Koray Günter: "Dersteyken bir telefon geldi ve..."
İtalya'da futbol yaşantısını sürdüren Koray Günter, konuk olduğu Sporcu Vizesi'ne birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulunup önemli bilgiler verdi.
Borussia Dortmund altyapısından A takıma yükselen ve sonrasında Galatasaray'a oradan da Serie A takımlarından FC Genoa takımına transfer olan Günter, TRT Spor'da Siyamend Kaçmaz'a doğduğu Almanya ile ülkesi Türkiye arasında milli takım tercihini anlattı; genç milli takımlarda oynarken Dünya Kupası elemelerinde Türkiye ile karşılaştıkları ve 2-0 kazandıkları maçta yaşadığı duyguları bir daha yaşamak istemediğini söyledi.
Günter, "Bizim kulübümüz İtalya'nın en eski kulübü. Hatta ilk kulübü.(1893) Taraftarımız da en bilinen taraftar gruplarından birisi. Bana da burada Granda Turko (Büyük Türk) diyorlar. Zaman zaman İtalya'da oynayan diğer arkadaşlarla da görüşüyoruz. Daha yeni Cengiz Ünder'in takımı Roma'ya karşı oynadık. Ama en çok Juventus'da oynayan Emre Can ile muhabbetim var. Onunla birlikte Alman milli takımında birlikte oynadık. Buradan bir buçuk saat mesafede bir şehirde yaşıyor" dedi.
A TAKIMIN MAÇINI İZLEYEBİLMEK İÇİN TOP TOPLAYICILIK YAPARDIK
Dortmund alt yapısında oynarken A takımda oynayan Nuri Şahin ile bir anısını da anlatan Koray Günter, "Kendi karşılaşmamızı oynadıktan sonra hafta sonu oynanan A takım karşılaşmasında hepimiz top toplayıcı olmak isterdik. Her maça gidemiyorduk, takım arkadaşlarımızla top toplayıcı olmak için kıyasıya yarışıyorduk.
NURİ AĞABEY'İN MÜNİH'E KARŞI FRİKİKTEN GOL ATACAĞINI MAÇTAN ÖNCE KENDİSİNE SÖYLEDİM
Bir gün Bayern Münih'e karşı evimizde oynadığımız bir karşılaşmada ben top toplayıcıydım ve antrenman sırasında Nuri ağabeyime seslendim. Zaten tanışıyorduk. "Ağabey dün gece bir rüya gördüm ve bugün bir frikik gölü atacaksın. Öyle hissediyorum" dedim. O da " Hadi İnşallah..." dedi. Sonra tam ceza sahasının sınırında bir frikik oldu. Ben de sanki içimde bu pozisyonu bir dejavu gibi hissetim ve yanımdaki arkadaşıma da, "Bak bu gol olacak" dedim. Ve Nuri ağabey muhteşem bir frikik gölü attı. Hatta o haftanın gölü oldu Bundesliga'da. Nuri Şahin golden sonra benim yanıma geldi alnımı öptü, sevinci beraber yaşadı benimle ve "sen demiştin bu senin için" dedi. İnanılmaz bir anı oldu benim için" ifadelerini kullandı.
KLOPP'UN BENİ TAKIMA İSTEDİĞİ TELEFON OKULDA DERSTEYKEN GELDİ
Koray Günter, şöyle konuştu;
"İlk kez ben futbolcu olduğumu ise okulda bana gelen bir telefon ile öğrendim. Dersteydim telefonum da sessizdeydi. Ama alt yapıdan hocam arayınca merak ettim. Çünkü kolay kolay aramazdı. Dersten izin alıp dışarı çıktım hocam bana, "Jürgen Klopp seni A takımda görmek istiyor" dedi. Ben inanamadım ve "Hocama lütfen bana şaka yapmayın. Böyle bir şaka kaldıramam" dedim. Sonra okuldan bir saat kadar erken çıkıp antrenmana yetişmem gerektiği okul ile kendisinin konuşacağını söyledi. Ben idmana gittim ama heyecandan ne yapacağımı bilmiyorum. Çünkü içinde olduğum an inanılır gibi değildi.
BENİ TOPA TUTTULAR!..
İdman başladı işte pas yapıyoruz. Adamlar ayağıma şut çekiyorlar, göğsüme şut çekiyorlar, kafama pas atıyorlar falan... Bir de gülüyorlar... Ne olduğunu da anlamıyorum tabi. Çünkü dizlerime şut çekiyorlar, omuzuma, bacağıma geliyor toplar... En son "Nuri Ağabey, bunlar böyle mi pas atıyorlar. Nasıl kontrol edeyim?" diye isyan ettim. O da "yok oğlum bilerek yapıyorlar. Yeter artık beş dakikadır çocuğa eziyet ediyorsunuz" dedi ve benimle geçtikleri dalgaya son verdi. "Seni test ediyorlar, ne kadar çabuk sinirleneceksin merak ediyorlar" deyince rahatladım. Ama hiç unutamıyorum o ilk idmanımda fena oyuna geldim."
GOLCÜ BAŞLADI, STOPER OLDU
Koray Günter, futbol kariyerine golcü olarak başlayıp defansa geçiş hikayesini ise Siyamend Kaçmaz'a şöyle anlattı:
"Çocuk iken gol atma, gol kralı olma hayali kurarken bir gecede gol atmaya gidenleri durdurma pozisyona geçtim ve stoper oldum. Maçtan bir kaç gün önceydi sanırım üç stoperimiz vardı ve ikisi ya sakat ya da hastaydı tam hatırlamıyorum. Hoca da bizlerle konuşurken ne yapabiliriz diye düşünürken birden, "Koray, senin boyun falan var. Fiziğin iyi seni bir deneyelim" dedi. O gün ben de kabul ettim ve stoper oynadım. Nasılsa deneme bu, yarın yine kendi pozisyonuma geçer gollerimi atarım diye düşündüm. Zaten takım beni o sezon golcü diye ilk çıkış yaptığım takımdan transfer etmişti ve iyi goller de atıyordum. Neyse ertesi gün maça gidiyoruz. Soyunma odasına girdik. Herkesin forması askılara asılmış bekliyor. Listeye bir baktım kendimi bulamadım. O ana kadar da hep ilk 11 oynuyorum. Şaşırdım. Bir kez daha baktım yine bulamadım. Üzüldüm tabi. Hep oynarken adımı görmemek tuhaf geldi. Sonra fark ettim ki ben hep ilerde oynadığım için listenin o kısmına bakıyormuşum. Adımı gördüm ve karşısında 4 numarayı görünce iyice şaşırdım. Bir yanlışlık var zannettim hoca yanıma geldi, "Yanlışlık yok. Dünkü idmanda diğer stoper ile çok uyumlu gördüm seni. Bugün bir deneyelim maçta" dedi. O gün çok iyi oynadım ve kazandık. O deneme sonrası bir daha hiç değişmedi hep öyle kaldım. Gol atmaya asist yapmaya giden birisi iken bir günden diğerine stoper oldum. Sonra bende hep zevk aldım stoper oynamaktan."
PANDEV VE PRANDELLI'DEN GENOVA İDMANINDA TÜRKÇE SÖZLER
İtalya'nın en eski takımı olan FC Genoa'nın 16. yüzyıldan kalma binadaki tesislerini de gösteren TRTspor'daki Siyamend Kaçmaz ile Sporcu Vizesi programı, müze gibi 16. Yüzyıldan kalan bir binaya sahip olan takımın tesislerinde iki eski Galatasaraylı Goran Pandev ve teknik adam Prandelli'yi de ekrana getirdi. Prandelli, Siyamend Kaçmaz 'a Türkçe "Merhaba" derken Pandev ise sempatik davranışlarda bulunarak Türkçe hatırladığı kelimeler ile Siyamend'e, "Nasılsın Baba... Galatasaray'a selam" sözcüklerini kullandı.
Kendilerine 'Almancı' denilmesinden hoşlanıp hoşlanılmadığı ve neden Alman Milli Takımı'nı seçtiği sorusuna ise Koray Günter, şöyle cevap verdi:
"Almancı denmesine alıştık. Kalbimiz her iki ülke için de eşit atıyor. Hatta komik bile buluyoruz.
NEDEN ALMANYA MİLLİ TAKIMINI SEÇTİ
Benim zamanımda ilk milli takım seçimleri yapılırken Dortmund'da benim yükseliş dönemime denk gelmişti. U16 zamanları idi. O yaşta bir futbolcu için milli takımda oynamak ve çağrılmak en üst seviye başarının göstergesi idi. Bana ilk yanaşan Almanya oldu ve teklif ettiler. Bende ailem ile de konuşup olumlu döndüm onlara. Onlar da malzemelerimi ve biletlerimi her şeyi yolladılar. Maça çıkmamıza iki gün kala bu defa Türkiye'den aradılar. Benim kalbim her ikisine de eşit atıyor. Zaten maça da iki gün kalmıştı ve sözümü geri çeviremez durumdaydım. Maalesef Türk milli takımı için olumlu dönemedim.
"MAÇ ALMANYA -TÜRKİYE MAÇIYDI AMA GOLLERİ TÜRKLER ATTI"
U17 milli takımları dünya kupası elemelerinde bir de Türkiye ile karşılaştığımız bir maç var ki Allah bir daha göstermesin. Grubumuzda Türkiye, Ukrayna ve İsviçre vardı galiba. O dönemki Almanya milli takımının ilk 11'inde 9 tane Türk vardık. Eleme grubunda da son maç Türkiye'ye karşı. Kazanan da tur atlayacak. Turu atlayan biz olduk ama sonuçta çok üzüldük çünkü kaybeden takım bizim ülkemiz. Golleri de atan iki tane Türk'tü bizim takımdan. Bir hayalimiz gerçekleşti Dünya Kupası'na katıldık ama diğer taraftan da her birimiz ayrı üzüntü yaşadık çünkü karşı tarafta kaybeden arkadaşların göz yaşlarını görünce içimiz yandı. Sonuçta bizim ülkemiz. Böyle bir duyguyu daha öncesinde ve sonrasında hiç yaşamadım ve yaşamakta istemiyorum zaten. Çok kötü bir duyguydu. Hepimiz Almanya'da doğup büyümüş Türkler olarak o gün Türkiye'ye karşı çok zor oynadık. Bir daha da oynamak istemiyoruz."
Yurt dışında spor yaşamlarını sürdüren sporcuların yaşadıkları ülke ve şehirlerde onlar ile zaman geçiren ve sıra dışı görüntüler ile ekrana taşıyan Siyamend Kaçmaz, Cenk Tosun'dan Ümit Karan'a, Salih Uçan'dan Gökhan İnler'e Atınç Nukan'a bir çok ülkeyi gezerek sporcuların günlük yaşantılarını ekrana taşıyor.