Kırmızı kartlı adam!
Salih Dursun devam eden futbol kaosunun birikimi nedeniyle yaşadığı psikolojiye mi yoksa sadece o ana mı tepki verdi? Önemli değil! Önemli olan onun gösterdiği karta sahip çıkan toplumsal tepki ve çağrıdır.
Ne kadar çok ihtiyacımız varmış bir tepki gösterisine! Oysa bu bir kişinin; sadece Salih Dursun'un yine bir kişiye olan "HAYIR! " demesidir. YETER!'in oyundaki adaletsizliğe karşı haykıran frenidir... Hatta kendini egosunun esaretine teslim etmiş ve kontrol edemeyen bir hakeme "KENDİNE GEL!" sensiz işimizi daha iyi yaparız uyarısıdır. International Board kararlarına aykırılığın hatırlatmasıdır.
Bu uyarı ne kadar etkili oldu onu konuşmadan önce hakemin korkudan kaçma içgüdüsü ile oyunu erken bitirip toz olması daha dikkat çekicidir!
Tüm dünya bunu ilk haber vererek Salih kardeşimi de kahraman yaptı!
Belli ki sahaya ön yargılı veya birilerinden intikam almak adına çıkmış kişisel veya toplumsal bir yapı içinde rakip gördüğü Trabzonsporlu futbolcularla çatışan ruh neden var olmuştur bilemem ama böyleydi!
Sezon başında hakem sayısı arttıkça hatalarında kulaklara takılan alıcılar nedeniyle kakafoniye döneceği acemi ve kararsız beyinleri yanlışa yönelteceğini söylemiştim. Bu benim değil aklın ön görüşüydü. Şu anda da böyle bir durum var! Futbol "Hami" olan kişilere değil "Adil" olan kişilere teslim edilmeliydi! Ulaşılan ve kapışılan gerçek pastanın büyümesi sonucu dayatılan zorunluluklar ve hamilerin kurallara olan kavgasıdır! Ama kimse ciddi boyutta bu kirliliği tarafsızca ortaya koymadı ve koyanları da saf dışı etti! Futbol alanının iki kale ile oyunu yöneten hakemler, takımları oluşturan oyuncuların tarafsız ter akıttıkları başarıya koşmanın garantisi olmalıydı! Olamadı! Olmayacak ve bu gidişle sadece bilmemek veya hataya sığınmak komik oluyor! Bunu en iyi yıllardır aykırı ve avam biçimde söyleyen emekli hakemlerin ekrandaki haykırışlarından anlıyoruz! Bunu şerefli ikinciliklere razı olan rahmetli başkanlardan biliyoruz! Ve bunu benim transfer sürecinde görev için verdiğim iş ilanında yaşıyoruz! Kimsenin futbolun saygın ve başarılı oynanmasından yana görüntüsü yok! Seksen milyonluk ülkede sadece sıradan veya yaşlanmış yabancıların temposuz futbollarını izlemek zorunluluğu ile kendi gençlerimizi ve başarılı teknik direktörleri ve belki de kaliteli futbolcu ile hakemleri bloke eden bir mekanizma ile karşı karşıya olabiliriz! Bunu kim icat etti bilemeyiz! Para mı? Sözde futbol eğitimi mi? Kendi insanımıza güvensizlik mi? Torpil mi? Menajer kalitesi mi? Medya mı? Yöneticiler mi? Kulüplerin yönetim biçimi mi? Antrenörler mi? Ve en önemlisi endüstriyel futbolun sonucu mu?
Hangisi olursa olsun bu sektörün elden geçmesi ve masaya yatırılması şarttır!
Salih Dursun devam eden futbol kaosunun birikimi nedeniyle yaşadığı psikolojiye mi yoksa sadece o ana mı tepki verdi? Önemli değil! Önemli olan onun gösterdiği karta sahip çıkan toplumsal tepki ve çağrıdır. FIFA,UEFA ve kulüplere kadar uzanan gerçeklerin kirliliği futbola indirilen darbedir! Tribünlerin heyecan ve saf sevgisi, forma aşkı zedelenmiştir. Bunu yaşatmak isteyenlere sahip çıkılmamıştır. Ve tüm futbol dünyamızı ilgilendiren sponsorların baskıcı yapıları sahanın içine yansımıştır! Çare üretmek için kolları sıvamalıyız! Bu anlama yol açan Salih'e ve buna neden olan hakeme ters ve refleks örnekler olarak ortaya koydukları davranışlarının resmine iyi bakmalıyız..
Bir zamanlar futbolun içinden gelen eski futbolculara hakemlik veren Futbol Federasyonu'nun içinde Hilmi Ok ve Ertuğrul Dilek ile Milli Takımlar Teknik direktörü olarak yetkili görev yaptım. Bir adayı Hakem yaptık ve umutluyduk! Ne yazık ki o kişi daha sonra kendini yaratan saygın kişilere çok aykırı tutum sergileyerek bu projenin belki de önünü kapadı! Şimdi bu yeniden düşünülmeli midir? Bu da dikkate değer bir olgudur...
Ben tüm olanlara karşın Trabzonspor başkanı sayın Muharrem Usta'nın samimi ve birleştirici açıklamasını kutluyorum. Utanç gecesinden dönüşüme çağrı çıkartması önemlidir..
Ayrıca geçmişteki karşılaşmalardan sonra "ince ince kıyıldığını" söyleyen duayen meslektaşımın bu kez saha içini göremediğini ve yorumlama şansının da olamayacağını söylemesi garibime gitti!
İşte bizim bu gibi duruma göre konuşma ve davranma yapımız kalite olurken geleceğe de yatırım oluyor ama o gelecek için de elimizden kayanları unutuyoruz!
Burası Türkiye ve burada dün her zaman dün, bugün de hep bugün olmuştur...
Belki de bu yüzden Kırmızılı Salih ve Kırmızılı Kadın dünyada önemli tablo oluyor!