diğer meslektaşlarından haksız rekabet içerisinde. Yeteneklerini yeteneksizliklerini tartışmıyorum. Ben Fatih Terim'in dün basın toplantısındaki hakem tekniği, hakem psikolojisine diğer şeylerine takılmam ama ona katılıyorum.
Hakemlerin elini Almanya Bundesliga'da, İspanya'da uygulanan Dünya Kupası'nda, Hollanda'da, İtalya'da yayıncı kuruluş kolaylaştırıyor. Gittiği zaman temiz görüntü geliyor. Bir tane izleyiciye soruyorum; Dünya Kupası'nda kafasında herhangi bir çizgi flu kaldı mı? Herhangi bir pozisyonda flu kaldı mı? Çünkü 35+ örümcek vardı. Sen burada sıkarsan bizim yangınımızla 13-14 bilemedin 16-17. Bu arada bu futbola verdikleri paradan dolayı da teşekkür ederim. Bunda da bir nankörlük yapmayalım. Maaliyeti ne kadar açıkcası merak ediyorum.
Bu konuda da Türkiye Futbol Federasyonundan ekonomik destek bekliyorum. Gerçekten de ben merak ediyorum. Diyelim ki ortalama 14 kameramamız var Anadolu maçları için söylüyorum. Biz konuşunca büyük takımlar için 16-17'ye çıkıyor. Muhtemeln dün o kadardı. Yetti mi? Biz 21. yüzyıldayız. Ozan'dan mı çıktı Roman'dan mı çıktı biz yarım saatte anlayamadık. Zaten kural da öyle bir şey yok.
Ama ne oldu? Protokol da olmayan bir şey tartışıldı. Bir hakem hatasıdır, yapılabilecek bir hatadır. Ozan'ın pozisyonunda yapılabilecek bir hatadır. Ben auta gitmiş olsa dahi kaldı ki Ozan koşarak geriye gidiyordu ona rağmen ben Fırat Aydınus'u hata derim fakat yapılabilecek bir şeydir. Fakat o görüntüler sağlıklı değil. Tekrar söylüyorum, Beşiktaş - Fenerbahçe maçında ben bir video görüntüsü yolladım Kulüpler Birliği Başkanı Fikret Orman'a gözlerine inanamadı. Ben şimdi koyabilme yaağım olmasa vallahi billahi herkes şaşırır. Demek ki bu kadar fark olamaz. Yani grii-beyaz değil, siyah-beyaz kadar farklı görüntüler.
Türkiye’den 5 şampiyon çıktı. Bu takımlara bir 6.’nın olarak Başakşehir'in eklenebileceğini düşünüyorum.Bunu sadece bu sezonki durumla söylemiyorum. Saha içinde ve saha dışında doğru organizasyona sahip bir takım olarak; rakipleri bu organizasyonsuzluk içindeyken öne çıkıyor.
Karius'da çok yakışıklı ama bir sayılan bir de sayılamayan gol yenmez. Fabri'nin en büyük avantajı konsantrasyonu çok yüksekti, cin gibiydi. Fabri maçı yaşıyordu ve çabuktu. Karius top kurtarmıyor, acayip bir top çıkarmıyor. Bunun konsantrasyon ile alakası var. Haftaya Tolga oynar mı bilemem. Tolga da çok top geldiği zaman iyi oynayan kalecidir.
Beşiktaş’ın bulduğu pozisyonlarda ise Mert Günök mükemmel oyunu ile gole geçit vermedi. Başakşehir’in sayılan ve sayılmayan gollerine baktığımızda ise Karius açısından aynı şeyi söylememiz mümkün değil. Karius geldiğinden bu yana yenilmesi gerekeni de yenilmemesi gerekeni de yiyor. Ekstra kurtarışlarla maçı kazandırdığını da göremedik. Kendisinin iyi bir kaleci olduğu muhakkak, ancak konsantrasyonu düşük. Özellikle Beşiktaş’ın geçen sezonki kalecisi Fabri ile kıyaslarsak bu durumu net olarak görüyoruz.
Büyük takımlar açısından kalecinin konsantrasyonunu çok önemli. Özellikle Beşiktaş gibi savunmasını öne çıkarıp rakibe geniş alanlar veren ve bu savunmada Vida gibi ağır oyuncu bulunduran takımlar için bu çok daha önemli hale geliyor.
Türkiye’deki büyük takımlara baktığımızda deplasmanın artık ciddi bir mesele haline geldiğini görebiliriz. Bu sezon deplasmanda Galatasaray’ın 2, Beşiktaş’ın ve Fenerbahçe’nin ise sadece 1’er galibiyeti mevcut. Sezon başı değerlendirmelerimde de söylediğim gibi Türkiye Ligi’nde artık deplasmandaki her puan aslanın ağzında, takımlar planlamalarını buna göre yapmak zorundalar.