Spor yazarları kötü geceyi yorumladı! "Futbola zaman ayrılamayan ligin aldatıcılığına yeniliyoruz"
UEFA Avrupa Ligi'ndeki temsilcilerimiz beklentinin altında kaldı. Galatasaray ve Fenerbahçe berabere kalırken Beşiktaş yenildi. Spor yazarları Avrupa gecesini değerlendirdi.
Spor yazarları Avrupa maçlarını değerlendirdi
Spor yazarları, Trendyol Süper Lig'de şampiyonluk yarışı veren 3 Büyükler'in Avrupa maçlarını değerlendirdi. Kadro değerleri ve kağıt üzerindeki isimlerle üstün görünen takımlarımızın Avrupa'da kolay çözüldüğüne dikkat çekildi.
Meleke: "Ağızda farklı dozda acı tat kalan bir gece"
Uğur Meleke (Hürriyet): Üç İstanbul büyüğünün her birinin ağzında farklı dozda acı tat kalan bir gece yaşadık Avrupa’da. Eintracht Frankfurt bu kupanın en iyilerinden. O dramatik ilk yarıdan sonra geri dönüş zordu Beşiktaş için... Fenerbahçe’nin rakibi Twente’yi ise geçen seneden tanıyoruz. Hocaları aynı. Kadrolarını korumuşlar; geçen yıl da Unnerstall, Vlap, Bruns, Wolfswinkel, Hilgers, Regeer, Steijn’in hepsi oynamışlardı.
Dün akşam üstü oynanan RFS-Galatasaray maçı da enteresandı gerçekten. Ev sahibi RFS topu tamamıyla temsilcimize bıraktı. Galatasaray stoperleriyle-bekleriyle tüm müsabakayı rakibin 30 metresi içinde geçirdi. Davinson’un takım boyunu kısaltması, önde kazanılan toplar, Yunus’un merkeze girerek yarattığı asimetri, her şey yolundaydı ilk 40 dakikada. Yunus’la 2-0’ı bulduklarında Galatasaraylı futbolculara mikrofon uzatma şansınız olsa, birçoğu maçın 5’e gideceğini zannedebilirlerdi o anda.
Ancak futbolun (hatta aslında hayatın) temel kurallarından biri girdi o noktada devreye: Rakibiniz ne kadar zayıf olursa olsun konsantrasyonunuzu koruyacaksınız. İlk devrenin sonu ve ikinci yarının başında konsantrasyon eksikliği sebebiyle birer gol yedi temsilcimiz. Sonra da vitesi hiç yükseltemedi ve kıramadı rakibinin direncini. Eğer Galatasaray dün Riga’da, PAOK maçındaki motivasyonunun yüzde 50’sine sahip olsaydı galibiyetle dönerdi yurda.
Ece: "Bu kadro iki kulvarda başarı için eksik!"
Ali Ece (Fanatik): Giovanni hoca, Amsterdam deplasmanındaki deneme-yanılma fiyaskosundan sonra 2024-25 model Beşiktaş’ı fabrika ayarlarına döndürünce Süper Lig’deki son maçta Beşiktaş’ın oyunu hem etkili hem de skor tabelasına net şekilde yansıyan cinsten efektifti. Dün de ilk yarıda Gedson-Ndour iç orta sahaları önünde sarkık oyun kurucu-2. forvet karışımı Rafa Silva ile Beşiktaş maça etkili başladı. Ancak ilk yarıda bu etkiyi efektif şekilde skor tabelasına yansıtamadı. Bu oyun Süper Lig’de başarılı olmaya yeter ama bu kadro iki kulvarda başarı için maalesef eksik!
Bilgiç: "Neresinden tutsan elinde kalacak"
Gürcan Bilgiç (Fotomaç): Neresinden tutsan, elinde kalacak bir maç izledik. Mourinho'nun Fenerbahçe'sini sahadan sildi Twente takımı. İki tarafta da üstündüler; taktik olarak da istediklerini alıyorlardı, fizik olarak da. Baskıyı kurdular ve hiç bırakmadılar. Nefes aldırmadan topun ve pozisyonların peşinde ördüler sahayı... Oyuncu kalitesi olarak rakibin çok üstünde olmasına rağmen, bu direnç ile farklılıklarını ortaya koyamadı Fenerbahçe takımı. Neredeyse tutan plan yoktu.
Maçın hakemi Türkiye'de olsa Kadıköy'e gelemezdi. Bu kadar açık… Mourinho'nun takımını yenmek için ekstra hırsla oynayan Twente'nin hafta sonu maçına dikkat. Amrabat ortaklığındaki Fenerbahçe defansı için "helal olsun" diyorum. Sonuç; kaybedilmemesi gereken maçtı, kaybedilmedi…
Tüzemen: "Kurtul artık saplantılarından.. Duygularınla değil aklınla hareket et"
Levent Tüzemen (Sabah): G.Saray'da "Farklı öne geçip sonra rakibe yakalanma" hastalığı sürüyor. Rigas otobüsü savunmanın önüne çekmiş, topu G.Saray'a vermiş ve pusuya yatmıştı. "G.Saray farka gidecek" anlayışına kapıldım ama yanıldım. Rigas kolay bir gol attı, pozisyonda Sanchez adamını kaçırdı, Abdülkerim geride kaldı, Günay atılan şutta topu "Olmadı bir daha vur" gibi rakibin önüne kesti ve golü yedi.
Okan Buruk maalesef oyunu okuma ve hangi oyuncunun oyundan çıkması konusunda hatalar yapıyor. Ya yardımcıları yardım etmiyor ya da Okan Hoca yardımcılarının uyarılarını dinlemiyor. Maçın başından itibaren Kaan sağ bekte tank gibi oynuyordu. 2. yarı Riga sağdan iki kez geldi ikisini de Abdülkerim önledi. Üçüncü atakta da gol geldi. Skor 2-2 olduktan sonra Okan Buruk Kaan'ı oyundan aldı. Hoca olarak bu değişikliği çok önceden yapman gerekirdi. Barış Alper formsuz, eski gücünde değil. G.Saray'a iki gol atan Rigas kalan 6 maçta bir takıma iki gol atabilecek mi? Okan Hocam; şimdi "Sorumluluk benim" gibi açıklama yapma çünkü sen de zihinsel olarak formda değilsin. Abdülkerim çıktığında Nelsson varken Berkan stoper olmaz. Torreria yerine Yusuf girmez. Kurtul artık saplantılarından.. Duygularınla değil aklınla hareket et...
"Bu ligin Avrupa’ya gidenlerinden de bundan fazlası beklenemezdi herhalde!"
Cem Dizdar (Fanatik): Gecenin erken maçında Galatasaray’ın yaşadığı şaşkınlık aslında çok şey anlatıyordu. Bir türlü takımlarının oynayamadığını kabul ettiremezsiniz memleket insanına! Öyle ya, bu kadar şöhretli oyuncuyla oynanamıyorsa futbol daha nasıl oynanabilirdi ki? Yanıt; “Rakiplerin oynadığı gibi” ama kabul etmek zor! Beşiktaş maçında da durum farklı gelişmedi. Bir parça hız, birkaç doğru pas bizim takımların çözülmesine yetiyor maalesef! Skoru alan Frankfurt sakince, “Topla birbirini bulma oyunu” oynadıkça Beşiktaş koşmaktan bitap düştü! UEFA’da eşleşebileceği en zor rakiplerle ilk iki maçında karşılaşmak durumunda kalan Beşiktaş, bu iki mağlubiyetten çıkaracağı derslerle işleri düzeltecek revizyon hamlesi yapabilir.
Ancak bunun önündeki en büyük engel, “Bu hocayla olmuyor” denilmesidir. Oysa sorun, “Hoca problemi”nin çok ötesindedir. Münakaşadan futbola zaman ayrılamayan ligin aldatıcılığına mağlup oluyoruz hepimiz! Hakem tartışması manasızlığına takılı kalan… Çözümü yaşını başını almış ama şöhretli yabancı oyuncularda gören... Atletik performansı ve dayanaklılığı düşük, birbirine sahici rakip olarak doğru antrenman veremeyen ligin Avrupa’ya gidenlerinden de bundan fazlası beklenemezdi herhalde! Sonuçta fatura yine öğrenmekten köşe bucak kaçan oyuncu, yönetici, taraftar üçgenine mağlup olacak teknik adamlara çıkarılacaktır!