Kendisinin Davud'u ve kendisinin Golyat'ı: Maradona
Dünya futbolunun efsane isimlerinden Diego Armando Maradona, kalp krizi sebebiyle 60 yaşında hayatını kaybetti. Diego Maradona, Arjantin ile 1986'da Dünya Kupası'nı kazandı ve İtalyan ekibi Napoli ile de 2 kez şampiyonluk yaşadı. Hasan Begdili, Maradona'nın kariyerini, çalkantılı hayatını ve ona duygulan sevgiyi yazdı. İşte o yazı...
Futbolu, varoluşuyla renklendirdi
Futbolu, zaafları, bağımlılıkları, FIFA'ya karşı oyuncuları savunması ve politik tutumu... Maradona yaptığı her hareketle adeta 'Ben de sizin gibi bir insanım' demeye çalıştı. Acılarını, sorunlarını, pişmanlıklarını hiç saklamadı.
Diego Armando Maradona, 30 Ekim 1960'da Arjantin'in Lanus kentinde dünyaya geldi. Birçok yıldız futbolcunun yazgısı gibiydi onunki de. Fakir bir ailede dünyaya gelmiş; futbolu, varoluşuyla renklendirmişti.
Argentinos'ta futbola başladı. Burada gösterdiği performansla önce Boca Juniors'a oradan da Barcelona'ya transfer oldu. 1 Temmuz 1984 yılında 6.9 milyon Euro karşılığında İtalya'nın Napoli takımına transfer oldu.
Sonrasında işler onun için yolunda gitmedi. 1991 yılında İtalya'da kokain testi pozitif çıkınca 15 ay futboldan uzak kaldı. Ardından, pek de parlak geçmeyen bir Sevilla macerası... Ve sonra Arjantin'e dönüş!
"Tanrı'nın Eli"
Futbol temaşasının en büyük figürlerinden biri olan Maradona, 1986 yılında Meksika'nın Azteka Stadyumu'nda tarihe geçecek bir olaya imza attı.
Çeyrek final maçında İngiltere'ye elle gol atan Maradona adeta Falkland Adaları'nın intikamını aldı ve bunu Tanrı'nın Eli olarak nitelendirdi. Saha içerisindeki 'sahtekarlığı' da temaşanın bir parçası olarak resmetti.
Günahkar, aşırı ve yarı-tanrı
Maradona'nın futbol mitolojisine girmesini sağlayan şey ne kazandığı kupalar, ne attığı goller ne de yakaladığı başarılar. Futbol mitolojisine girmesini sağlayan şey bütün bunların yanında sürdürdüğü çalkantılı hayat. Kendisinin Davud'u ve kendisinin Golyat'ı.
1986 Dünya Kupası'nda Maradona'nın İngiltere'ye attığı 2 gol aslında onun karakterinin futbol sahasına izdüşümüydü. Maradona önce eliyle gol atıyor. Ardından da kendi sahasından aldığı topla bütün İngiltere savunmasını ve kaleci Peter Shilton'ı geçerek topu boş ağlara gönderiyor.
Hırçın, isyankar ve hatalarla dolu yaşamıyla Maradona kimi zaman futbola tamamen uzaklaşıyordu. Maradona, 1991'de futboldan 15 ay men edilirken Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenen 1994 Dünya Kupası'ndan uyuşturucu sebebiyle diskalifiye edildi. Yıllar sonra da hayatının en büyük hatasının uyuşturucu olduğunu söyleyecekti. (MARADONA'YI HAYATA BAĞLAYAN KULÜP YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ)
Arjantinli blues sanatçısı Charly García da bunun üzerine Maradona Blues'i kaleme aldı ve söyledi.
Garcia şöyle diyordu:
"Bu sadece bir Maradona Blues'u.
Şimdi seni anlıyorum, var olabilmek için yaptıklarını
Işığımla ne yapacağım, bilmiyorum
Ve Maradona Blues'um var.
Bilmiyorum ki hangi uyuşturucu
seni benden daha çok etkiliyor.
Ama yağmur dinmiş değil
Burada senin için ağlıyorum."
Arjantinli StreetPunk grubu A77AQUE de, ülkesinin bir depresyon ülkesi olduğunu söylerken Maradona için yazdığı şarkıda onu tanrısallaştırıyordu.
Maradona'ya saygı sunan grubun şarkısı şöyleydi:
"Depresyonların ülkesinde yaşıyorum, politik iktidar kavgalarının içinde
Rüşvet
Bir ilüzyondan başka bir şeyim yok
Tanrı'nın Eli gollerini atıyor.
...
Sizlerle konuşanlara soruyorum, kiminle dalga geçmek istiyorsunuz?
Onu hep günah keçisi yerine koymak istiyorlar."
FIFA'ya karşı bir mücadele
Bugün dünya futbolunda bazı isimler yoğun maç takviminden şikayetçi ve FIFA'nın futbolcuları sömürdüğü yönünde açıklamalar yapıyor.
Maradona, futbolcuların bedeninin endüstri tarafından sömürülmesine karşı çıkmış ve FIFA'ya karşı başkaldırmıştır.
Kariyerinde FIFA'nın eğlencelerine hiç katılmayan Maradona 2005 yılında yaptığı açıklamada bunun sebebini şu şekilde açıklamıştı:
"Herkes futbolcuların ne kadar para kazandığından bahsediyor hep; ama kimse FIFA'nın düzenlediği turnuvalardan ne kazandığını sormuyor. FIFA neredeyse şirketlerin eline geçen paranın yüzde 100'ünü elinde tutuyor, bunun sadece yüzde 1'i oyunculara gidiyor. Hiçbir zaman FIFA ailesine ailt olmayacağım."
Hayatının golü: Fidel Castro
Maradona sosyalizme, Che'ye ve Fidel Castro'ya hayranlığını hiçbir zaman gizlemedi. Arjantin'de bir talk show programı sunarken Küba'ya gitti ve Fidel Castro ile 4 saat süren bir söyleşi yaptı. Bu söyleşiden sonra Fidel Castro'yu hayatının en büyük golü olarak nitelendirdi. Belki de yazgının bir cilvesi olarak Maradona da tıpkı hayatının golü olan Fidel Castro gibi 25 Kasım'da hayatını kaybetti.
Yasal uyarı: Bu haber Ajansspor.com tarafından yazılmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.