Spor yazarları, Bayern Münih-Galatasaray maçını değerlendirdi
Spor yazarları, UEFA Şampiyonlar Ligi A Grubu’nun 4. Haftasında, Bayern Münih'e deplasmanda mağlup olan Galatasaray'ın performansını değerlendirdi...
Spor yazarları, Galatasaray'ın Bayern Münih'e deplasmanda mağlup olduğu karşılaşmayı değerlendirdi. İşte ünlü yorumcuların açıklamaları...
Levent Tüzemen: Kaybetti ama ezilmedi / Fotomaç
Galatasaray iyi oynadığı Bayern maçlarını belki kaybetti ama hiç ezilmedi. Bayern Münih de grupta bu kadar baskıyı Galatasaray'dan başka bir takımdan yemedi. İyi oynamak yetmiyor, girdiğin pozisyonları bitireceksin. Özellikle duran toplarda dikkat edeceksin. Herkes bu mücadelede taşın altına elini koyacak.
Ziyech ile Zaha gibi gövdeli transferler eğer anlayış ve mücadele anlamında Münih'te 12.5 km koşan Lucas Torreia'nın ciddiyet, çalışkanlık, aldığı sorumluluk seviyesine gelmedikçe faydalı olamazlar. Ziyech güçsüz ve sadece pas atarak idare etmeye çalışıyor. Zaha kopuk kopuk oynadığı için etkisiz kalıyor. Ndombele hala kulübede oturuyor, ilk 11'e giremiyor. Çalım üstadı denilen Tete hala istikrarı yakalayamıyor. Muslera, Boey, Angelino, Sanchez, Abdülkerim ve çıkıncaya kadar İcardi iyi mücadele ettiler. Kaan Ayhan orta alanda ağır kaldı.
Zaha ve Ziyech'i görüp Bakambu'nun coşkusuna ve iştahına bakınca Okan Hoca kadroda ufak bir değişim yapabilir. Kerem yerine dönebilir ve İcardi ile pas bağlantılarını kurabilir.
Bir ayrıntı ve bir öneri; Okan Hoca 2 Bayern maçında da sol bek bölgesini kontrol altına alamadı. Galatasaray hep buradan golleri yedi. Angelino ilk kez etkili oynadı. Angelino çıkıp Abdülkerim sol beke geçince yine sıkıntı oldu. Abdülkerim-Sanchez ikilisi 80 dakika uyumlu ve dengeliydi. Nelsson sağ stopere girip, Sanchez sol stopere kayıp, Abdülkerim sol beke geçince savunmanın pozisyon bilgileri arıza yaptı. Okan Hoca Allah aşkına Abdülkerim-Sanchez ikilisini bozma, solda kimi oynatırsan oynat. Şimdi Galatasaray için İstanbul'daki M. United mücadelesi "Avrupa'ya devam" adına final maçı olacak.
Uğur Meleke: Bundesliga: 2 Süper Lig:1 / Hürriyet
Galatasaray’ın dünkü rakibini en iyi anlatan veri şu sanırım: 70’lerde, 80’lerde, 90’larda, 2000’lerde, 2010’larda ve 2020’lerde, yani son 6 dekatın her birinde Şampiyonlar Ligi’nde final gören tek bir takım var: Bayern Münih. Sadece bugünün değil, dünün de, her devrin de büyüğü.
Üstelik sadece tarihle-genetikle değil, bu yılki kadrolarıyla da çok ışıltılı bir konumdalar. Yakın zamanda Mattheus, bu Bayern kadrosunun tarihin en iyisi olduğunu iddia etmişti. O açıklamanın üzerine kadroya bir de Kane eklendi.
Şu an Bayern kadrosunda iki tane 100 milyonluk adam (Kane ve Musiala), iki tane 100 milyon adayı (Davies ve Kim), üç-dört tane de bir aralar o seviyeleri görmüş oyuncu var (Sane, Kimmich, De Ligt gibi). Zaten saygın otoritelere göre City ve Real’le beraber şu an yeryüzünün en iyi 3 takımından biri Bayern Münih.
Bu kez daha doğru oynadı
Galatasaray, 1 milyarlık bu takıma karşı İstanbul’da muazzam bir 60 dakika oynadı. Bir ara şut istatistiği 16’ya 3, gol beklentisi de 2,15’e 0,42 idi. Belki o gün sol bekte Kazımcan başlamasa onurlu bir oyundan daha fazlasıyla da ayrılabilirdi sahadan Galatasaray. Temsilcimiz dün İstanbul’daki kadar dominant değil ama doğru bir futbol oynadı Münih’te. Rakibini haliyle üçüncü değil ikinci bölgede karşıladı.
42 ve 43’te Icardi ve Ziyech’le iki net fırsat buldu, faydalanamadı. 61’de yarım omuz farkla Torreira’nın golünden oldu. Her iki ayakta da 75’te skor dengedeydi ama maalesef son çeyreklerde bir çıplak gerçek çarptı yüzümüze: Bundesliga’nın temposu, ritmi, fizik kalitesi Süper Lig’in çok önünde. Bu iki maçta sadece Bayern’le Galatasaray arasındaki değil, Bundesliga ile Süper Lig arasındaki mesafeyi de gördük bence.
Amerikalılar’ın meşhur bir deyimi var; “woulda, shoulda, coulda” diye. “Ninemin tekerlekleri olsaydı bisiklet olurdu” gibi de çevirebilirsiniz, “keşke, keşke, keşke” diye de...
İnsan gerçekten de keşke demeden edemiyor, iki Bayern maçını izledikten sonra. Ancak Galatasaray’ın bu ritmi sürerse, kalan iki maçında ManU’yu da- Kopenhag’ı da geçebilecek gücü var bence.
Serkan Akcan: Finali görememek / Fanatik
80 dakika başa baş oyun, Ali Sami Yen’deki kadar olmasa da yeterli bir ön alan baskısı, yakalanan pozisyonlar ama bitime 10 dakika kala duran toptan yenen bir golle kaybedilen bir maç. Bayern Münih şu an Şampiyonlar Ligi’nin en elit takımlarının başında geliyor. Sezona belki çok iyi başlamadılar ama yavaş yavaş formlarının zirvelerine yaklaşmaya başlamışken Bayern’e karşı Galatasaray’ın Münih’te 80 dakika oyunu tutabilmesi büyük bir efor gerektiriyordu. İlk yarı Zaha, Münih’e gelmemiş gibiydi. Upemacano’nun ağırlığından faydalanmak için Zaha’nın birebirlerine fazlasıyla ihtiyaç vardı ama Fil Dişili forvetin ne Kasımpaşa maçındaki iştahı vardı, ne de United deplasmanındaki liderliği. Böylesi büyük maçlarda lider geni taşıyan oyunculara fazlasıyla ihtiyaç olacağı belliyken Zaha sahadaki en etkisiz Galatasaraylı futbolcuydu. Okan Buruk’un oyuna ilk müdahalesinin Zaha üzerinden yapması beklenirdi ama sorunu ters kanatta gördü. Barış Alper girdikten sonra Davies ile eşleşmesinden bir kart çıkma ihtimaline oynamak bir yana Bayern ceza sahasını karıştıran isim oldu. Bakambu-Zaha değişiminin çok daha erken gelmesi gerekirdi doğrusu.
80 dakikalık bu direnişte en büyük pay şüphesiz Davinson Sanchez’e aitti. Müthiş bir stoperlik, doğru yerde doğru müdahaleler ve topun takımında kalmasını sağlayacak pas çıkışları... Son 10 dakikaya kadar iyi oynayıp, 2-0 geri düştükten sonra kısa sürede doğru tepkiler verilmesine rağmen kaybedilen bir maç oldu. Ama ne olursa olsun zaten içerideki United maçı belirleyici olacak.