Kendinize sordunuz mu?

Kendinize sordunuz mu?

Bu sezon da ligimizin adı Spor Toto Süper Lig... 
Bu sezon da Türkiye Futbol Federasyonu'nun Başkanı Yıldırım Demirören... 
Bu sezon da Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı: Göksel Gümüşdağ...
Bu sezon da Türkiye Kupası'nın adı: Ziraat Türkiye Kupası... 
Bu sezon da bir alt ligin adı: Ptt 1. Lig... 
Bu sene de ülkede futbolu profesyoneller değil, parası olanlar yönetiyor...
Bu sene de koskoca camialar, kendi çıkarlarını camiadan daha çok düşünen kişi ve kişilerin elinde... 
"Geçen seneden değişik olan şey nedir?" sorusunu oturup sorun kendinize. Değişen gerçekten de nedir?

*****

Mali yapılar şeffaf ama ne şeffaf! Borç gırlatağa kadar. Taraftarlara "şirin" görünmenin peşinde olan, kamera sevdalısı yöneticiler yine metre kareye düşüyor!

Geçen sezon yaşanan çirkinlikler, çifte standartlar ve saçmalıklar unutuldu mu? Süleyman Seba gibi bir efsane isimle, bu çirkinlikler eşleştirildi mi? Seba'nın ismi bir güzel kirletildi mi?

Evet, bu sene de rahmetli Hasan Doğan'ın adı; belki de geçen sezonkine benzer çirkinliklerle, çifte standartlarla anılacak. Kısacası Hasan Doğan'ın ismi de enteresan şeylerle anılır hale gelecek!

Birileri de çıkıp söylemeli. Yahu seneye Yıldırım Demirören sezonu, sonraki sene de Göksel Gümüşdağ sezonu oluversin. Ne çıkar? Sezona isim verme sevdası nereden geliyor?

*******
Fenerbahçe, kaliteli kadrosuyla şampiyonluğun en güçlü favorilerinden. Galatasaray'ı transferde(!) fersah fersah geçtiler. Ancak; transferde şampiyon olmak, ligde kesin şampiyon olunacağı anlamına mı geliyor? Soru işareti!

Pereira, yabancı teknik direktör olduğu için kredisi yüksek. Elinde, en kaliteli unu, en kaliteli yağı, en kaliteli ocağı var. İyi bir aşçı olup olmadığını sezon içinde çok daha iyi göreceğiz. Ancak; duygusallığı Fenerbahçe'ye çok ciddi zarar da verebilir. 

Hamza Hamzaoğlu yönetimindeki Galatasaray, geçen sezonki kadroya takviyeler yaptı. Kadroları lig için tabi ki kötü değil fakat; Şampiyonlar Ligi'nde sağlam bir tokat yediklerinde herkes sorgulayacaktır bazı şeyleri. Sarı-kırmızılıların Avrupa'da çok başarılı olacağına inancım zayıf! Keşke yanıltsalar beni...

Beşiktaş'ta belli başlı sorunlar var. Şenol Güneş gibi deneyimli bir teknik adamla çalışmaları artı olabileceği gibi eksi de olabilir. Güneş, ilerleyen dönemlerde yöneticilerle ters düşebilir. Hiç beklenmeyen bir dönemde görevi bile bırakabilir. Camiayı biraz bilenler, demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. 

Trabzonspor, amatörce görüntüler veriyor. Süleyman Hurma, kendi deneyimine yakışmayan hareketlerle gündeme geliyor. Sosyal medyada yine acayiplikler dikkat çekiyor. Kadroları kötü değil ama Süper Lig'de ilk 5'e girerlerse bordo-mavililer için başarı olur. 

Bursaspor da güç kaybetti. Takıma, giden futbolcuların boşluğunu doldurmak için takviyeler yaptılar ama, alacakları verim şu an için net değil. Ertuğrul Sağlam'ın şampiyonluk sözleri ise çok iyimser yaklaşım. Bursaspor camiası, geçmişte kalan şampiyonlukla avunmamalı. 

*******

Merkez Hakem Kurulu'na da ayrıca bir parantez açmak gerek. Kuddusi Müftüoğlu gibi vasat birinin o pozisyonda olması çok enteresan. Müftüoğlu ve ekibinin başarılı olabileceğini öngörmek zor. Sezon içinde ciddi tecrübesizlikler yaşayıp, çok sert eleştirilere maruz kalabilirler. 

Profesyonel hakemlik uygulaması benim beğendiğim bir uygulama. Çok iyi bir hamle fakat; gerçekten de sadece hakemlik yapabilecekler mi? Bu kafama takılıyor. Kendi mesleklerini bırakıp, tam anlamıyla profesyonel olacaklar mı acaba? Taşların yerine oturması epey zaman alacak gibi... 

Deplasman yasakları da ayrı bir yazı konusu. Bu sıkıntının çözülmesi lazım. 
Kısacası ; yeni sezonda yazılacak, konuşulacak çok şey var. Sportif direktörlükten tutun, transfer planlamalarına, çifte standartlara, renk körlüğüne ve birçok konuya ilerleyen günlerde değinebiliriz. 

Yeni sezon, yeni bir umut...
Haydi hayırlısı...