Koskoca Fenerbahçe ne hallere geldi - Tayfun Bayındır (Milliyet)İlk maçı 2-0 kaybetmişsin. Turu geçebilmen için üç gole ihtiyacın var ve gol de yememen gerekiyor. Normal futbol mantalitesi böyle durumlarda ‘Risk al’ der. Hiçbir kimse de, uleması, otoritesi, taraftarı ya da başkanı ‘Niye risk aldın?’ demez, aksine zorunluluktan kaynaklanan bu duruma destek verir...Fenerbahçe’nin ve doğal olarak Aykut Kocaman’ın alması gereken risk, çok hücumcuyla oynamak. İki santrfor, arkadan üçlü-dörtlü destek... Şimdi siz ‘Fenerbahçe’de bırak çift santrforu yarım santrfor bile yok’ diyebilirsiniz ama eldeki kırık döküklerden bile, hücum yapan bir takım oluşturmak mümkün. Ama gördük ki Aykut Hoca’nın aklından hiç böyle bir şey geçmemiş. Bildiğiniz o klasik kontrollü oyunu oynayacak, aman top bizde kalsın diyecek kadroyu sahaya sürmüş.İddia ediyorum Souza kart cezalısı olmasaydı Aykut Hoca bu kontrollü oyun saplantısı yüzünden, yemeden üç gol bulmak durumunda olduğu bu maça Topal-Souza ikilisiyle çıkardı...Yazık, gerçekten çok yazık. Onca emeğe, onca harcanan paraya, asıl önemlisi, zar zor tribüne getirilen hem de yıllardan sonra getirilebilen taraftara. Şimdi yeniden bu taraftarı nasıl heyecanlandıracaklar, nasıl tribüne çekecekler çok merak ediyorum.Gelelim bir başka merak ettiğim konuya... Sanıyorum bu konuyu sade ben değil, maçı izleyen milyonlarca insan merak etmiştir. Bir sol bek, sağ taraftan korner atılırken neden gider korner atan oyuncuyla paslaşır. Bakın sarı-lacivertlilerin yediği gole. Valbuena korner atıyor, dibinde İsmail, dönen top soldan atak ve sol bekin yerinde yeller esiyor. Ondan sonra da ‘Bu takım niye bu kadar kolay gol yiyor’, ‘Bu Kameni’yi nereden buldunuz’, ‘Volkan artık jübile yapsın’ der dururuz. Bu işin en ilginç tarafı şu: İsmail’in sağ köşeden korner atılırken oraya gidişi kesinlikle bir taktik anlayış. Çünkü maç içinde her sağdan korner atıldığında bu ikili oraya gidip aynı pozisyonu bize yaşattılar. Sanıyorum bu durumun Aykut Hoca tarafından mutlak bir açıklaması olacaktır.Fenerbahçe için şu anda en kritik dönem başlıyor. Ya Avrupa’dan elendiğin için UEFA kontrolünden kurtulmanın avantajıyla, kiralamayı düşündüğün transferleri satın almayla gerçekleştireceksin ya da hiç de şaşırmayacağımız biçimde eski oyuncularının kapısını çalacaksın. Bu isimler Sow olursa, hatta Webo olursa emin olun hiç şaşırmayacağım.Vay canına koskoca Fenerbahçe ne hallere geldi...
Erken iflas! - Ediz Sırapınar (Milliyet)Teknik Direktör Aykut Kocaman göreve ilk geldiğinde geçtiğimiz sezon takımın kalitesini eleştiren Advocaat’a tepki göstermiş, “Bu takımın kalite sorunu yok, özgüven problemi var. Fenerbahçe bence en iyi bireysel yeteneklere sahip grup” demişti...Ama oyuncuları Kocaman’ı fena halde yanılttı... Bu oyuncu grubuna güvenerek büyük hedeflere yelken açan Fenerbahçe açık denizlere çıkamadan kıyıda battı...Neden mi? Çünkü hocanın güvendiği isimlerin bir kısmı kafa, bir kısmı fizik olarak bitik durumda...Van Persie, İstanbul’a ilk kez gelmiş turist edasında. Sürekli etrafını seyrediyor... Oyunun içine hiç giremiyor. Bir santrfor bu kadar durağan olursa, dünyanın en mükemmel oyun planını hazırlasanız nafile... Topal ve Ozan’ın oyunu yönlendirme özelliği sıfır. 10 numara bölgesinde görev yapan Alper pas trafiğini organize edecek yapıda hiç değil... Bu orta saha ile başarı beklemek büyük hayalcilik...İnanın Vardar kadar zayıf bir takım şu ana kadar Kadıköy’e gelmemiştir... Sadece koşmayı biliyorlar. Sürekli top kaybediyorlar, geride iyi yerleşemiyorlar... Ama kalecisi olmayan, defansı beceremeyen, orta alanı yürüyen, forveti ortalıkta gözükmeyen bir takımsanız, işte böyle bir amatör takıma bile elenmekten kurtulamazsınız...Fenerbahçe sahasında rakip ceza alanına hele hele Vardar gibi bir takım karşısındayken sadece iki kişiyle girebiliyorsa vah ki ne vah...Eğer Vardar’ın Kadıköy’de iki topu direkten dönüyorsa, rakip iki gol atıp Fenerbahçe’den daha fazla pozisyona giriyorsa ne teknik heyetin, ne yönetimin söyleyecek tek kelimesi olmamalı...Dün gece kendini parçalayan tek futbolcu yine Valbuena’ydı... Ama Fransız’a tek kişi yardımcı olmadı... Her şeyini ortaya koyan, çırpınan, skora isyan bayrağı açan Valbuena’nın emeğine gerçekten yazık...Fenerbahçe bu sonuçla sadece Avrupa Ligi’ne mendil sallamadı... Bu sezonu da tehlikeye attı...Bir umutla Kadıköy’ün yolunu tutan seyirci muhtemelen yine takıma küsecektir...Ne oynadığı futbola inanan, ne coşkusu olan bu futbolcular topluluğu ile zaten kötü başlanmış ligi götürmek de o kadar kolay değil bu saatten sonra... Bu takıma yeni transferler de fayda edecek gibi durmuyor. Yine başa dönen Fenerbahçe’de bu tatsız fotoğrafın hesabını kim verecek... Merakla bekliyoruz... Zorla güzellik olmuyor işte... Lütfen yine şanssızlık kelimesinin arkasına saklanmayın...
Neden Aykut Hocam! - Ersin Düzen (Vatan)NE demişti güzel insan Vedat Okyar; “Zoru, kolayı olmaz bu işlerin. Kura elle çekilir, futbol ayakla oynanır!” Rakip kim olursa olsun, sen kötüysen, gerisi boş! Tribüne gelenler, takıma değil renklere sevdasından. Gelmeyenler ruh sağlığını düşünenler. Ozan, Alper, İsmail... Daha sayayım mı? Hangi birinde ne gördüler ki, umut beslesinler? Alper sakatlanıyor, “eyvah” diyen, üzülen kimse yok! NE ilk maç, ne de rövanşta; “helal olsun, ne top oynadı” diyeceğimiz kim var? Ya Valbuena olmasaydı? Ki o bile dün akşam hiç iyi değildi ama en azından bir şeyler yapmaya çalıştı; bu takım rakip kaleye nasıl gitmeye çalışacaktı? Bakın, gidecekti demiyorum! Fransız oyuncudan başka üzerine sorumluluk alan 1 kişi yok! Ruh yok, yetenek yok, beceri yok! İstatistikte şut var, Vardar kalecisi için “Bu nasıl kurtarış” dediğimiz pozisyon yok! ATILAN gol, duran top; yenilen gol, yine komedi! Ne önde, ne arkada, doğru düzgün işleyen tek yer yok. Bu kadar geniş alanda oynanırken, tel tel dökülürken, kenardan müdahale etmesini beklediğimiz Aykut Kocaman’dan hayır yok. NEDEN RİSK ALMIYORSUN? AYKUT hoca, geldiği ilk gün, geçen seneki başarısızlığın psikolojik olduğunu söylemiş, kadro kalitesini göklere çıkarmıştı. Bu yanılgı dün bir kez daha gözler önüne serildi. Bu kadro yetersiz hocam. Hele ki, rakiplerin gücüne güç katmışken. VE hocam, Konya’da aldığın riskleri F.Bahçe’nin başında görememek aslında psikolojik olmasın? Mesela, en az 2-0’a ihtiyaç varken, neden 2 forvetle oynamazsın? Soldado girerken, Van Persie kalsa ne olur ki? Ne kaybederdin? VEYA neden farklı formasyonlarla senin dokunuşunu göremiyoruz? Neden, “Hoca denedi ama olmadı, bunu düşünmesi bile yeter” diyemiyoruz! Psikolojik demiştin ya hocam, neden 1-1’den sonra çöken, farktan kurtulan bir takım izledik? Psikolojiyi de düzeltememişsin hocam! Çünkü tura, ne sen inandın, ne de inandırdın! Yoksa, önceliğimiz gol yememek değil, 2 yetmez, 4 atmak için sahaya çıkacağız derdin! TESELLİ mi? Bu kadro zaten Avrupa ve Süper Lig’i bir arada götüremezdi. Ligi götürebilir mi? Göreceğiz!
Tükeniş - Mehmet Ayan (Vatan)Mayıs 1989... Meşhur 4-3’lük G.Saray-F.Bahçe maçı... Devreye 3-0 geride giren F.Bahçe’nin hocası Veselinoviç, oyuncularına ‘Çıkın bana 4-0’lık bir maç kazanın!’ Aralarında Aykut’un da olduğu oyuncular çıkıp, gereğini yaparlar; maç 4-3 biter. Devre arasında Aykut hocanın aklına bu debdebede bu anektod geldi mi bilemem. DİYEBİLİRSİNİZ ki, o takımla bugünkü F.Bahçe bir mi? Peki Tanju’lu Cevat’lı rakiple Vardar bir mi? Vardar 1 bile değil; yarım. Sahada 90 dakika sadece savunma yaptılar. İki takım arasında derin bir kalite farkı olduğu statta daha net anlaşılıyor. 68’deki gole kadar bir kez gelebildiler; 42’de! Golle birlikte umutlar çöktü. Halbuki 46 ile 68 arasında ilk yarıdakinden daha baskılı bir oyun, Valbuena önderliğinde daha isteyen bir grup vardı. Sürekli kapanan rakibe karşı taktikle pekiştirildiğini sanmadığım birçok akın denemeleri gerçekleşti. Olmadı! Ve koca F.Bahçe, elendi gitti! SÜRPRİZ DEĞİL! TRİBÜN 1-1’e kadar desteğini verdi, sonrasında da protestosunu. Aykut hocanın bu takımın başına geleceği geçen ocakta herkesin malumuyken, yapılamayan transferler, gönderilemeyenler, alınamayanlar vs. Kimyasını tutturamadın... Bitik RvP kalıyor, ne idüğü belirsiz oyunuyla Nabil Dirar tran-sfer ediliyorsa, Ozan halen kendini bu takımın ası sanıyor, sol bekin de İsmail ise, olmamış hocam; yapamamışın! Hoca en başta benim inandığım dönüşümü henüz başaramadı. Ne hazin ki, ona yazar bu elenme! Ve Vardar ile Östersunds gibi takımlara küçük takım muamelesi yaptığımız her sezon ‘anamızın liginde’ oynamayı sürdürürüz! Bu eleniş (takip edenler bilir) bana asla sürpriz değil. Bu gidişle TÜKENİŞ de!
Fenerbahçe Euroleague’de - Erten Şener (Fotomaç)Karabağ Kopenhag'ı eliyor.Kopenhag Vardar'ı eliyor.Vardar F.Bahçe'yi eliyor.Sonuç 5 milyon euro bütçeli Karabağ Şampiyonlar Ligi'nde. Vardar Avrupa Ligi'nde. F.Bahçe? Uefa sıralamasında 266. sırada yer alan Vardar gibi bir takıma F.Bahçe 3 tane 45 dakikalık bölümde 1 gol atamadı. Tüm umutlar son 45 dakikaya kalmıştı. Tabi uzama ihtimali de vardı.Vardar 6'lı defansla başladı maça akıllıcaydı. Aykut Hoca ne yapmalıydı?Elinde ne kadar gole dönük futbolcu varsa başlamalıydı. Soldado, Aatıf, Ahmet kim varsa. Kadıköy'de böyle bir takıma karşı her ofansif oyuncunla çıkacaktın. Vardar tek forvetle çıkmış sahaya F.Bahçe 4 defans ile. Yahu çıldırmamak elde değil.Vardar karşısında önceliğimiz gol yememek diyen Aykut Kocaman'ın planları işliyordu ilk yarıda!Vardarlılar'ı mutlu ettiBir ara gözlerime inanamadım; İsmail'in kendi ayağındaki topu taca atması ile başlayan bir maçtı. Vardar'ın teknik direktörü kenarda bir oraya bir buraya koşuyordu. Nasıl bir ruh, nasıl bir kazanma isteği. Futbolda kenarda duran teknik adam soğukkanlı olamaz.Soğukkanlı olması gerekenler yardımcılarıdır. Teknik adam zaten yapacağını yapmış artık maça çıkana kadar. İşte bunu düşündüm ilk 30 dakika.Bir F.Bahçe teknik direktörüne baktım bir Vardar'ınkine... 39 dakikada sadece bir pozisyon buldu F.Bahçe. Duran top ve korner taktiği olmaz mı F.Bahçe gibi bir takımın.Sol bek şart. Forvet şart. Stoper şart.Ozan'a alternatif şart. Alper'i her yazımda övmeye devam edeceğim. Bu adamdan bir maçta Alex, bir maçta kanat, bir maçta ön libero olmasını istiyorsunuz. Bırak da Aykut hocam, Alper gerçek Alper gibi oynasın. Nasıl aranıyor değil mi? Caner, Gökhan, Volkan Şen, Lens? F.Bahçe takımı Vardar taraftarını mutlu etmek için çıkmış gibiydi sahada.Risk almayan Kocamanİkinci yarıya başlayan F.Bahçe'de her futbolcu bireysel kabiliyetiyle gol, arayarak başladı. Kulübe unutuldu. Riskler iyice alındı. Risk almayan tek isim Kocaman'dı. Roman'ı çıkart, Topal tek ön libero kalsın. Ya da tam tersi.Tek ön libero neyine yetmedi? 'Soldado girsin Soldado' diye bağırıp durdum evde. Dakika 60 tek forvet oynuyordu koskoca F.Bahçe! 60.dakikada Vardar'ın teknik adamı çıldırıyordu.F.Bahçe'den milyon eurolar alan Van Persie ayağı kopsa 90 dakikayı tamamlamak zorundaydı. Aynı şekilde paraları koyacak yer bulamayan, taraftara umut olan Soldado sakat sakat oynayacak, 90 dakika oynayacak.F.Bahçe öne geçtikten sonra düşünün Vardar'ın hocası 'yaslanmayın, daha ileri' diye bağırdı. Vücut dili bunu anlatıyordu.F.Bahçe'de düşünün son 20 dakikada 'Ahmet Han ne zaman girecek' diye bekleyen milyonlar.Özetle; forvet, orta saha yok. Defans evlere şenlik, kaleciler şaka gibi, Aykut Hoca tek tek sakallarını saydı. Neyse biz yine ligimizin dünya derbisine bakacağız;F.Bahçe-G.Saray maçlarına.Vardar ve Östersunds'u da Avrupa'da izleyeceğiz. Daha yaz bitmeden F.Bahçe ile G.Saray Avrupa'da bittiler!F.Bahçe'ye Euroleauge'de başarılar!.
Tek suçlu Aziz Yıldırım - Erman Toroğlu (Sabah)Bahçıvansız biberiniz yok, dallamasınız haberiniz yok... Böyle bir cümle ile yazıya başlamak istemezdim ama beni mecbur ettiniz.Dünkü maçın ilk ayağını seyretmemiştim ama Fenerbahçeli spor yorumcuları, bazı spikerler öyle bir anlattılar ki "Vardar mahalle takımı, Fenerbahçe bu takımı beşe, altıya katlar" daha da öteye gittiler "Parçalarlar" dediler.Dün akşam seyrettiğim Vardar takımı her şeyden önce takım.Haddini ve nasıl oynayacağını biliyor.Daha da önemlisi nasıl oynamayacağını daha da iyi biliyor.Fenerbahçe ise takım değil.Nasıl oynayacağını bilmiyor, nasıl oynanmayacağını da bilmiyor.Şunun da altını çizeyim Vardar'ın çok futbolcusunun futbol taktiği, oyun taktik yapısı Fenerbahçeli oyuncuları beşe-ona katlar.Futbolda Lale Devri bittiŞimdi gelelim sadede; Fenerbahçe'nin rakibi Vardar takımının teknik direktörü rakibini çok iyi analiz etmiş, mükemmel taktik vermiş, futbolcular da bunu harfiyen uyguladılar.Bakmayın maçın bu sonuçla bittiğine... Vardar'ın biraz şansı olsa daha da farklı olurdu.Arkadaşlar, futbolda artık Lale Devri bitti. Mesela neden? Türkiye'de eskisi gibi takımlar, yöneticiler rahat rahat şike yapamayacaklar.Artık Türkiye'de hakemler kolay kolay satın alınamayacaklar. Artık Türkiye'de çok hakemin kıçı-başı oynamayacak. O zaman da büyüklük ancak sahada karar verilecek bir sonuç olacak.Dün gece Fenerbahçe'nin sahadaki halinin hiç bir mazereti yok.Rezaletler...Pazar günü eğer Ersun Yanal, biraz düzgün hareket etse biraz cesaretli olsa belki biraz da Fenerbahçe'yi düşünmese (!), Trabzon da bu F.Bahçe'yi 3'lerdi, 4'lerdi...5-6 hafta sonra ne olurlar bilemem.Ama bu durumları Trabzonspor maçı dahil, Göztepe maçı dahil içler acısı. Daha da doğrusu bu takım seyircisinin içini acıtıyor.Bu işin sorumlusu kim?Tabii ki Aziz Yıldırım.Neden?Bu takım Aziz Yıldırım döneminde şampiyonluklar kazandığında Yıldırım şu cümleleri kullanmıştı, "Bu takımı teknik direktörler mi şampiyon yaptı ben yaptım." Eğer teknik direktörler şampiyon yapmadıysa bu takımın rezilliğinden sorumlu bir kişi vardır o da Aziz Yıldırım'dır.
Van Persie’yle devam (!) - Ömer Üründül (Sabah)Fenerbahçe çok zayıf bir rakip karşısında son derece olumsuz bir futbol sergiledi ve de hayatımda Avrupa kupalarında bugüne kadar gördüğüm en zayıf 3 takımdan biri olan Vardar'a elenme başarısını gösterdi (!) İlk 45 dakika oyun tamamen karşı alana yıkıldı. Vardar, 10 kişiyle topun arkasına geçip alan daraltıyordu ama alan savunmasının yerleşme düzenini bozacak set oyunu Fenerbahçe'de artık alışılmış biçimde çok yetersiz... Orta sahada Mehmet Topal, Ozan ve Alper yapıları itibariyle aralarında organize olamıyorlar. Ayrıca üçü de defansın arkasına zamanlamalı pas atma yeteneğine sahip değiller. Böyle bir tabloda en acil ihtiyaç, santrfor katkısıdır ama fizik açıdan tükenmiş Van Persie ne adam eksiltebiliyor, ne de duvar olabiliyor.Bu durumda baktığımız zaman ilk devrede bütün yük Valbuena'nın üstüne bindi. Biraz da Dirar ve Isla ona yardımcı olmaya çalıştılar. Tabii yoğun baskıda az sayıda pozisyon çıktı. Üstelik de zaman zaman Vardar takımının geride yaptıkları basit top kayıplarıyla Fenerbahçe'ye pozisyon ortamı hazırlamasına rağmen... İkinci devre de aynı görüntüdeydi. Nihayet Fenerbahçe en azından moral bulacak ve tur şansını sürdürecek golü bir duran toptan buldu. Taraftarlar da desteklerini artırdılar ama yine çok basit bir gol yediler ve maç orada bitti. Üstelik 1-1'den sonra o acemi rakibin çok etkili pozisyonlarına tanık olduk.Vardar gibi zayıf bir takıma elenmek gerçekten kabul edilecek cinsten değil... Ben göreve geldikten sonra sürekli Aykut Kocaman'ı iki konuda eleştiriyorum. Bir tanesi tükenmiş Van Persie ısrarı, ikincisi de bu tip bir kadroyla üçüncü bölgede oynarsan çok pozisyon verirsin ve goller yersin uyarısıydı. Aykut Kocaman'ın en azından şunu düşünmesi lazımdı. Fenerbahçe, savunma yapacak bir takıma karşı oyunu ve fizik gücünü zorlayacak, bu da en fazla 60 dakika sürer. Bu yüzden de sen, takımın diri olduğu bölümlerde doğru kadroyu çıkaracaksın. Eğer Van Persie'yi oynatırsak bir kişi eksik kalırsın.
Yazıklar olsun! - Engin Verel (Akşam)Geçen hafta Üsküp’te oynanan ve 2-0 yenilgiyle İstanbul’a dönen F.Bahçe dün akşam 'Köy takımı' görüntüsündeki Vardar’a ağır bir yenilgi sonrası elendi. Kanarya, birazsa ilk yarıda Barcelona misali top çevirerek oynama üstünlüğünü eline aldı. Ancak bu görüntüler çerçevesinde ne Messi ne de Suarez vardı. Sağ ve sol kanatlardan gelen sönük toplarda sahadaki bitik Robin van Persie’nin son vuruşları istenen düzeyde olmayınca ilk yarı golsüz berabere bitti. İlk yarının kırılma noktasında Vardar’ın direkten dönen şutu vardı. İkinci yarıda daha istekli saha çıkmasını beklediğim F.Bahçe ilk 15 dakika içerisinde Ozan’ın 'Saçları yolduran' vuruşları sonrası Vardar’ın şok golü geldi. Yenilen ikinci golde iki stoper Roman ve Skrtel’in yerine Isla ve Aatif’ın ceza sahası içinde bulunması Fenerbahçe adına gecenin en güzel özetiydi. Bu ikiliye kaleci Kameni’nin de hatası eklenince seyirci gibi Aykut Kocaman dağıldı. Kazanman gereken bir maçta orta ahada Mehmet Topal ve Ozan’ı oynatmak, Soldado’nun ilk 11’de olmaması teknik olarak yapılan büyük hatalardı. 'Köy takımı' dediğim Vardar’ın 90 dakika içinde 2 topu direkten döndü. Fenerbahçe’nin tehlikeli atağı bile yoktu. Beraberlik golünden sonra tehlike pozisyonlar yakalayan ve gol atan Vardar’ın oyuncularını tek tek kutluyorum. 'Köy takımı' benzetmesi yaptığım içinde kendilerinden özür diliyorum. Fenerbahçe ezik oyunuyla Avrupa Kupaları'na veda etti. 'Bu ağır yenilgi ile teknik heyet ve tüm futbolcular sadece Türkiye’de değil tüm Avrupa’da çubuklu formayı rezil etti.' Bu rezaleti yaşatanlara yazıklar olsun. Artık Fenerbahçe’ye sadece futbolcu ve antrenör değil, yeni bir lider gerekiyor. Ancak bu takım böyle düzelir. Bu liderle inat edilirse bu takım bir adım ileri gitmez.