''Koç farkıyla Fenerbahçe''
Harika bir normal sezonu geride bıraktıgımız bugunlerde, 30 haftanın ne kadar çabuk geçtigine mi üzülelim, yoksa müthiş bir playoff'un bizi bekledigine mi sevinelim, açıkçası kendi adıma pek bilmiyorum. Büyük heyecana 3 gün kala nacizane bir Fenerbahçe Panathinaikos serisinin analizini yaptım.
Sarı-Lacivertli ekibimiz benim de beklentimin üstünde normal sezona müthiş bi giriş yaptı, değişen formatta sezon öncesi daha cok yukleme antremanlarıyla gecen ekibimizin önceki seneden de 1 oyuncu degisikligiyle korudugu kadrosuyla ilk 4 macı kazanma alıskanlıgının da etkisiyle kayıpsız gecti. Sezon bası hücum verimsizliginin en buyuk sebeplerinden biri bu yukleme antremanlarıydı,hedef subat sonuna dogru tam ritimli olabilmek ve guclu kalabilmekti çünkü, hesapta olmayan sakatlıklarla devam eden sezon anlamsız maglubiyetlere ragmen son 7 haftaya girilirken istenilen yerdeydi ekibimiz.
Baskonia maçıyla hissedilmeye başlanan Sloukas'ın eksikligine, Bogdanovic'in bilek sakatlıgı da eklenince bi düsüs yaşadı sarı-lacivertliler..bir basketbol takımı için hücum edebilmek,yaratıcı oyuncularınızın rakip savunma üstünde ne kadar etkili olabilcegiyle orantılı,sloukas ve bogdanovic'in sakatlıgı sonrası hücum bir anda YARIM yaratıcı Dixon ve mecbur Nunnally'e kalınca pes pese gelen maglubiyetler kacınılmaz oldu sonunda da sezonu 5.bitirdi çubuklu...
artık gelelim seriye ve takım analizlerine... Fenerbahçe takımı bu ligin belki tek maca hükmeden takımı,eger Fenerbahçeyi yenmek istiyorsanız cok ekstra işler yapmalısınız çünkü Fenerbahçe takımının öyle bi aurası varki sahada patron benim diyor..Evet hücumda sıkıntılar var fakat savunmadan beslenen bir Fenerbahce bile en kötü oynadığı maçta kazanabilecek fırsatları yaratıyor, bu çok önemli ve her takımın sahip olamadıgı bir özellik.
Fenerbahçe'yi irdeleyelim!
Fenerbahçe'de 2 temel problem var, aslında sene başında bunların geçici oldugunu dusunsem de gelinen noktada pek öyle olmadıgını gördük. Nedir bunlar?
1- Tempo yapan ve bire birde etkili olan oyunculara sahip takımlara karsı cok zorlanıyor sarı-lacivertliler. Bunun da sebebi birçok kişinin belki iyi süzemedigi bir konu:bire birde topar baskı yapan ve bire bir konusunda iyi savunmacılara sahip olmaması. Fenerbahçe yardım savunmasını çok iyi yapan bir ekip ve bunu kusursuz uyguladıgı için bence bu ligin en önemli savunma takımlarının basında geliyor.
2- Birbirine benzeyen ve çember korumada avrupa'nın en üst seviye uzunlarından 2'siyle oynarken, Vesely'nin kariyeri boyunca dagınıklıgının da etkisiyle hucumda tıkanmak.. Vesely bu sene formsuz degil, gecen sene cok formdaydı, Obrayla toparlanmış olsa da bu sene yine mental olarak baslayan gerileme oyununu da iyice etkilemeye başladı ve bu da Fenerbahçe sistemi için kırmızı alarm niteliginde.
Fenerbahce bu seriyi nasıl gecer diye dusunursek; uzunlarımızı etkin kullanıp topa yön veren oyuncularını sürekli potaya saldırtarak ve Fenerbahce'yi diger takımlardan farklı kılan top paylasımını iyi yaparak diyebilirz. Fenerbahçe top paylastıkca cok baska seviyelere çıkan bir takım, ne zaman kısalar hücumda topu fazla elinde tutarsa işte o zaman büyük sorun yaşanıyor. Oaka'nın atmosferinin gercekten pek önemi oldugunu dusunmuyorum, çünkü Fenerbahçe kaostan beslenen ve buralar için yaşayan cok onemli oyunculara sahip. Kritik oyuncumuzlarımızdan bir diğeri de bence Datome, sebebi ise rakiplere yarattıgı fizik dezavantajının yanı sıra 3 numaradan attıgı keskin şutlar ve Obradovic'in sadece ona özel çizdigi, Nba'de bir çok koçun kullandıgı 'asansör' hücumlar. Kendi standartının 1 tık üstündeki Datome yine bu serinin kilidi olacaktır.
Dixon avrupadaki guardlar arasında, uzunlara alan açan ve saha paylasımında avantaj saglayan en etkin guard. Uzunlar onun sayesinde daha büyük tehdit haline geliyor. Sezon başı antremanlarında 5 kısayı cok deneyen koçtan bir süpriz de bu playoff'ta görebiliriz, mobil Pana'ya mobil Fenerbahçe yani rakibin silahıyla rakibi vurmak.
Şimdi de rakibimizi analiz edelim!
Pana'ya gelecek olursak hic konusmadıgımız bir bölgeyle baslayalım derim, o da saha kenarı. Xavi Pascual benimiçin A planını uygulamada avrupa'nın en başarılı 2 koçundan biri digerini solemeye gerek duymuyorum. Fakat Pascual A planı devre dışı kalınca ne yapacagını pek bilmeyen bir koç, genelde rotasyona başvurarak kesilen bileği sararak tedavi etmeyi denese de bu zamana kadar hiç başarılı oldugunu bu konuda görmedim.
Pana sezon başındaki Mike James sakatlıgıyla sarsılsa da James'siz macları cok da kötü geçmediler, Calathes önderliginde ve Calathes üstüne kurulmuş düzeniyle başladıkları bir sezondu. Pedoulakis'le baslayan sezon Ekim ayı sonlarında Xavi Pascual'le devam etti ve Pascual'in yaptıgı en önemli iş Pana'yı tek bir saldırı noktası olan takımdan birçok saldırı noktası takımı haline dönüştürmesi oldu. Neydi bu saldırı noktaları? KC.Rivers, Feldeine Singleton, Mike James gibi oyuncuların hücumun önemli ve etkin parçaları haline gelmesi, Bourosis'in gecen seneden kesitler sergilemesi hücum çeşitliliginin artması.
Pana bu sene aslında kendi oyun kültürünün dışında bir takım, Yunan basketbol takımlarından pek de alışık olmadıgımız bir duzende oynuyorlar, Yunan oyuncu olarak 1 elin parmaklarını bile bulmayan Papas-Calathes-Bourosis-
Bir de Pascual'in çok başvurdugu box and one savunması, Fenerbahçe için müthiş bir avantaj saglayacak düşüncesinde olmakla beraber, umarım 2 guardı bir arada oynatarak hücum kaosu yaşamalarına da fırsat veririz çünkü Calathes ve James topa kim hükmedecek diye karar vermeye çalışınca Pana tıkanıyor. Bu da büyük bir avantaj, buraları cok iyi bilen ve 20 yaşında ilk şampiyonluguna ulaşmış oyun zekası belki Teodosic ve Spanoulis'den bile yukarda kabul edebilcegim Calathes dısında tempoyu tutabilcek bir kısaya sahip degiller. Fenerbahçe'yi geçmek istiyorlarsa mobil uzunlarının iyi şut atabilmesi ve Bourosis'in sırtı donuk uzunları savunmakta zorlanan Ekpe Udoh'u az da olsa devre dışı bırakması şart. Mike James, tempoyu yükseltirken tek başına yükselip takımı aşagı çekerse ki çogu zaman yaptıgı şeylerden biri, Pana'nın bana göre seri genelinde %49 olan şansını %30lara çeker ki biz de bunu tercih ederiz. James her maç 20 atabilir, fakat o atarken diger saldırı noktaları oyun içine girmemeli, gününde bir KC.Rivers ve Feldeine cok canımızı yakabilir hele ki o isabetleri tempolu oyunda yakalarlarsa zaten zor gecmesini bekledigimiz seriyi cok daha zor hale sokabilir.
Koç faktörü önemli!
Gelelim en önemli noktaya; O da Koçlar! Fenerbahçe'nin Obradovic gibi bir koça sahip olması, belki de 1-0 önde baslıyor olması demek, buraları en iyi bilen koç olmasının yanında kusursuz A planına sahip fakat B-C-D planları olmayan ve müthiş bi psikolojik üstünlüge sahip oldugu Pascual'e karşı çok avantajlı.
Biz ne kadar yazarsak yazalım yine son sözü koçlar söyleyecek ve seriyi kazanmak için ellerinden geleni yapacaklar. Dilerim sarı-lacivertli ekibimizin şans da yanında olur ve en azından Atina'dan 1 galibiyet çalarak İstanbul'a döner.. Seri tahminim 1-3 ve hatta iddialı olacagını dusunsem de 0-3 FENERBAHÇE..
Tabiki kolay olmayacak ama tam kadrolu bir Fenerbahçe takımını sahadaki aurasını ve kazanma alışkanlıgını da hesaba katarsak 5 maçlık bi seride Pana'nın elemesi biraz zor gibi gözüküyor...Hele bir de Fenerbahçe'nin geçen seneden dolayı mayıs ayını nasıl bir iştahla bekledigini düşünürsek...Artık hata yok, dileriz sakatlıksız bi playoffla adımızı F4 a yazdırırız..
Bu yolun sonu önce F4 sonra Şampiyonluk olsun, başarılar FENERBAHÇE...
AJANSSPOR ANALİZ / CENK DURUK