Kolo Toure Ajansspor'a konuştu
Eto’o Charity Match için ülkemize gelen Afrika futbolunun en başarılı oyuncularından Kolo Toure ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi bütün sorularımıza içtenlikle cevap verdi.
Öncelikle Samuel Eto'o Vakfı'nın Afrikalı çocukların gelişimleri yararına düzenlediği bu organizasyon ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Bu çok büyük bir organizasyon. Burada olduğum için çok mutluyum ve gururluyum. Her şeyden önce Samuel Eto'o'yu bu konuda saygıyla desteklememiz gerekiyor. Kendisi zaten çok değerli bir insan ve aynı zamanda başarılı bir sporcu. Biz de Afrikalı çocuklar için buradayız ve bu vakfın faaliyetlerine destek veriyoruz. O çocukların yaşam kalitelerini yükseltmek, imkânlarını düzeltmek kısacası onları daha iyi bir yaşama kavuşturmak için bunu yapıyoruz ve bu bence muhteşem bir olay.
Sizin Afrika'daki çocukluğunuz nasıl geçti?
Benim çocukluğum da Eto'o’nun çocukluğu gibiydi. Çok geniş bir aileydik. İki kız kardeşim ve altı erkek kardeşim vardı. Erkek kardeşlerimden biri vefat etti. Fakat hâlâ geniş bir aileyiz. Biz diğer çocuklara nazaran çok şanslıydık. Babamız hepimize bakabilecek durumdaydı. Bu onun için çok kolay olmuyordu tabii ki ama sonuçta hepimizin sofrada yemeği vardı.
Futbola dönecek olursak… Özellikle geçtiğimiz sezon sonuna doğru Liverpool’la başarılı maçlar çıkarttınız. Sezon sonu itibarı ile kontratınız bitti ve serbest oyuncu konumundasınız. Önümüzdeki sezon sizi hangi kulüpte görebileceğimize dair ipucu verebilir misiniz?
Evet, şu anda bonservisim elimde. Herhangi bir kulüple sözleşme imzalamadım. Gelecek teklifleri bekliyorum. Sonuçta ben futbolu çok seviyorum ve oynamaya devam etmek arzusundayım. Şu an için hangi kulübe gideceğimi söylemem zor, zaten menajerim takipte. Fakat ben her kulüpte oynayabileceğimi söylemek isterim.
“TÜRKİYE İÇİN HAZIRIM”
Çin, Katar ve Amerika Birleşik Devletleri gibi seçeneklere de açık mısınız?
Hepsine açığım. Sonuçta ortada iyi bir proje olur ve bana ihtiyaç duyulursa dünyanın her yerine seve seve giderim.
Zaman zaman Türk basınında adınız geçmişti? Fenerbahçe ve Galatasaray'ın gündemine gelmiştiniz...
Beşiktaş ve Trabzonspor da vardı!
Gerçekten de gazeteler dört büyük takımın da sizinle ilgilendiğini yazmıştı. Bunların gerçeklik payı neydi?
Şaşırtıcı gelebilir ama hiç biri spekülasyon değildi. Hepsi gayet ciddiydi. Fakat şartlar farklı gelişti. O dönemlerde çeşitli sebeplerden dolayı transferim gerçekleşmedi, fakat şimdi kendimi Türkiye gibi mükemmel bir ülkeye gelmek için hazır hissediyorum.
“2006 ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİNİ UNUTAMIYORUM”
— Premier Lig’de 3 büyük takımda forma giydiniz, 2 tane şampiyonluk yaşadınız. Kariyerinizde en çok iz bırakan maç hangisi oldu?
— Çok büyük takımlarda oynadım. Dolayısıyla bende iz bırakan çok maç var. Fakat hatırlıyorum da 2006'da Barcelona'ya karşı UEFA Şampiyonlar Ligi finalini kaybetmiştik. O benim için çok özel bir maçtı. Fakat mağlubiyet benim için çok ağır oldu. Çok üzüldüm. Sanırım bende en çok etki bırakan maç bu!
— Roberto Mancini, Arsene Wenger, Brendan Rodgers, Jurgen Klopp gibi isimlerle çalıştınız. Hangisini farklı bir yere koymak istersiniz?
— Tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki, hepsini çok seviyorum. Sonuçta her biri çok kaliteli, çok bilgili teknik adamlar. Hepsinden de bir şeyler öğrendiğimi düşünüyorum.
- Jose Mourinho ve Pep Guardiola’nın da katılımıyla, tüm Avrupa’nın gözü Premier Lig’e çevrilmiş durumda. Nasıl bir yarış bekliyorsunuz?
— Çok çılgın bir sezon olacak. Ben de bu yarışta bir parça olmayı arzu ederim. Çünkü Premier Lig tarihinin en ilginç sezonu olacak gibime geliyor. Her büyük kulübün başında üst düzey bir teknik adam var ve hepsi o kupayı almak için büyük bir yarış içine girecekler. Yani, bir öncekinden daha da ilginç bir sezon bizleri bekliyor.
— Leicester City 'nin şampiyonluğu için ne dersiniz?
— Geçtiğimiz sezonun tartışmasız en iyi takımıydı. Çok iyi top oynadılar. Claudio Ranieri büyük tecrübe olduğunu gösterdi. Defansı da ofansı da çok güçlüydü.
— Futbolu bıraktıktan sonra ne gibi bir planınız var? Basında çalışmak, teknik adamlık veya sadece tatil yapmak! Hangisi?
— Ben basını da çalıştırıcılığı da denemek istiyorum. Hangisine daha yatkın olduğumu hissedersem, o yolda devam etmek isterim.
“EURO 2016’NIN EN İYİSİ FRANSA’YDI”
— Euro 2016’yı takip etme şansınız oldu mu? Kamuoyu tarafından pek de şans verilmeyen Portekiz kupaya ulaştı. Nasıl değerlendirirsiniz?
— Tabii ki takip ettim turnuvayı. Portekiz’in şampiyonluğunu ben hissetmiştim. Ama Fransa turnuva boyunca çok iyi oynadı ve kendi evinde kazanmak zorundaydı. Fakat Portekiz ve Cristiano Ronaldo için çok önemli bir akşamdı ve Portekiz takım halinde çok inançlıydı. Sonuçta finalde kazanmak önemlidir. Ve nedendir bilmem maç sırasında Portekiz'in kazanacağına dair bir inanç oluştu içimde. Portekiz adına mükemmel bir son oldu fakat finalde şanssız olarak kupayı kaybeden Fransa bence turnuvanın en iyi ekibiydi.
— Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
AJANSSPOR ÖZEL RÖPORTAJ / ZİYA DARENDE