Körfezde Boğulan Lider, Kadıköy’de Doğan Umut

Geçmişin hayal kırıklıkları, kaçan fırsatlar, tribünlerde temkinli bir beklenti yaratmıştı. Ancak bu kez başka bir şey vardı. Bu kez Kadıköy’de sadece bir maç değil, bir karakter sınavı oynanacaktı. Ve o karakteri sahaya yazan, tribünlerdeki büyük Fenerbahçe taraftarı oldu. 12. adam görevini eksiksiz yaptı, takımı öyle bir motive etti ki futbolcuların başka bir seçeneği kalmadı: Oynamak ve kazanmak.

Maç öncesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıl dönümünde yapılan anma organizasyonu, sadece bir saygı duruşu değil; bir ruh çağrısıydı. Atasına yakışır bir duruşla başlayan gece, sahada da aynı ciddiyetle devam etti.

Avrupa’dan deplasmanda alınan değerli bir puanla dönen Fenerbahçe, rotasyonlu kadrosuyla sahadaydı. En-Nesyri kulübede, Talisca ilk 11’deydi. Nene ve Kerem gibi isimler yeniden başlangıç yaptı. İlk 15 dakika bir ısınma süreciydi belki ama 25. dakikadan itibaren sahada tek bir takım vardı: Sağlı sollu ataklarla Kayseri savunmasını bunaltan, oyunu domine eden bir Fenerbahçe.

Nene’nin enerjisi, Asensio’nun zekâsı, Samedo’un dinamizmi,cezalı İsmail’in yerine oynayan Fred’in dengesi ve tabii ki kaleci Ederson’un güven veren duruşu... Hepsi bu galibiyetin mimarlarıydı. Kerem’in katkısı da göz ardı edilemez. Takım artık daha istekli, daha çok koşan, daha kompakt bir yapıya bürünüyor. Telesco’nun kenardaki enerjisi bile sahaya yansıyor.

Bu maç, sadece üç puan değil; özgüven, birliktelik ve yeniden doğan bir inanç kazandırdı Fenerbahçe’ye. Trabzon’un iki, Galatasaray’ın üç puan kaybettiği bir haftada, Kadıköy’de adeta bir “Fener Alayı” vardı. Ligde kartlar yeniden karılıyor. Bu lig daha çok su kaldırır, ama bu kez Fenerbahçe o suya yelken açmış gibi görünüyor.

Başkan Sadettin Saran ,soyadı gibi herkesi enerjisi ile Sarmış durumda...