Konya’nın tılsımını bozdular!
Ajansspor köşe yazarlarından Recep Çınar, A Milli Futbol Takımı'nın İspanya'ya sahasında 6-0 yenildiği, Filenin Sultanları'nın dünya ikinciliği ve çeyrek finale yükselen 12 Dev Adam'la ile ilgili bir yazı kaleme aldı. İşte detaylar...
Pazar gününe büyük umutlarla başladık…
“Filenin Sultanları”nın İtalya ile final maçını kazanıp dünya şampiyonluğunu ilan edeceğini hayal ettik!
Maç başladı ilk seti verdik…
İkinci sette yakaladık…
Üçüncü seti de verdik, İtalyanlar 2-1 öne geçti…
Dördüncü sette yine yakalarına yapıştık…
İşte ne olduysa karar setinde oldu…
Voleybol otoritelerinin favorisi İtalya takımıydı…
Bazıları daha da ileri giderek, Türkiye’nin maça ortak bile olamayacağının altını çiziyorlardı…
Millilerimiz, müthiş bir oyun sergilediler ki, İtalyanları favori gösterenlerin bile yüzlerini kızartılar…
Dedim ya, İtalyanlar kaçtı, bizimkiler kovaladı…
Zorlu final maçını 2-2’ye getirirken, kadınlarımızın performansı İtalyanları inanılmaz strese soktu…
Tabi ki, burada devreye tecrübe girdi…
Karar setinde, yani 5. Sette en ufak bir hata maçtan kopmanıza neden olur…
Ki, öyle de oldu…
Karar setlerinde sakin kalabilmek, hata yapmamak önemli…
İtalyanların yaptığı gibi…
Sonuç olarak voleybolda dünya ikinciliğine sevinerek, akşam oynanacak Türkiye-İspanya futbol maçına çevirdik projektörleri…
Unutmadan “12 Dev Adam”dan da bahsetmek lazım…
FIBA 2025 Avrupa Şampiyonası’nda mücadele eden A Erkek Milli Takımımız, son 16 turu maçında İsveç’i 85-79’luk skorla yenerek çeyrek finale yükseldi…
Son 8’e kaldı uzun adamlarımız…
Millilerimiz Salı günü Polonya ile karşılaşacak...
Polonya güçlü, ama yenilmeyecek bir takım değil…
Gönlümüz kazanmalarını çok istiyor, ki öyle de olacaktır.
Büyük bir umutla ve kafalardaki soru işaretleri ile stadın yolunu tuttuk…
Yeşil zeminin dışında her şey yolundaydı…
Ne zaman ki, maç başladı, özellikle de ilk golü yedik “eyvah” dedim içimden…
Sonrası malum…
Mücadelenin teknik konusuna gelince; yazımın başında da söylediğim gibi, takım olarak vasatın çok çok altındaydık!
Çıplak gözle ilk kez izlediğim İspanya takımının pas oyununa hayran kaldım…
Böyle bir takıma karşı savunmada ve orta sahada geniş alan bırakır, haddini bilmeyip sülale boyu karşı tarafa gidersen, farkın 6’da kalmasına şükretmelisin…
Takım oyununu bir tarafa bırakmak ve kişisel becerilerinle skor aramak, ne kadar doğru bir futbol aklı?
Oyuncuların hepsi kıymetli, hepsi baş tacı bizler için, lakin bazıları Milli Takım için yetersiz…
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok…
Milli Takımda emeklilikleri gelenlerin kesinlikle birer muadilleri bulunmalıdır…
Kimse kusura bakmasın “iyi bir jenerasyon” denilen bu takım, yürüyen oyuncular mı iyi bir jenerasyon?
Ve santrforsuz ve forvetsiz bir jenerasyon!
İspanya takımını yazmaya gerek yok…
Dünyanın en iyi milli takımı olabilir…
Eyvallah…
Beni düşündüren, biz bu oyunumuzla, bu futbol aklımızla Bulgaristan’ı nasıl geçeceğiz, nasıl en iyi ikinci olacağız?
İspanya maçının başında sonuna kadar tam bir hayal kırıklığı yaşadık…
Oyunun hiçbir bölümünde olamadık ne yazık ki…
Ne savunmada, ne orta sahada, ne de önde…
İspanyollar oyunun tamamını domine ettiler, yani üstünlük kurdular ve bizim takımı tahakküm altına aldılar…
Maçın başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar sahanın egemen olan takımı İspanyol takımıydı…
Bizim için 6-0 çok kötü bir skor, ama daha kötüsü gerek bireysel beceri, gerekse takım oyununun olmayışıydı…
Yönetenlerin kafa yorması gereken bu…
Çok uzatmayacağım; bu acı skor bize ders olur ve bundan sonra oynayacağımız maçlara daha kuvvetli çıkarız…
Ayrıca bu maçta Konya’nın tılsımının İspanyollar tarafından bozulmasına da çok üzüldüm…
Hem de yarım düzine gol yiyerek.